Türkiye Deri-İş Sendikası bu yıl DESA'da sendikal örgütlenmeye başladı. Ancak 29 Nisan'dan başlayarak, firma Düzce fabrikasında sendikalı işçileri bölük bölük işten çıkarmaya başladı. 9 Mayıs'takilerle toplam 41 sendikalı işçi çıkarıldı.
"Yeniden işbaşı yapmak için 108 gündür fabrikanın önünde eylemdeler" diyor bianet'in görüştüğü sendikanın örgütlenme uzmanı Nuran Gülenç. Ama bu dönemde işveren jandarmayı çağırıyor, işçiler gözaltına alınıyor, fabrikanın bulunduğu Organize Sanayi Bölgesi'ne girmeleri engelleniyor. Firmanın Çorlu'da Organize Sanayi Bölgesi'nde de bir fabrikası var.
Gülenç 13'ü kadın 28'i erkek olan işçilerin, tıpkı DESA'nın İstanbul Sefaköy'deki fabrikasından sendikalı olduğu için işten çıkarılan Emine Arslan'a yapıldığı gibi, son çalıştıkları ayın maaşları ödenmeden işten çıkarıldığını söylüyor.
Sendika işe iade davalarını açmış, işverenin sendikal faaliyetleri engellemesiyle ilgili suç duyurusunda bulunmuş durumda. Ancak Gülenç suç duyurusu için savcılığın "işlem yapılmaya gerek görmediğini" anlatıyor.
Sendikal faaliyeti engellemek suç
Ceza Yasası'na (TCK) göre sendikal faaliyetlere engel olmanın hapis cezası var. İş Yasası'na göre de sendikal faaliyetler nedeniyle bir işçiyi çıkarmak yasak.
Gülenç DESA'nın Prada, Marks&Spencer, Ralph Lauren gibi birçok uluslararası markaya üretim yaptığını, bu markaların davranış kuralları ve sosyal sorumluluk ilkelerinin içinde işçilerin sendikal hakların saygı gösterilmesinin bulunduğuna dikkat çekiyor.
"Sendika anayasal hak. Özcan Deniz'leri, Victoria Beckham'ları giydiriyorum diyen işveren sendikalaşma hakkını ihlal ediyor. İşyerinde çalışma koşulları insanlıkdışı. Ayrıca sendikalı işçilere suçlu muamelesi yapılıyor."
Emine Arslan'ın bianet'e anlattığı çok uzun süreler çalıştırmanın yanı sıra, eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulanmadığı, deride kullanılan yoğun kimyasallara karşı işçi sağlığı ve güvenliğine dair önlemlerin alınmadığı, yemeklerin kötülüğü nedeniyle işçilerin ceplerinden ödeyerek dışarıda yemek zorunda kaldığı da Gülenç'in verdiği bilgiler arasında.
İşçilere büyük gözaltı, sendikalılara hakaret
Gülenç, işverenin işçileri sendikadan ayrılmaya zorladığını, sendikayı kötülediğini, kameralar ve ustalar aracılığıyla işçilerin bir araya gelmelerini engelleyip sürekli gözetlediğini de aktarıyor:
"1 Mayıs'ta fabrikaya noter getirip sendikadan ayrılmaları için işçilere baskı yaptılar. Her yere kameralar yerleştirdiler. İşçilerin bir araya gelmelerini ve konuşmalarını engellemeye çalışıyorlar. Bugün bile işçileri toplayıp 'Sendika sendikalı işçilerin listesini verdi, sizi sattılar' dediler.
"Kapıda bekleyen işçi arkadaşlarımız telefonlarla taciz ediliyor. Sendikayı ve onları aşağılayan mesajlar atılıyor. Bu insanlar sadece insanca yaşamak, çalışmak için bunu istiyor." (TK/EZÖ)