İptal davasını açan İzmir Barosu avukatlarından Senih Özay, bianet'in sorularını yanıtlarken, İzmir Valiliği'nin Koza Altın İşletmeleri A.Ş.'nin işlettiği altın madenini bir an önce kapatması gerektiğini söyledi.
Özay, bu kararın Koza şirketine karşı doğrudan verilmiş ilk karar olduğunu da belirtti.
"Madencilik şirketi, şimdiye kadar verilen bütün yargı kararlarını 'Bizimle ilgisi yok; daha önceki Newmont, Normandy, Eurogold şirketlerinin dönemini kapsayan kararlar, bizi bağlamaz' diye karşılıyordu. Ama bu karar doğrudan Koza'yla ilgili."
Mahkeme: Maden çevreye zarar verir
4. İdare Mahkemesi, imar iznini, bilirkişi raporuna dayanarak iptal etti. Özay, bu kararı şöyle özetledi:
"Mahkeme, altın madeninin oturduğu parselin çevresel etkiler nedeniyle bu iş için yetmeyeceğini, daha büyük bir parsel planı, makro bir plan yapmak gerektiğini, aksi halde madenin çevreye zarar vereceğini belirterek imar planını iptal etti."
Mahkeme gerekçesinde, "altın madeni gibi çok boyutlu ve çok geniş alanda etkileri olabilecek bir etkinliğin imar izni için, bölgenin tarım ve tarih açısından önemi de gözetilerek makro ölçekte bir plan gerektiği, böyle makro bir plan olmadan, sadece altın madeninin bulunduğu tek parselde, imar prosedürüne göre verilen imar izinlerinin hukuka aykırı olduğunu" belirtti.
İmar izni olmadan madencilik yapılamıyor
Koza Madencilik'e maden açma ruhsatını verilmesini sağlayan Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği'ne ve İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik'e göre, imar planı onaylanmamış işletmelere açılma ruhsatı verilmesi mümkün değil.
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) dönem sözcüsü, Avukat Arifl Ali Cangı, mahkemenin imar planını iptal etmesiyle, madenin 20 Mayıs 2005'te yeniden açılmasını sağlayan "Açılma Ruhsatı"nın hukuksal dayanağının kalmadığını söyledi.
Özay'sa, bu kararın sonucunu "Artık işletmenin oturacağı yer kalmadı" diyerek özetledi.
Özay: Şirket "İmar plansız madencilik yaparım" diyemez
İdari Yargılama Usulü Yasası'na göre, Valiliğin 30 gün içinde mahkeme kararını uygulaması gerekiyor.
Ancak, basına yansıyan haberlere göre, "imar planlarının, mevzuata uygun olarak yapıldığını söyleyen Koza Altın Madeni Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek, kanuna aykırı bir faaliyet tespit edilmediğini belirtti. İpek, yasal süre içerisinde, bir üst mahkemeye itiraz edeceklerini de söyledi."
Avukat Özay'sa, yasaların çok açık olduğunu, şirketin "İmar plansız devam ederim" diyemeyeceğini söyledi ve ekledi: "Bu durum karşısında bütün üniversitelerin, baroların ayağa kalkması gerek."
Özay, şirketin kararı temyiz etmesinin, kararın uygulanmasını engellemeyeceğini de açıkladı.
"Mahkemenin kararı hiçbir şekilde o bekletilmez. Hem iptal hem de yürütmeyi durdurma kararları uygulanmak zorunda."
Avukat Cangı da, Anayasa'nın 138. maddesini anımsattı:
"Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez."
"Hükümet kararı delmeye çalışabilir, 5 Haziran'da herkes Bergama'da olmalı"
Kararın açık olduğunu söylese de, Senih Özay uygulama konusunda kaygılı.
"Daha önceki kapatma kararında, maden bir iki günlüğüne kapatılmış ama Bakanlar Kurulu devreye girmiş ve gizli karar almıştı. Benzer bir duruma karşı, dikkatli, hazırlıklı olmak gerek.
Bu nedenle, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde, bütün meslek örgütlerini, sivil toplum örgütlerini Bergama'ya çağıracağız. Burada büyük bir gösteri planlıyoruz."
Özay'ın sözünü ettiği gizli Bakanlar Kurulu Kararı, Bülent Ecevit'in başbakanlığı döneminde, TÜBİTAK'ın "ek önlemlerle risk faktörlerinin kalktığı"na dair raporuna dayanarak alınmıştı. Ancak Danıştay 6. Dairesi, bu kararı da nisan sonunda iptal etmişti.
Artık baroların da bu süreçle ilgili seslerini çıkarması gerektiğini söyleyen Özay, Danıştay'ın ve 4. İdare Mahkemesi'nin kararlarıyla birlikte, "Türkiye'de siyanürlü altına karşı karar veren yargıç sayısı 74'e ulaştı" dedi. (TK/KÖ)