Üreme Sağlığına Medya Desteği

Elazığ İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Gökalp, Aile planlamasını bilmek, ailelerin sahip olacakları en büyük özgürlüktür. Şiddete olur böyle şeyler yaklaşımı, şiddetin cezasız kalmasını, yaygınlaşmasını ve ölümle sonuçlanmasına neden oluyor dedi.

Elazığ

Elazığ'da, Yaşam Boyu Kadın ve Üreme Sağlığı Derneği'nce, "Az gelişmiş bazı illerde medya çalışanlarının üreme sağlığı konusunda kamuoyu oluşturması, oryantasyon ve eğitim projesi" kapsamında seminer düzenlendi.

İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Halit Gökalp seminerde yaptığı konuşmada, aile planlamasının, "bir ailenin istediği. zaman, bakabileceği ölçüde çocuk sahibi olmaları" şeklinde tanımlandığını belirtti.

Gökalp: Fazla çocuk, annede komplikasyona yol açıyor.

Aile planlamasını bilmenin, ailelerin sahip olabilecekleri en büyük özgürlük olduğunu ifade eden Gökalp, "Dördüncü çocuk sahibi olan annede, doğum sonrası komplikasyonlar ortaya çıkabiliyor. Türkiye'de bu tür gerekçelerle yılda 700 anne, 48 bin bebek ölüyor" dedi.

Türkiye'de aile planlamasında kullanılan bilimsel ve doğal yöntemler hakkında bilgi veren Gökalp, "Türkiye'de 1988 yılında herhangi bir yöntem kullananların oranı yüzde 63.4 iken, 2003 yılında bu oran yüzde 71.4'e çıkmıştır. Yöntem kullanmayanların oranı ise yaklaşık yüzde 29'dur" diye konuştu.

Kadına yönelik şiddet

Kadına yönelik şiddetin, kadının kaba davranışa, darba, sözel ve cinsel şiddette maruz kalması olarak tanımlandığını belirten Gökalp, son dönemlerde bu şiddetin internet yoluyla mahremiyetin açığa çıkarılması şeklinde yapıldığını, bu durumun fiziksel şiddetten daha kötü olduğunu söyledi.

Ailedeki gerginliklerin, maddi imkansızlık, eşlerin birbirlerine ilgisizliği gibi nedenlerden kaynaklandığını ifade eden Gökalp şöyle devam etti:

"Toplumdaki 'Kızını dövmeyen dizini döver' ve 'Dayak cennetten çıkmıştır' gibi sözler, içerdikleri şiddetle birlikte kadını hor gören bir tavırla, başlı başına birer şiddet unsurudur.

"Kadınlar arasında, 'Kol kırılır yen içinde kalır' ve 'Beni sevdiği için dövüyor' şeklinde düşünenler de var. Bunun değişmesi gerekiyor. Toplumda yerleşen önyargıları yıkmamız lazım."

Şiddete uğrayan kadın ne yapmalı?

Gökalp şiddet gören kadınların yapmaları gerekenler hakkında da şu bilgileri verdi:

"İkamet edilen yerde baro gibi kurumlar varsa hukuki danışmanlık alınabilir. Kadın iddiasını kanıtlayacak, elbise gibi unsurları değiştirmemeli, en yakın yere şikayette bulunmalıdır.

"Adli Tıp Kurumu raporu alınmalıdır. Polis merkezlerine başvurularda, kadına yönelik şiddet konusunda 'Olur böyle şeyler' yaklaşımı, suç olan şiddetin cezasız kalmasını, dolayısıyla yaygınlaşmasını, ölüm gibi daha önemli sonuçların ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu konuda duyarlı olunmalı."

Dernek Başkam Prof. Dr. Yasemin Açık ise projeyle Elazığ, Bingöl, Malatya ve Tunceli'de yaklaşık 200 medya çalışanına ulaşarak, bir buçuk milyon kişiye üreme sağlığı, aile planlaması, kadının statüsü gibi konularda bilgi verilmesini amaçladıklarını belirtti.(AD)