Parti temsilcileri Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin programını genel olarak olumlu karşılamakla birlikte, AKP'nin sıraladığı vaatleri nasıl yerine getireceğini belirtmemesinin programın eksik yönü olduğunda birleşiyorlar:
AKP'nin ne yapacağı programdan anlaşılamaz
SP Genel Başkanı Mehmet Bekaroğlu programın önceki hükümet programlarından farklı olmadığını, bunun da doğal bir durum olduğunu söylüyor, programın yuvarlak sözlerle dolu olmasını ise eleştiriyor. Bekaroğlu, bu programın 57. hükümet programından en büyük farkının ondan daha fazla yuvarlak ifade içermesi olduğu görüşünde:
* "Bu durum da aslında hükümetin değişik sebeplerden dolayı elini göstermek istememesinden kaynaklanıyor olabilir. Hem ekonomide, hem uluslararası ilişkilerde muğlak, AB konusunda çok vurgu yapmış ama ne yapılacak, buna değinmiyorlar.
* 'İstihdamı arttıracağım' diyorlar bunu herkes söylüyor ama nasıl arttıracaklar, 'IMF ile ilişkiler de devam edecek' diyorlar, bunlarla istihdamın artırılması nasıl örtüşecek. Aslında bu muğlak ifadeler nedeniyle AKP'nin ne yapacağına hükümet programına bakarak karar vermek mümkün değil. Uygulamaları görmek gerekiyor.
* Her şeye değinmişler ama somut olarak ne yapılacağı söylenmemiş, en büyük eksiği bu. Kopenhag kriterleri derken anayasada 'şu sorun var ve düzelteceğiz' demiyorlar, 'işkenceye göz açtırmayacağız' diyorlar ama nasıl? İyi niyetli polis memurları koyarak mı, yoksa işkenceye karşı yaptırımları arttırarak mı. Bunlar belirtilmiyor."
HADEP: Gerçekleşmesi zihniyet devrimidir
Halkın Demokrasi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Naci Kutlay programın insan haklarına ve demokratikleşmeye yaptığı vurguyu olumlu buluyor, AKP'nin sıraladığı vaatlerin gerçekleşmesi halinde bunun Türkiye için zihniyet devrimi anlamına geleceğini savunuyor. Fakat Kutlay da programdaki vaatlerin nasıl gerçekleştirileceğinin net olmamasını eleştiriyor ve AKP'nin bazı önemli sorunları es geçmesinden yakınıyor:
* Mesela 'vergi reformunu yapacağız' diyorlar ama bu vergiyi hangi sınıfların daha çok vereceği, kimi koruyacağı belirtilmemiş. Buna yönelik esasları mümkün olduğu kadar kimseyi rahatsız etmeyecek, ürkütmeyecek bir şekilde yazılmış. Ustalıkla kaleme alınmış. Bunları hangi finansmanla, hangi kadroyla gerçekleştireceği belli değil.
* RTÜK yasasına ait hiçbir şey yok. Siz bir taraftan AB'ye girmek için hemen alelacele Ecevit hükümetinin yarım yamalak hazırladığı Türkçe dışındaki anadillere yönelik yayına yönelik genelgeyi yayınlıyoruz. Ama sanki Türkiye'de çok kültürlülüğün sorunları yokmuş gibi, bu sorunların nasıl çözüleceğine dair bir ifade kullanmıyorsunuz.
* Ekonomik ilerlemenin nasıl sağlanacağına yönelik kaynaklar gösterilmiyor.
* Göç gibi önemli bir sorun mesela. Milyonlarca insan yerinden yurdundan olmuş, bu insanların geri gelmeleri lazım. Ona ait bir şey yok.
* Türkiye'de binlerce insan siyasi yasaklı olarak cezaevinde. Görüşünü yanlış ya da doğru ifade eden birçok insan da ceza almış durumda. Eğer gerçekten barış istiyorsak, toplumun istikrarını istiyorsak yeni bir sayfa açmak istiyorsak genel af gerekiyor. Buna ait bir şey yok. ama eksikliklerine rağmen gerçekleştirilebilirse bir zihniyet devrimi anlamına gelir.
ANAP: Olumlu bakıyoruz ama...
