Uluslararası edebiyat gazetesi TLS (The Times Literary Supplement) haftalık yayınlanıyor, her hafta 20 sorudan oluşan bir bölümde yazar ve düşünürleri ağırlıyor. Bu bölümdeki yanıtlarla; yazarların hayran oldukları kitaplar, sürekli kafalarını kurcalayan pişmanlıkları ve gizli yetenekleri gözler önüne seriliyor.
4 Mart’ta bu bölümde Ursula K. Le Guin’e yer verildi.
Başka birinin yazdığı, keşke ben yazmış olsaydım dediğiniz bir kitap var mı?
Hayır, benim aklım öyle çalışmıyor. Yazar ile yazılanı birbirinden ayıramıyorum. Virginia Woolf’u çok severim, ona hayranım ama bu onun yerinde olmak ya da Deniz Feneri’ni yazmış olmayı istediğim anlamına gelmiyor.
Bundan sonraki yirmi beş yılda alanınız nasıl olacaktır?
Alanım mı? Merak ettim, nedir benim alanım. Ben Kaliforniya'daki eski çiftliğin ahırının altında uzanan alanı seviyorum. Umarım 25 yıl sonra da yaban yulafları, hindibalar, tilki kuyrukları, tarla fareleri, tavşanlar ve bıldırcınlarla şuan göründüğü gibi görünür.
100 yıl daha okunacağını düşündüğünüz çağdaşlarınız kimler?
Keyifle José Saramago’nun çağdaşım olduğunu iddia edebilirim, romanlar var olduğu sürece okunacağını umuyorum.
Hangi yazar ya da kitabın değerinin anlaşılmadığını düşünüyorsunuz? Neden?
Bilmiyorum çok fazla var. Birini söylemem gerekiyorsa yazar olarak Grace Paley’i, kitap için de H. L. Davis’in Honey in the Horn kitabını söyleyebilirim. Neden bunlar hakettikleri değeri görmedi? Herşeyden önce biri solcu bir kadın, diğeri uzlaşması imkansız bir Batılıydı.
Hangi yazar ya da kitabın abartıldığını düşünüyorsunuz? Neden?
Şu anda Ferrante’nin Neapolitan dörtlemesi. Keşke ilk ciltte dursaydı.
Herhangi bir zaman ve yerde yazar olabilseydiniz, ne zaman ve neresi olurdu?
Burası ve şu an kafi, teşekkürler.
Yıllardır yazdıklarınızda herhangi bir şeyi değiştirebilecek olsanız, bu ne olurdu?
Mülksüzler’de, büyük kasabalardaki köşe başlarında bulunan, fazla turşu yapan ya da ihtiyacından fazla turşusu olan topluluk üyeleri tarafından içleri doldurulan turşu fıçılarından bahsederdim. Ücretsiz turşuları baştan beri biliyordum ama kitabın içine bir türlü yerleştiremedim.
En az sevdiğiniz kurgusal karakter?
Kastettiğiniz inandırıcı olmayan mı yoksa nefret ettiğim mi? Sanırım Book of Job’daki Tanrı her ikisine de yanıt olur.
Hadi Utandırma oyunu oynayalım: Hala okumadığınız en ünlü kitap? Seyretmediğiniz oyun? Dinlemediğiniz albüm? İzlemediğiniz film?
Knausgaard.
Gizli yetenekleriniz var mı?
Hayır. Hiçbir cevherim yok.
Şipşak soru - cevap
George ya da T. S. ?
İkisi de tabii ki.
Modernizm mi post-modernizm mi?
Pre, post, her neyse…
Jane Austen mı Charlotte Brontë mü?
Yok artık, Bu “hava mı su mu?” demek gibi…
Camus mı Sartre mı?
Ni l’un ni l’autre [Ne o, ne de o].
Proust mu Joyce mu?
Sanırım Proust, ama açıkçası her ikisini de tekrar okumak zorunda kalmaktan nefret ediyorum.
Knausgaard mı Ferrante mi?
Yanıt yukarıda…
Jacques Derrida mı Judith Butler mı?
Cehalet mazereti.
Hamlet mi Bir Yaz Gecesi Rüyası mı?
Yine “hava mı su mu?”
Bram Stoker mı Mary Shelley mi?
Altı boy farkla Shelley.
Tracey Emin mi Jeff Koons mu?
Kim?
Ursula Kroeber Le Guin hakkındaUrsula Kroeber Le Guin, 1929'da Kaliforniya'da doğdu. Babası ünlü antropolog Alfred Kroeber, annesi yazar Theodora Kroeber'dir. Radcliff ve Columbia üniversitelerinde edebiyat eğitimi gördü. 1950'li yıllarda fantastik öyküler ve romanlar yazmaya başladı. 1962'de ilk bilimkurgu öyküsü yayımlandı. 1974 tarihli Mülksüzler'e kadar altı bilimkurgu romanı yazdı. Bu tarihten sonra zaman zaman bilimkurgu öyküleri yazmakla birlikte romanlarında daha ziyade yarı gerçekçi/yarı fantastik temalar işledi. Kısa hikâye, deneme, şiir, çocuk kitapları ve roman türlerinde eserler veren Le Guin'in aldığı çok sayıda edebiyat ödülü arasında Ulusal Kitap Ödülü, beş kez Hugo ve beş kez Nebula Ödülü, Kafka Ödülü ve PEN/Malamud Ödülü bulunuyor. Le Guin halen Portland, Oregon'da yaşıyor. (Kaynak: Metis yayınları) |
* Bu haberi The Times Literary Supplement’tan Cansu Kılınçarslan bianet için Türkçeleştirdi. (CK/EA)