Urfa Barosu, Van, Diyarbakır ve Mardin ile başlayan sonra olarak Suruç, Mazıdağı, Savur ve Derik’e atanan kayyımlara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, kayyım atamalarıyla hukukun ve demokrasinin hiçe sayıldığına dikkat çekilerek, şöyle denildi:
“İktidarın aldığı bu kanunsuz ve hukuk dışı kararlar Kürt halkını ve onun iradesini yok saymaktır. Böyle bir hukuksuzluk karşısında sessiz kalınamayacağı aşikârdır. Aşikâr olan bir diğer husus ise; bu işlemlerin Anayasa’ya mutlak aykırılığıdır.
“Seçilmiş organların, organlık sıfatını kaybetmeleri konusundaki denetim ancak yargı yolu ile olabilir ve bu husus Anayasa’yla güvence altına alınmıştır. İçişleri Bakanlığı, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerini ancak geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir.
“Masumiyet karinesi ihlal ediliyor”
Ancak görevden alınan ve yerlerine kayyım atanan belediye başkanları hakkında görevleri nedeni ile açılmış tek bir soruşturma dahi bulunmamaktadır. Bu durum başka bir Anayasa ihlalini daha açığa çıkarmaktadır. O da Anayasa’nın 38’inci maddesinde ‘Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz’ şeklinde ifade edilen meşhur ‘masumiyet karinesi’dir.
Haklarında görevleri ile ilgili bir ‘soruşturma’ olsaydı dahi yapılması gereken ‘görevden alma’ değil, ancak Anayasa’nı 127. maddesine göre ‘geçici önlem olarak açığa alma’ olabilirdi. Anayasa’nın 126’ncı Maddesi’ne göre merkezin temsilcisi olarak atanan vali veya kaymakamların, yine Anayasa’nın 127’nci maddesine göre seçimle belirlenen makamlarda görevlendirilmesi mümkün değildir.
"Kayyım atamaları OHAL uygulamasıdır"
“Siyasi iktidar valileri ve kaymakamları kayyım olarak atayarak bu açık ihlale de ayrıca imza atmaktadır. Bugün gerçekleştirilen görevden alma ve belediyeye el koyma, belirtildiği gibi Anayasa’ya mutlak aykırı olup, siyasi iktidarın seçimlerle kazanamadığı belediyeleri, hukuksuz ve antidemokratik şekilde kayyımlar atayarak belediyeleri yönetmesi demektir.
“Basından öğrenildiği kadarıyla, Bakanlığın gerekçesinde ifade edilen görevden alma prosedürünün geçici olduğudur. Böylesi bir durumda yapılması gereken belediye meclisinin geçici olarak belediye başkanlığına vekâlet edecek kişiyi seçmesidir.
“Ancak bunun yapılmayıp doğrudan doğruya vali ve kaymakamların görevlendirilmesi tam anlamıyla birer OHAL işlemidir. Bu durum da OHAL uygulamalarının hız kesmeden sürdüğünü açıkça göstermektedir. Kayyım atamaları her yönüyle evrensel hukuk ilkelerine ve Anayasa’ya açıkça aykırıdır." (RT)