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Altınkaya, AKP hükümetinin 57. hükümetten devraldığı durumun kendisi için bir avantaj olduğunu belirtiyor ve 58. hükümete parti olarak olumlu baktıklarının altını çiziyor:
* "Hükümetlerin programları birbirinden pek de farklılık göstermiyor. 57. hükümetten farklı olarak altyapıya önem verme, işsizliği azaltma şeklinde konulara vurgu yapıyorlar. Detaylara girildiğinde tespitler 57. hükümetle ortak. Ulaşımda da, enerjide de tespitler ortak. Hatta ekonomide kullandıkları vergi barışı adını da biz koymuştuk.
* Sosyal güvenlik kuruluşları konusunda yuvarlak ifadeler var. Bu ifadelerle işin içinden çıkılmaz. Ciddi bir yapısal değişiklik teklifi yok. tarım sektöründe tarım sigortası ifadesi olumlu. Yerel yönetimlere özerklik tanınması da çok önemli bir mesele. Geçen hükümet döneminde gerçekleştiremediğimiz bir konu. Hangi hükümet gerçekleştirirse onu alkışlarız. Genel olarak olumlu buluyorum."
DSP: 57. hükümete haksızlık ediyorlar
DSP, hükümet programına ilişkin değerlendirme eleştirilerini yayınladığı basın açıklamasında şöyle sıralıyor:
* Programda, en geniş toplum kesimleri olan esnaf, işçi ve köylüye ilişkin somut değerlendirmelere hiç yer verilmemiş olmasını çok yadırgıyoruz. Bunun yanı sıra genel ifadelerle gerçekleştirileceği söylenenleri yerine getirmek için gerekli olan kaynakların nasıl yaratılacağı ve seferber edileceği belirsiz bırakılmıştır.
* Programda yer alan ekonomik faaliyetlerin çoğunluğu 57. Hükümet tarafından gerçekleştirilen yapısal reformların üzerine oturtulmuştur. Buna karşın, 57. Hükümet'in görevi devrettiği 18 Kasım itibariyle makro ekonomik göstergelerin belirgin bir iyileşme eğilimi içinde olduğu göz ardı edilmiştir.
* Ekonomik büyümenin, 2002'nin üçüncü çeyreğinde 10.8 olduğu, kapasite kullanım oranının yüzde 80'lere ulaştığı, yıllık enflasyonun hedefin de altında yüzde 32'ler düzeyine indiği, faizlerin yüzde 48'lere kadar düştüğü, dolar kurunun 1 milyon 573 bin liraya kadar gerilediği, KİT'lerin artık kara delik olmaktan çıktığı, dışsatım gelirlerinin rekor düzeyde arttığı, turizm gelirlerinin 10 milyar dolara yaklaştığı, tarım kesimine yönelik sosyal politikaların doğrudan gelir ödemesiyle etkin hale getirildiği, işsizliğin hızla gerilediği, yeni hükümet tarafından görmezlikten gelinmiştir. Daha da ötesi, 57. Hükümet'e çok haksız eleştiriler yöneltilmiştir.
* 58. Hükümet, Anayasa ve yasalarda yapılan köklü reformları da görmezlikten gelerek, Avrupa Birliği'ne uyum için yalnızca kendi gayretlerinin söz konusu olacağı izlenimini yaratmak istemiştir. Hatta, programda, Kopenhag Kriterleri'ne uyumdan söz edildiği halde 57. Hükümet'in hazırladığı ve hedeflerine büyük ölçüde ulaştırdığı Ulusal Program'a hiç değinilmemiştir.
* Programdaki hedefler arasında yeni bir Anayasa yapılması yer almaktadır. DSP olarak, bu tasarının Cumhuriyet'in temel ilkelerini gözeterek gerçekleştirilmesi konusunda son derece dikkatli olacağımızı şimdiden belirtmek istiyoruz.
* 58. Hükümet'in Programı'nda dış politika konusunda da kuşkuyla izlenmesi gereken ifadeler yer almaktadır. Şimdiye kadar zaten küresel ve bölgesel değişiklikler gözetilerek, ama ulusal çıkarlarımızın temellendirdiği ilkeler uyarınca dikkatle yürütülen dış politikamızın, bu programda temel değişikliklere uğratılacağı açıkça belirtilmektedir. DSP olarak, hükümetin dış politika uygulamalarını da dikkat ve duyarlılıkla izleyeceğiz. (NK)