“Sadece üretim ilişkilerini değil, maddi ve manevi bütün bir kültürü, varoluş ilişkilerini krize sokan bir dönemdeyiz. Bu kapitalizmin krizi ama kapitalizm onu yıkmazsanız asla yıkılmayacak.”
Türkiye Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (TÜSAM) dördüncüsünü düzenlediği sempozyumda konuşan Ertuğrul Kürkçü, küresel krizin yarattığı yıkım karşısında hareketlenen işçilerin yanında, düşüncenin yeniden üretimi ve örgütlenmesi için yeni bir “organik entelektüeller grubu” gerektiğini belirtti.
İki günlük sempozyumda akademisyenler ve aktivistler, dünyada sınıf politikaları, işçi sınıfı ve haklar, işsizlik, göçmenler ve işçi sınıfı, sınıf çatışmalarında kimlik sorunu ve krize karşı sınıf politikaları gibi başlıkları tartıştı. Bu yılki sempozyum “Emek Eksenli Siyaset: Fabrika Toprak, Haklar, Kimlik” alt başlığına ayrıldı.
Haklara saldırı ve mücadele olanakları
Haklara ayrılan oturumda, son olarak Tuzla tersanelerinde üretim ilişkilerinde enformelleşme başlıklı kitabı yayınlanan Nevra Akdemir, örneklerle sosyal hakların nasıl gözardı edildiğini anlattı.
Cemaatleşme gibi ilişkilerin, hukukla düzenlenmiş çalışma ilişkilerinin üzerini örttüğünü vurgulayan Akdemir, “Sosyal hak, sosyal sorumluluk haline geliyor ve işverenin insafına kalıyor” dedi. “Kapitalimin biyolojik sınırı”na erişip erişmediğini sorgulayan Akdemir, çok işi az insanın yapmasıyla ve işçiye az zamanda çok iş yaptırılarak insanın biyolojik çalışma sınırının zorlandığını söyledi.
Türk Tabipler Birliği (TTB) yöneticisi Dr. Ali Çerkezoğlu sosyal güvenlik reformu sırasında meslek odaları, sendikalar ve sosyal muhalefetin etkisiz kalmasını eleştirdi.
Emeklilik ve sosyal güvenliğin tüm vatandaşları etkilediğini vurgulayan Çerkezoğlu, bu alanın piyasaya açılmasının sermaye açısından kaçınılmaz olduğunu, muhalefetin de sürekli olması gerektiğini belirtti.
“Her gün 6 milyon insan sağlık kuruluşlarına gidiyor. 1 Ekim’den bu yana 10 YTL’ye kadar katkı payı ödüyorlar. Ama SGK hala açık veriyor. Ocak ayında yeni bir tebliğ çıkaracakların açıkladılar. Sermayeye aktarılan paraları denkleştirene kadar vatandaşın cebinden alacaklar. Somut olarak bu tebliğe karşı durmalıyız.”
Kentsel dönüşüm ve kent politikaları üzerine çalışan Besime Şen, iktidarın politikalarının 2002’den bu yana üniversitelerin, odaların politikleşmesini sağladığını anlattı.
Ayazma, Başıbüyük, Tarlabaşı ve Sulukule örneklerine değinen Şen, mahallelerde oluşan direnişin özelliklerine vurgu yaptı: “Radikal solla mesafeyi dile getiren, sivil toplumcu ve yerel yönetimlerle diyalog arayan bir direniş var. Ama bunun kalıcı olmadığını gördükleri ölçüde sosyalist sol bir mücadele örgütlenmesi için olanaklar doğuyor.”
TÜSAM
2004 yılı başlarında Sosyal Araştırmalar Vakfı (SAV) bünyesinde kurulan Türkiye Sınıf Araştırmaları Merkezi, sempozyumda sunulan bildirileri kitaplaştırıyor. Merkez, çok yönlü ve kurumsallaşmış bir şekilde sınıf araştırmaları yürütmek amacıyla kuruldu. (EÜ)