Mezopotamya Ajansı'ndan Zeynep Durgut'un haberine göre, Van'da okulların önlerinde hem uyuşturucu madde satılıyor hem de bu konudaki çağrılara rağmen yeterli önlem alınmıyor.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Van Şubesi Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Davut Babat, okul çevrelerinde ve öğrenciler arasında artan uyuşturucu madde kullanımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

SHARENTING VE DİJİTAL MAHREMİYET
"Çocuklar bilinçlendikçe ebeveynlere karşı yasal yollara başvurabilecek"
Uyuşturucu madde kullanım yaşının 12'ye kadar indiğini kaydeden Babat, durumu şöyle özetledi:
"Van gibi İran’a sınırı ve Afganistan’a yakın olan illerde çok daha fazla mücadele yürütülmelidir. Çünkü (uyuşturucu) Türkiye’ye dağılacaksa ya da Avrupa’ya geçecekse büyük bir bölümü Van üzerinden geçiyor. Emniyetin yaptığı operasyonlar da bunu gösteriyor. Fakat mücadele çok yetersiz. Özellikle Van’daki birkaç mahallede ve Hatuniye’nin batı tarafındaki bütün okulların önünde satılacak düzeye geldi."

"11. Yargı Paketi yasalaşırsa 'çocukluk' tasfiye edilecek"

"Uyarmak sendikanın, güvenliği sağlamak devletin görevi"
Kentte uyuşturucunun artık herkesin gözü önün satıldığını söyleyen Babat, “Okul ve çevresinin güvenliğini sağlamak sendikaların işi değil. Fakat bu konuda devleti uyarmak sendikanın görevidir. Devlet de bunun gerekliliğini yerine getirmek zorunda. Yine Van’ın belli başlı sokaklarında maddenin esnafın gözü önünde satıldığını biliyoruz. Bu konuda gerekli çağrıları zaman zaman yapıyoruz. Bazen sivil toplum örgütleriyle ortak çalışmalarımız da oluyor. Son zamanlarda Van’da sivil toplum örgütlerinin bir araya gelmesiyle başlayan bir kampanya da var” şeklinde konuştu.
"Önlemler kentin ihtiyacını karşılamıyor"
Uyuşturucuyu önleyecek girişimlerinin yetersiz olduğunu savunan Babat, yerel yönetimler ve merkezi hükümete ayrı ayrı görevler düştüğüne dikkat çekti:
“Öncelikle önlemler alınması gerekiyor. Daha sonra maddeye bulaşmış insanların tedavisinin yapılması için gerekli olanakların sağlanması gerekiyor. Tabi burada yerel yönetimlerin de sorumlulukları var. Yerel yönetimler geliştirdikleri sosyal projelerle bunların önüne geçebilir. Sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimler önleyici tedbirler alabilir. Fakat tedavi ve bunun güvenlik kısmı ise devletin sorumluluğundadır. Hiç yapmıyor demiyoruz ama ihtiyacın çok çok altındadır. Operasyonlar kentin ihtiyacını karşılayacak ve bunu engelleyecek düzeyde değildir."
Van Barosu, Eğitim Sen ve çeşitli sivil toplum örgütleri daha önce yaptıkları açıklamalarda, okul çevrelerinde kalıcı denetimlerin yapılması, bağımlılıkla mücadelede önleyici sosyal politikaların geliştirilmesi ve ailelere destek programlarının hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.
(NÖ)

