Haberin Kürtçesi için tıklayın
Aladağ'daki Yurt Yangınının Araştırılması ve Kamusal Eğitim, Barınma Haklarının Tüm Öğrenciler İçin Yaygınlaştırılması Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, dün toplandı.
Meclis Haber’e göre, Aladağ ilçesindeki yangınla ilgili adli bilirkişi olarak tayin edilen makine mühendisi ve yangın uzmanı Bekir Metin Demir, yapılan incelemeler kapsamında tecrübesiz personelin uygulamalarının faciada en önemli etken olarak karşılarına çıktığını vurguladı.
"Dünya genelinde çok önceden hazırlanan yönetmelikler ülkemizde son 5-10 sene içerisinde yapılmıştır. Aladağ konusunda işletmeciliğini ya da yöneticiliğini bir esnafın yaptığı yurttan güvenlik önlemi alması da beklenemez."
Demir, Aladağ'daki yangının iki noktadan başlamak suretiyle binanın tamamını 10 dakika gibi kısa bir sürede sarmış olmasını bina yapımında kullanılan malzemenin yangın artırıcı ürünlerden oluşmasına bağladıklarını söyledi.
"Yangında çıkan duman yüksek zehir içermektedir. O yavrular da aldıkları birkaç nefes sonrası yerlere düşmüşler. Çocuklar camlara yakın olmalarına rağmen pencerelerden istifade edememişler."
Cırgaoğlu: İtfaiyeye geç haber verildi
Kimya mühendisi, genel ve sınai yangın uzmanı Turgut Cırgaoğlu ise yurt binasına birkaç dakika mesafedeki itfaiyeye geç haber verildiğinin tespit edildiğine dikkati çekti.
"Yangın girişteki elektrik panosu ile üst kattaki etüt odasında aynı anda başlıyor. Yaptığımız incelemeler kapsamında binanın hemen her tarafının ahşap kaplama olduğunu gördük.
“Yalıtım malzemesinin de yangın artırıcı madde içerdiği tespit edildi. En önemlisi de eğitici konumundaki kişilerin yangın esnasında itfaiye yerine eşlerini arayıp yardım istemeleridir ancak itfaiye, olay yerine birkaç dakika mesafededir."
Cırgaoğlu, olay yerindeki analiz sonucunda ise kablolardaki kısa devre sonucu çıkan yangında elektrik iç tesisatı yönetmeliği gereği kaçak akım roleleri bulunmadığı, elektrik tesisatlarında usulüne uygun olmayan bağlantılar yer aldığı, elektrik kesintisi sırasında aydınlatma sistemi bulunmadığı, herhangi bir tehlike durumunda kaçış levhası olmadığı, binada ahşabın bol miktarda kullanıldığı, zeminde bol miktarda halı olduğu, ısı izolasyonu gibi durumların yangının yayılmasına neden olduğunun tespit edildiğini bildirdi.
Yangın tüplerinin de o gün bakım için götürüldüğüne de değindi.
"Bunun usulü ise dolu yangın tüpü bırakılır ve boş tüpler bakım için götürülür."
TIKLAYIN - EĞİTİM SEN'DEN KARAGÖZ: ÇOCUKLARIN O YURTTA BULUNMASI YASAL DEĞİLDİ
TIKLAYIN - KMO'DAN YURT YANGINIYLA İLGİLİ YANIT BEKLEYEN SORULAR
“Kız yurdu olduğu için pek girmiyoruz”
Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun konuyla ilgili haberinde ise iki uzmanın kız yurdunun “namahrem” olduğu için denetlenmediğini söylediği belirtildi.
Habere göre, yurdu denetlemekle görevli kişiler yurdu neden denetlemedi sorusunu “Kız yurdu olduğu için pek girmiyoruz” sözleriyle yanıtladı.
Uzmanların sunumunda şu ayrıntılar yer aldı.
