Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Merkez Eğitim Sekreteri Betül Korkut, okullarda müdür atamalarının bundan sonra valilik veya il milli eğitim müdürlükleri tarafından yapılacak olmasıyla ilgili bianet'e yaptığı açıklamada, AKP'nin aleni olarak kadrolaşma siyaseti yürüttüğünü söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okul müdürlerinin atanmasıyla ilgili olarak şunları söylemişti:
"Yine hizmet puanını esas alacağız. Daha sonraki yıllarda bu durum kariyer basamaklarıyla da ilişkilendirilecek. Ayrıca yazılı imtihan yapacağız ve bir mülakata tabi tutacağız. Sonra da başarılı olan üç kişi arasından il milli eğitim müdürü veya valinin seçeceği bir atama gerçekleştireceğiz."
Nerden baksak tutarsızlık
Betül Korkut, mevcut sistemde müdür ve müdür yardımcılarının belirlenmesi için merkezi sınav yapıldığını, bu sınav sonuçlarına göre Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) atamaları gerçekleştirdiğini şimdi ise yazılı sınav ve mülakat sonrası atamaları valiler veya il milli eğitim müdürlerinin yapacağını söyledi.
"Yazılı sınav meselesi sorunlu. Son dönemde ne ÖSYM'nin ne de MEB'in yaptığı sınavların hiç birinin güvenirliliği ve meşruluğu yok.
"Ayrıca mülakat neye göre yapılacak? Kim değerlendirme yapacak, ne sorulacak? Bir Eğitim-Sen'linin o mülakattan geçebilme şansı yok.
"Yazılı sınavlar ve mülakatlar sorunlu olmakla birlikte bir de atamayı milli eğitim müdürü hatta valinin yapacak olması gerçekten son derece ilginç. Zaten vali de seçilmiyor, atanıyor. İktidarın atadığı biri okullara müdür atayacak. Ayrıca valinin eğitimle ne alakası var?
"Artık iktidarın kafasının arkasında ne olduğunu düşünmeye gerek yok; AKP aleni şekilde kadrolaşıyor. Bu kadrolaşmalar da eğitim sistemine ciddi anlamda zarar veriyor.
"Rektör ataması sisteminin aynısı"
Korkut, yeni düzenlemenin üniversitelerdeki rektör atamalarıyla aynı sistem olduğu görüşünde. Aynı antidemokratik sürecin geliştirilmek istendiğini dile getiren Korkut, AKP'nin sürekli denetim altında tutabileceği yönetici kadroları yaratmak amacında olduğunu söyledi.
"4+4+4'le nasıl siyasal amaçlarına uygun bir eğitim sistemi hayata geçirdilerse şimdi de ihtiyaçları çerçevesinde kadrolaşma siyaseti yürütüyorlar.
"Performans değerlendirmesine kariyer basamaklarını da ekleyerek tüm eğitim alanında eğitimcilerin birbiriyle rekabet edeceği ve birbirinin üstüne basarak yükseleceği bir eğitim hiyerarşisi yaratılmak istenmektedir.
"Nasıl üniversitelerde çalışanların, öğrencilerin, öğretim üyelerin katılımıyla demokratik şekilde rektörün seçilmesini savunuyorsak okuldaki yöneticiler için de aynı kriterler geçerli olmalı.
"Müdürlerin atanmasına yönelik bu sistem yarın öğretmenler içindeki kariyer basamakları, uzman öğretmen, başöğretmen gibi bölünmeler içinde kadrolaşmayı ciddi şekilde arttırtacak." (EKN)