2 Temmuz 1993'de Sivas Madımak Oteli'nde ölenler, yaralananlar, kurtulanlar... Katliamı'nın üzerinden tam 22 yıl geçti. Sivas'ta öldürülenler unutulmadı.
22 yıl önce 2 Temmuz'da 33 sanatçı, yazar, 2 otel görevlisi ve 2 saldırgan olmak üzere 37 kişi Sivas'ta Madımak Otelde çıkarılan yangında öldüler.
33 aydın Pir Sultan Abdal şenlikleri için Sivas'taydı. Yangında 14’ü polis, 65 kişi yaralandı, 40 kişi ise yara almadan kurtuldu.
Bugün 2 Temmuz 2015 Sivas'ta katledilenleri anıyoruz.
Edibe Sulari
Şahı Merdanım
Benim şu cihanda hiç kimsem yoktur Yalnız Şah şehidim Şahı merdan'ım Cümle meclislerde dilin virdidir Yalnız Şah şehidim Şahı merdanım
Muhlis Akarsu
Aşkın Divanesi
Aşkın divanesi Mecnunum amma O dosttan bir haber verenim yoktur Can ile canana vurgunum amma Rahmedip halımı görenim yoktur
Cahil değil hakikatı bilirim Ölü gider sağ olarak gelirim Anlayana doğru haber veririm Lakin cevherimi bilen yoktur
İnsanlık yoluna kılmışım karar Ali evladına vermişim ikrar Vara yok deyip de edemem inkar Akarsu’yum bunu bilenim yoktur
Metin Altıok
Behçet Aysan
Uğur Kaynar
Bu dizeler Uğur Kaynar'ın yanından ayırmadığı yangından zarar görmeyen deri çantasından çıktı. Uğur Kaynar bir peçeteye yazmıştı bu dizeleri.
Hasret Gültekin
Bir insan ömrünü neye vermeli
Bir insan ömrünü neye vermeli Harcanıp gidiyor ömür dediğin Yolda kalan da bir yürüyen de bir Harcanıp gidiyor ömür dediğin
Yüreğin ürperir kapı çalınsa Esmeyen yelinden hile sezerler Künyeler kazılır demir sandıkta Savrulup gidiyor ömür dediğin
Dışı eli yakar İçi de seni Sona eklenmeli sözün öncesi Ayrılık gülüdür kör derelerin Bölünüp gidiyor nehir dediğin
Bir insan ömrünü neye vermeli Para mı onur mu taş dikenli yol Ağacın köküne inmek mi yoksa Çırpınıp duruyor yaprak dediğin
Asım Bezirci
"…bölümlü toplumların tarihi şunu gösteriyor. yükselen sınıfların ideolojisi genellikli devrimcidir, gerçekçi ve maddecidir. fakat bu sınıflar iktidara geçip de toplumu kendi çıkarlarına göre düzenledikten sonra zamanla tutucu olurlar. biliyoruz: kapitalist toplum çağımızda sonuncu aşamasını yaşıyor. bu aşamaya "emperyalizm" yahut "can çekişen kapitalizm" adı verilmektedir. nitekim burjuvazi artık yükselen sınıf olmaktan çıkmış, bu sıfatı geleceğe aday olan işçi sınıfı almıştır. dolaysıyla, burjuvazinin ideolojisi de zamanla değişmiş, tutucu ve giderek gerici boyutlar kazanmıştır." Sosyalizme Doğru (1976)
Asaf Koçak
Nesimi Çimen
Açılın Kapılar Şah'a Gidelim
Hızır Paşa bizi berdar etmeden Açılın kapılar Şah'a gidelim Siyaset günleri gelip çatmadan Açılın kapılar Şah'a gidelim
Bunda bilmeyeni bildirirler mi Eli bağlı namaz kıldırırlar mı Yoksa Şah diyeni öldürürler mi Açılın kapılar Şah'a gidelim
Aslımız Muhammet kıyman cellatlar Üstümüzde bite davacı otlar Ölüm Allah emri ya eziyetler Açılın kapılar Şah'a gidelim
Her nereye baksam yolum dumandır Pirim bana küfür etse imandır Zincir boynum sıktı halim yamandır Açılın kapılar Şah'a gidelim
Sağlıklı mı ola dostun illeri Karşıda görünen tozlu yolları Şah'tan elçi gelmiş dem bülbülleri Açılın kapılar Şah'a gidelim
Güzel Şah'ım çıktı m'ola köşküne Can dayanmaz gayretine müşkine Seni beni Yaradan'ın aşkına Açılın kapılar Şah'a gidelim
Kapısı yok bacasından bakarım Gözlerimden hasret yaşı dökerim Şah'a giden bir bezirgan tutarım Açılın kapılar Şah'a gidelim
Pir Sultan Abdal'ım güzel Şah canım Ağlamaktır benim demim devranım Arşta melek yerde çeşm-i efganım Açılın kapılar Şah'a gidelim
Aziz Nesin, Oktay Samur, Lütfiye Aydın, Kadir Ardıç, Cafer Can Aydın, Ahmet Bayram, Aydoğan Yavaşlı, Faruk Yalçın, Melahat Yavaşlı, H.İbrahim Darbiçer, Kamber Çakır, Ahmet Yapar, Lütfi Kaleli, Şaban Yılmaz, Serdar Doğan, Selahattin Özaslan, Gülay Şahin, Nurettin Darıka, Makbule Çimen, Sabri Kangal, Nuray Özkan, Birsen Gündüz, Bülent Daylaşlı, Mustafa Göktekin, Faruk Daylaşlı, Turan Keser, Bedia Atmaca, Erkan Kılıç, Şadiye Tanış, İnci Şener, Nevzat Çiğdamlı, Ali Sertaş, Ünal Altunay, Çiğdem Gülhan, Ali Uygur, Mecit Ünal, Hasan Yıldırım, Hidayet Özden, A. Turan Onak, Solmaz Yılmaz, Mustafa Kaya, Zülali Bilgin, Erdal Koç, Seyit İnat, Rukiye Güler, Ersin Güren, Adem Şahin, Salim Cebenay, Ercan Develi.