“Denetimlerde küçük yerlerde dost ve ahbap ilişkileri önem taşıyor. Herhalde bu nedenle o şekilde uygun raporu düzenlemiş oldukları için biz de bunlara tali kusurlu olarak rapor verdik.
“Burada çok enteresan bir şey daha var: Mesela biz yönetim kurulu üyeleriyle görüşüyoruz. Dedik ki: ‘Yani niye gidip yurdu denetlemiyorsunuz? Niye denetlemediniz yurdu?’ ‘Ya, işte, kız yurdu olduğu için buraya pek uğramıyoruz, girmiyoruz.’ Mesela yangın kapılarına perdeler koymuşlar içerisi görünmesin diye, tabii hepsi yanmış o perdelerin filan. Bütün bunlar yangını büyüten olaylar.
“Oradaki çocuklar 12-13 yaşında. Yangın tüpleri 6 kilo ve biraz ağırdır, onları nasıl kullanacaklar? Yangında çıkan duman çok zehirli bir dumandır. Dört beş nefes çektiğimiz anda o dumanın içinde bulunan zehirler insanı sersem eder, yani beynini bulandırır, sarhoş eder, dengesini kaybettirir. O yavrular da bilmedikleri için o dumanın içine girmişler ve dumandan aldıkları üç beş nefesle hepsi yerlere düşüp maalesef bayılmışlar.
“Yemekhanede bulunanlar var, iki kişi. Geç kalmışlar, meyve filan yiyorlar. Onlar orada koku duymuşlar, yukarıya bağırmışlar. Yukarıdaki, tabii eğitimsiz olan etüt görevlileri de çocukları yukarıya çağırıyor. Aslında buradan çok kolay kaçabilirler çünkü yemekhanenin de bir arka kapısı var. Burada da yangın fazla büyümediği için ana kapıdan da kaçabilirlerdi.
“2. kattan herhangi bir ses duyumu alınmadığından ve bilgilendirme yapılmadığından, yangının 2. katı tam olarak sarmış olmasından dolayı merdivenle yukarı çıkma ve kontrol etme imkânı bulunmadığı anlaşılmış. Orada kurtarma yapanlar bile kimsenin olmadığını fark ediyor, yurttan bir kişi çıkıp da “Burada da çocuklar vardı” falan gibi bir önayak olan da yok.
“İkinci kattaki bir kızın ifadesi şöyle: ‘Ben dumandan kapıya çıkmak istedim, kapıyı açtığımda koridor duman içindeydi, tekrar geri geldim.’ 2. kattan tek atlayan bir kişi var, o kız, onun da ayağı kırılıp hastanede falan yatmış, kurtulmuş o da, plastik çöp kovasının üzerine düşmüş, o şekilde kurtulmuş, yoksa kurtulması da bir mucize olmuş.”
Ne olmuştu?
29 Kasım 2016'da, Adana Aladağ'da Özel Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu'nda akşam saatlerinde yangın çıkmış, 11'i çocuk biri yurt görevlisi 12 kişi hayatını kaybetmişti.
Pencereden atlayan ve dumandan etkilenen 22 öğrenci de hastanelere kaldırılmıştı.
Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, yurt yangını sonrasında yurt müdürü Cumali Genç, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ve dört dernek yöneticisi; Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş, Mahir Kılınç 4 Aralık 2016'da tutuklanmıştı.
Tutukluların avukatları ikinci bilirkişi raporunda “tali kusurlu” oldukları gerekçesiyle Aladağ Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurarak itiraz etmişlerdi. Bunun üzerine tutuklanan şüphelilerden Keleş, Dede, Öztaş ve Kılınç 22 Ocak'ta tahliye edilmişti.
Adana Barosu Çocuk Hakları Komisyonu’ndan avukatların, Sosyal Haklar Derneği ve Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine bu kişiler tekrar tutuklanarak cezaevine gönderildi. (YY)
Kaynak: Meclis Haber, Cumhuriyet