"Fiyat düşük, girdi maliyetleri yüksek. 2007'de 1 ton çay karşılığında 1 ton gübre ve üstüne 280 YTL alıyorduk. Şimdi eşit, 1 ton çaya 1 ton gübre alabiliyoruz. Vadeli alırsan üstüne 140 YTL daha veriyorsun. Hükümet enflasyon yüzde sekiz diyor ama bizim enflasyonumuz daha yüksek. Mazotundan işçiliğine girdilerimizin hepsi belli oranlarda arttı. Gübre yüzde 100, petrol yüzde 70, pirinç, yağ, işçilik öyle."
bianet'e konuşan Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç, çay alım fiyatından memnun olmadıklarını söyledi.
Geçen yıl Mayıs ortasında açılan çay hasat dönemi, yüksek sıcaklıklar nedeniyle bu yıl Nisan sonunda başladı. Hükümet de Doğu Karadeniz'de 200 binden fazla ailenin geçim kaynağı olan çayın alım fiyatını erkenden belirledi; Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün (ÇAYKUR) alacağı yaş çayın fiyatı, kilogram başına 73,7 YKr taban fiyat ve 11,3 YKr destekleme primi olmak üzere toplam 85 YKr olarak açıklandı.
Çay üreticilerinin sorunlarını ilgililere sorduk.
Küçük araziler ve kaçak çay
Bölgedeki arazilerin yüzde 82'sinin beş dönümden küçük olduğunu, bu nedenle Doğrudan Gelir Desteği uygulamasından faydalanamadıklarını vurgulayan Paliç, kaçak çay sorununa da değindi:
"2004-2005 özel sektör için altın yıllardı. Ancak kaçak çayla kendilerini mahvettiler. Özel sektör paketlere maliyeti düşük olan kaçak çayları karıştırıyor. Fakat vatandaş bu kalitesiz ve sağlıksız çaylara rağbet etmiyor. Bu nedenle özel sektörün kuru çay satışları düşüyor. Öte yandan özel sektör, kapasitesi ÇAYKUR'dan 1.5 kat fazla olmasına rağmen tüm çayın ancak yüzde 35 kadarını alıyor. Kısacası kaçak çay sonucunda hem kendileri, hem üreticiler hem de Türkiye zarar gördü."
ÇAYKUR'un kontenjan uygulaması ve özel sektör ödemelerindeki sorunlar
Ziraat Mühendisleri Odası Rize Şubesi Başkanı Muhammet Pertek de bianet'e yaptığı değerlendirmede ÇAYKUR'un kontenjan uygulamasına ve özel sektör ödemelerindeki sorunlara dikkat çekti:
"ÇAYKUR, üreticilerden birinci sürgünde dekar başına 375 kilo, ikincide 300 kilo, üçüncüde 250 kilo olmak üzere toplam bin 100 kilo kadar bir miktar alıyor. Oysa çay bahçelerinden 2.5 ton çay alınıyor. Üretici ÇAYKUR'a verdiği üründen arta kalanı özel sektöre satıyor. Özel sektörün çay alımlarındaki oranı yaklaşık olarak yüzde 40. Ancak özel sektör üreticiye parasını 1-2 sene sonra ödüyor, bunun da yüzde 7-8'ini kuru çay olarak veriyor. Üretici çaresiz; çünkü çay kısa süreli bir ürün, 5-6 gün toplamadınız mı vasfını kaybediyor."
Zayıf örgütlenme kültürü
bianet'in görüşlerine başvurduğu Rize Çay Üreticileri Derneği Başkanı Mustafa Muavin ise bölge halkının örgütlenme kültürünün zayıflığından yakındı:
"Halkımız örgütlenmeyi, sıkıntılarını derneklerle ifade etmeyi bilmiyor, polisle karşı karşıya gelmek istemiyor. Biz kanunlar çerçevesinde, bir sivil toplum örgütünün sınırları içerisinde çalışma yapıyoruz. Ancak, kamuoyu desteği pek yok. Dernek kültürü zayıf. İkinci sürgün başlamadan önce, üreticiler ve özel sektör birlikte kaçak çaya karşı bir yürüyüş yapmayı düşünüyoruz. Böylece 180 tane özelin içindeki çürük yumurtaları ayıklamak istiyoruz. Çünkü özel sektör bize kaçak çay yüzünden alım yapamadığını söylüyor" (KM/GG)