berin Kürtçesi için tıklayın
Dünyanın en başarılı ressamları arasında görülebileceğiniz bir dönemde olduğunuzu düşünün.
Resimlerinizin Suriye, Lübnan, Almanya ve İngiltere’de sergilendiğini buralarda resim çalışmalarında bulunmak için üniversitelerce davetler aldığınızı.
Sonra bir gün yaşadığınız kente bombalar yağıyor, iç savaş çıkıyor ve çocuklarınızla birlikte başka bir ülkeye göç etmek zorunda kalıyorsunuz.
Tam da tarihi kentte en büyük sergilerinizden birini açmaya hazırlanırken.
Tıpkı Suriye Halep’ten Urfa’ya göç eden Fewaz Al Badran gibi.
Al Badran ve ailesi yaklaşık altı yıl önce gelmiş Urfa’ya. Sınırdan yürüyerek geçerken yanına alabildiği birkaç resim yerel sanat merkezlerinde gösterilmiş aylarca.
Al Badran, resimleri sanat galerilerinde gösterilen Suriyeli bir inşat işçisine dönüşmüş biranda.
“İlk geldiğim zamanlarda bir sürü işte çalıştım gündüzleri çalışıyordum akşamları resim yaparım diye düşündüm, ancak bunu yapamadım. Uzun süre resimden ayrı kaldım. Hastalandım. Sonra da işi bıraktım”
İşi bırakınca, yeniden resim yapmaya başlayan Al Badran, resim yaparken kendisini Suriye’de özgür günlerde hissettiğini söylüyor:
“Kendimi ifade etmek için resim yapıyorum. Resim yaparken başka bir dünyaya gidiyorum. Suriye’ye gidiyorum oradaki hatıralarım canlanıyor. Resim yapmak bana savaşı unutturuyor.”
Türkiye'de ilk kişisel sergi önümüzdeki aylarda
Al Badran’ın kendi çalışma yöntemi de var. Mesela, O’na, resim yaparken mutlaka bir radyo kanalından çalınan müzik eşlik ediyor. Sessizlik de istiyor ancak birçok aile aynı evde yaşadıkları için pek mümkün olmuyor. Yılmıyor Al Badran, resimlerini sakladığı odasında resim yapmaya devam ediyor:
“Biz artık Suriye’ye dönemeyiz. Orası yıkıldı bizler için. Urfa’da resim yapmaya devam etmek istiyorum. Önümüzdeki aylarda kişisel sergimi de açabilirim. Şimdi bunun için çalışıyorum.” (EMK)
*Fotoğraf Evrim Kepenek