Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davanın yedinci celsesinin üçüncü duruşması bugün görüldü.
Yedinci celsede 7 Kasım Pazartesi günü İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Güler çapraz sorgusu yapılmıştı.
TIKLAYIN - GÜLER: DİNK HAKKINDAKİ "KESİN ÖLDÜRÜLECEK" İFADESİ KASITLI DEĞİŞTİRİLDİ
8 Kasım Salı günü eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un sorgusu yapıldı.
TIKLAYIN – AKYÜREK: CELALETTİN CERRAH, HRANT DİNK'İN ÖLDÜRÜLECEĞİNE DAİR EVRAKI İMHA ETMEMİ İSTEDİ
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer katıldı. Yılmazer tekrar gözaltına alınmış, Akyürek yargılamanın sağlığı için Yılmazer'in getirilmesini talep etmişti.
Tutuksuz sanıklardan Reşat Altay, Ahmet İlhan Güler, Sabri Uzun ve Celalettin Cerrah duruşma salonunda yer aldı.
Duruşmaya, Yasin Hayal, Hamdi Egbatan, Osman Gülbel, Ali Poyraz, Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç SEGBİS aracılığıyla görüntülü ve sesli olarak katıldı.
Duruşmada okunan belgelerde, Yılmazer'e atanan son avukatın da mazeretsiz duruşmaya gelmediği belirtildi.
Duruşmaya, sanıklardan dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un sorgusuyla devam edildi.
Sabri Uzun'un sorgusu
* “İller arasındaki yazışmalara paralel yazışmalar diyoruz. Sadece istihbari bilgi alma anlamında yapılır bu yazışmalar. Trabzon İstihbarat Şube'nin yazdığı yazı İstanbul İstihbarat Şube'ye korumayla ilgili bir görev vermiyor. İl Emniyet Müdürü ve Vali bunu yapabilir.”
* “Koruma işleminin başlatma aşamaları neler” sorusuna cevaben:
* “Dink'in hayatına dönük tasarlanmış bir tehdit olduğu açık. Benim gelen yazıdan haberim yok. Eylem icra aşamasında değil. Bu durumda takip dosyası oluşturulur. Bu olayda örgütlü bir yapı var. Tetikçi aşamasına gelince koruma için İstihbarat Daire Başkanına ve İstanbul'a bildirmeliydi.
* “17 Şubat 2006 gününde, Trabzon'dan hakkımda ihbar mektubu yazılıyor, bana getirilmeyen F4 raporu da aynı gün geliyor. Benim hakkımdaki ihbar mektubunu da Mehmet Ali Özkılınç [Sanık, eski Mülkiye Müfettişi] yazıyor.
* “Dink cinayetiyle ilgili ilk ifadesi alınması gereken kişi benim. Mülkiye Müfettişleri, Başbakanlık Teftiş Kurulu, Devlet Denetleme Kurulu ifademi almadı, Meclis İnceleme Komisyonu da beni çağırmadı. Başbakanlık Teftiş Kurulu'ndan üç buçuk sayfalık mektup gönderdiler. İçinde F4'lerle ilgili bilgi yoktu. Ben de 'Herkes görevini yapmış' dedim.
* “Daha sonra F4 raporunu basından öğrendiğimde Mülkiye Müfettişi Mustafa Üçkuyu'ya ek ifade verdim. Ama Üçkuyu “Sabri Uzun bana böyle ifade vermedi” demiş.”
* Hakimin “Dink cinayetinin diğer olayların başlangıcı olmasını neye bağlıyorsunuz?” sorusuna:
“Dink davası üzüm salkımını sapı gibi. Bunun altına diğerlerini ekleyeceklerdi. Santoro Katolik, Dink ortodoks, Zirve Yayınevi'nde öldürülenler Protestan'dı. 'Arkasında Kemalistler var biz de bunları ortaya çıkaran polisleriz' intibası için bu düzeni kurdular.”
Dink avukatlarından soruşturmanın genişletilmesi talebiDink Ailesi avukatları, devam eden yargılamada soruşturmanın genişletilmesi için mahkemeye dilekçe verdi. Daha önceki duruşmalarda, Trabzon’da yasa dışı bir suç örgütü olan ‘Başkanlar’ grubuyla Yasin Hayal’in ilişkisi olduğu sık sık gündeme gelmişti. Avukatlar, Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden Başkanlar Grubuyla ilgili ellerindeki bütün evrakların istenmesini talep etti. * Başkanlar Grubu’yla Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlileri Yüzbaşı Metin Yıldız, Binbaşı Ali Oğuz Çağlar ve Akçabat İlçe Jandarma Komutanlığı görevlisi Sadi Akman’ın irtibatı olduğu iddia edilmişti. Dink ailesi avukatları, bu konuda da Trabzon Emniyetinin yaptığı işlemlerin sorulmasını istedi. * Dink cinayetiyle ilgili olarak daha önce Devlet Denetleme Kurulu tarafından yapılan inceleme sırasında, 2005 yılında yazar Orhan Pamuk’a koruma verilmesi süreci de incelenmişti. Dink ailesi avukatları, Pamuk’a koruma verilmesine ilişkin İstanbul Emniyeti ve MİT Bölge Başkanlığının ilgili yazılarının, İstanbul Valiliğinden istenmesini talep etti. * Pamuk’a koruma verilmesi sürecinde, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı, MİT, Trabzon ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü arasındaki yazışmaların da istenmesi talep edildi. * Dink ailesi avukatları, özellikle Rahip Santoro’nun 5 Şubat 2006’da öldürülmesinin ardından dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu’nun da katılığı toplantıya ilişkin bilgilerin ve Trabzon’da daha sonra yapılan İl Asayiş toplantılarına ilişkin bilgi toplanması istendi. * Trabzon Emniyet İstihbaratında kaç muhbirin çalıştırıldığı, Trabzon Emniyet İstihbaratı, MİT Bölge Başkanlığı ve Jandarma Bölge Komutanlığıyla bilgi paylaşılıp paylaşılmadığının araştırılması da istendi. |
Sabri Uzun hakkında
2003-2006 yılları arasında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı olarak görev yaptı. Dink’e yönelik ölüm tehditleri gelmeye başladığında görevdeydi.
Dink’in öldürüleceğine dair raporlar, müdürü olduğu istihbarat daire başkanlığına gönderilmişti. Uzun, savcılık ifadesinde bu raporlardan haberdar olmadığını söylemişti. Ancak savcılık, görevi gereği bu raporları görememesinin mümkün olmadığını belirtti.
Uzun’un görevi gereği harekete geçerek gerekli koruma tedbirlerinin alınmasını sağlaması gerektiği ifade edilen iddianamede Uzun hakkında, “İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapan, F/4 gizli haber raporlarını inceleme gereği duymayan Sabri Uzun, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine sebep olması nedeniyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediği anlaşılmıştır” ifadelerine yer verildi.
Uzun hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası isteniyor. (EA)