Otelden yara almadan kurtulanlar
Arif Sağ, Neval Oğan, Yıldız Sağ, Tuncay Yılmaz, Murtaza Demir, Demet Işık, Ali Çağan, Elif Dumanlı, Haydar Ünal, Murat Kılıç, Yüksel Yıldırım, İclal Karakuş, Ali Balkız, Ertan Kartal, Ali Baştuğ, Ali Rıza Koçyiğit, Ali Doğan, Mustafa Türkan, Ayben Kop, Rıza Aydoğmuş, Ali Yüce, Mehmet Aydoğmuş, Nimet Yüce, Deniz Hunar, Celal Yıldız, Ferhun Ateş, Nurhan Metin, Cevat Geray, Cem Celasun, Gülsen Geray, Zerrin Taşpınar, Olgun Şensoy, Mehtap Yücel, Nuray Özkan, Hülya Kaderoğlu, Cevat Üstün, Battal Pehlivan, Hidayet Karakuş, Türkân Pehlivan, İ. Cem Erseven
Yaralanan polisler
Doğukan Öner (İl Emniyet Müdürü), Rahim Çalışkan (Emniyet Müd. Yrd), Mustafa Uzun (Şube Müdürü ), Yaşar Temel (Başkomiser ), İbrahim Kurşun (Komiser), Sönmez Kayış (Polis Memuru), Ramazan Karataş (Polis Memuru), Bülent Damlacı (Polis Memuru ), Nevzat Gündoğdu (Polis Memuru), Ersoy Kara (Polis Memuru), Şaban Akın (Polis Memuru), Salim Şen (Polis Memuru), Hüseyin Yüksel (Polis Memuru), Sebahattin Dinç (Polis Memuru) (HK)
MHP’li Yıldız’dan Meclis’e çağrı: Toplumda yeni anayasa için mutabakat var
Yıldız, Türkiye’nin milli kimliğini, coğrafi bütünlüğünü ve siyasi birliğini güvence altına alacak güçlü bir anayasal çerçevenin oluşturulmasının artık ertelenemeyeceğini iddia etti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı Feti Yıldız, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada yeni infaz yasası ve anayasa ihtiyacına dikkat çekerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni (TBMM) harekete geçmeye çağırdı.
Yıldız, son dönemde yeniden gündeme gelen infaz yasasıyla ilgili olarak “Ceza adaletini tam anlamıyla sağlayacak, karmaşık olmayan ve sürekli değişikliğe ihtiyaç duymayacak bir düzenlemeye ihtiyaç var” dedi.
Açıklama, Adalet Bakanlığı’nın 55 bin mahkûmu ilgilendiren bir düzenleme üzerinde çalıştığı iddialarının gündeme gelmesinin ardından geldi.
"Toplumda geniş bir uzlaşı var"
Yıldız paylaşımında, hem yeni infaz yasası hem de yeni anayasa konusunda kamuoyunda büyük bir uzlaşı olduğunu iddia etti.
“Yeni bir anayasa gibi yeni bir infaz kanunu konusunda toplumda büyük bir mutabakat var” diyen Yıldız, adil ve istikrarlı bir infaz rejimi olmadan ceza adaletinin sağlanamayacağını vurguladı.
Dünyada her zaman devletin cezalandırma hakkı ile sanığın haklarının çatıştığını belirten Yıldız, hukuk devletlerinde bu çatışmanın sınırlarının anayasa, kanunlar ve insan hakları sözleşmeleriyle çizildiğini kaydetti. Temel hak ve özgürlüklerin insan olmanın doğal sonucu olduğunu vurgulayan MHP’li siyasetçi, bu hakların bir lütuf değil, devredilemez ve vazgeçilemez olduğunu söyledi.
