Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşayan halk, hafta sonunda beri gözaltına alınanların serbest bırakılması için bugün de sokaklarda.
Aralarında çok sayıda kadının da olduğu kalabalık polise ayakkabılarını fırlatarak basınçlı su kullanılmasına tepki veriyor.
Ankara ve Washington'dan tepkiler
Ankara'dan ilk resmi tepki Dışişleri Bakanlığı'ndan geldi. Bakanlık mesajında, "Olayların sorumluluların tespit edilmesini ve adaletin tecelli etmesini bekliyoruz" dedi.
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği de bölgedeki karışıklıklardan duydukları kaygıyı bildirerek Çin hükümetinden kargaşaya serin kanlılıkla müdahale etmesini istediler.
ABD yönetimi sözcüsü Ian Kelly Sincan'daki can kayıplarından üzüntü duyduklarını bildirdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Asya temsilcilerinden Sophie Richardson, olaylarla ilgili bağımsız araştırma yapılması için Pekin yönetimine çağrıda bulundu.
Richardson, "Şiddeti kim başlatırsa başlatmış olsun, yönetim yapıcı davranarak bölgedeki etnik gerginliği azaltmak için Uygurların yakınmalarını dinlemeli, durumu daha da ağırlaştırmamalı" dedi.
Ölü sayısı 156'ya çıktı
Urumçi'de iki gün boyunca güvenlik güçleriyle Uygur göstericiler arasındaki çatışmalar sonucu Çin medyasına göre 140 kişi öldü, bu sayı dün gece yaşanan çatışmalardan sonra ise en az 156' ya çıkmıştı, 1080 kişi de yaralanmıştı.
Çin yetkilileri, Sincan'ın en büyük ikinci kenti Kaşgar'a da yayılan gösteriler sonrası 1400'den fazla kişinin de gözaltına alındığını duyurmuşlardı.
Pekin Yönetimi, ülke dışındaki ayrılıkçı Uygurların bölgede çoğunlukta olan Çinlilere yönelik saldırılar planladıklarını savunuyor.
Çatışma nasıl başladı
Geçen ay, Çin'in güneyindeki bir fabrikada çıkan kavga sırasında iki Uygur göçmenin Han Çinlilerince öldürüldüğü bildirilmişti.
Sürgünde yaşayan Uygurlarsa, polisin, barışçı şekilde gösteri yapanların üzerine, hedef gözetmeksizin ateş açtığını belirtiyorlar.
Görgü tanıklarının ifadelerine ve resmî haber ajansının bildirdiğine göre, olaylar önceki gün birkaç yüz kişiyle başladı, daha sonra binlerce kişinin katıldığı gösterilere dönüştü.
Sincan yönetimi, son olayların arkasında, ABD'de sürgünde yaşayan Uygur lideri Rebiya Kadir'in bulunduğunu savunuyor. Uygur gruplarsa, barışçı bir protesto eyleminin devletin yürüttüğü bir şiddet eylemine dönüştüğünü savunuyorlar.
Sincan yönetiminin açıklamasında, "Yapılan ilk soruşturma, şiddet olaylarının Rebiya Kadir'in önderliğindeki, ayrılıkçı Dünya Uygur Kongresi tarafından düzenlendiğini ortaya koymaktadır." denildi.
Uzun yıllardır gerginliklerin sürdüğü Sincan'da yaşayan Uygur nüfusun bir bölümü Çin Halk Cumhuriyeti'nden ve bölgede çoğunluğu oluşturan Han Çinlilerinden bağımsızlık istiyor. (AA/EK)