“İnfaz Kanunu ceza eşitliğini sağlamalı”
Yıldız, TBMM’ye seslendiği çağrısında yeni düzenlemenin infazda eşitlik ve adaleti gözetmesi, cezasızlık algısını önlemesi ve insan onurunu merkez alması gerektiğini belirtti. Hâkim, savcı ve avukatların yanı sıra hükümlülerin de anlayabileceği sade bir kanun yapılması gerektiğine işaret eden Yıldız, infaz yasasının cezanın ıslah edici yönünü de gözetmesi gerektiğini söyledi.
Açıklamasında anayasa tartışmalarına da değinen Yıldız, yeni bir anayasanın hukuki reformla birlikte Türkiye’nin geleceğini şekillendireceğini belirtti.
Türkiye’nin milli kimliğini, coğrafi bütünlüğünü ve siyasi birliğini güvence altına alacak güçlü bir anayasal çerçevenin oluşturulmasının artık ertelenemeyeceğini savundu.
682. F Oturması: Ağır hasta mahpus Özge Özbek serbest bırakılsın
İHD İstanbul Şubesi, “ağır hasta mahpus Özge Özbek ve bütün ağır hasta mahpusların serbest bırakılarak, sağlık ve yaşam haklarının korunması için” yetkilileri göreve çağırdı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu öncülüğünde bugün yapılan 682. F Oturması eyleminde, ağır hasta mahpus Özge Özbek’in durumuna dikkat çekildi.
İHD İstanbul Şubesi’nin bulunduğu binanın önünde yapılan eylemde “682. F Oturması: Hasta mahpus Özge Özbek serbest bırakılsın” ve “Tedavi haktır, engellenemez” yazılı pankartlar açıldı, hasta mahpusların fotoğrafları taşındı.
682. F Oturması açıklamasında, ilk olarak, tahliye edildikten bir gün sonra yeniden cezaevine gönderilen Avukat Selçuk Kozağaçlı’ya uygulanan hukuksuzluğa derhal son verilmesi ve Kozağaçlı’nın serbest bırakılması çağrısı yapıldı.
Ayrıca, Saraçhane eylemlerinin ardından tutuklanan kronik kalp ve böbrek hastası öğrenci Esila Ayık’ın derhal tahliye edilmesi istendi.
“Ameliyat olduktan sonra tutulandı”
Bu haftaki açıklamada, Sincan Kadın (Kapalı) Hapishanesi’nde tutulan hasta mahpus Özge Özbek’in sağlık durumu paylaşıldı.
Özbek’in beyninde oluşan tümör nedeniyle 27 Ekim 2020 tarihinde yapılan ameliyatın hemen ardından tutuklandığı, o günden bu yana hastalığına bağlı olarak giderek artan baş ağrıları, nöbetler ve denge kaybıyla mücadele ettiği belirtildi.
Açıklamada, “Özbek, iki yıl önce denge kaybına bağlı düşme nedeniyle beyin kanaması geçirmiş, bu sırada beyninde yeni tümörler geliştiği tespit edilmiş, ameliyat edilmesi gerektiği söylenmiş ancak halen ameliyat edilememiştir,” denildi.
“Rapora rağmen serbest bırakılması engellendi”
Hapishane Komisyonu, tutuklanmasının ardından hapishane koşullarında gerekli tedavi ve bakım sağlanamadığı için Özbek’in durumunun daha da ağırlaştığını belirtti.
Açıklamada, Kocaeli Darıca Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu’nun 24 Aralık 2021 tarihli ‘hapishane şartlarında kalması uygun değildir’ diyen raporuna karşılık, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından hapishanede kalabileceği şeklinde raporu nedeniyle Özbek’in serbest bırakılmasının engellendiği hatırlatıldı.
“Sağlık durumu hızla bozuldu”
Özbek’in iki yıl önce hapishanede düşerek kafasını çarptığı ve beyninde kanama meydana geldiği belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:
“Tümör sayılarında da ciddi bir artışın olduğu gözlenmiş, doktorları, ameliyat olması gerektiğini fakat ameliyatının yüksek ihtimalle koma veya ölümle sonuçlanabileceğini söylemiştir.
Özge, tedavi olması için Sincan’a gönderilmiş ancak iki yıl sonra doktorlar sadece ışın tedavisi yapmıştır. Yapılan son tomografide ise var olan tümörlerin büyüdüğü, çoğaldığı ve tedavi için geç kalındığı söylenmiştir. İki ay önce sevk edildiği Bilkent Şehir Hastanesi bu gelişmelere rağmen ‘hapishanede kalabilir’ şeklinde rapor düzenlemiştir. Ancak Özge Özbek’in sağlık durumunun hızla bozulması üzerine savcılık durumu değerlendirip resen Adli Tıp Kurumuna sevk kararı almış ve 15 Nisan 2025 tarihinde sevkini gerçekleştirmiştir.”
“Tedavi haktır, engellenemez”
Hapishane Komisyonu, “ağır hasta mahpus Özge Özbek ve bütün ağır hasta mahpusların serbest bırakılarak, sağlık ve yaşam haklarının korunması için” yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlılığa çağırdı.
682. F Oturması eylemi “Tedavi haktır, engellenemez”, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” sloganları ile sona erdi.