Halkların Demokratik Kongresi (HDK)-Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisleri üniversitelilere yönelik disiplin soruşturmaları, uzaklaştırma cezaları, tutuklamalar ve saldırılar ile ilgili bugün İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya Marmara Üniversitesi öğrencisi Samet Gündoğdu, HDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Sezai Temelli, HDP MYK üyesi Can Memiş, Özgür Hukukçular Derneği üyesi avukat İbrahim Bilmez ve Gençlik Meclisleri’nden Berfin Azdal katıldı.
Gençlik Meclisleri, üniversiteli Şerzan Kurt’un polis kurşunuyla öldürülmesine ilişkin 5 Aralık’ta görülecek davaya da çağrı yaptı. 8-12 Aralık tarihleri arasında üniversitelerde düzenlenecek etkinliklerle polisin öldürdüğü üniversiteliler Aydın Erdem ve Şerzan Kurt’u hatırlatarak demokratik üniversite ve örgütlenme özgürlüğü taleplerini dile getireceklerini belirtti.
Kobanê eylemleri sonrası öğrencilere baskılar arttı
Basın açıklamasını okuyan Can Memiş üniversitelerde geçtiğimiz dönem artan disiplin soruşturmalarının Kobanê eylemleri gerekçesiyle dikkat çekici boyuta yükseldiğini söyledi.
İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi’nin raporuna göre 2014’ün ilk dokuz ayında 575 öğrenciye üniversitede disiplin soruşturması açıldı, bunların 101’i ceza aldı.
“Ekim ayı itibariyle bu rakamlarda ciddi bir artış yaşandı. Üniversitelerde eylem örgütlemek, boykot çağrısı yapmak, afiş asmak, IŞİD destekçilerine karşı üniversiteyi savunmak soruşturma gerekçeleri arasında yer alıyor.
“Öte yandan başta Kürdistan'da olmak üzere pek çok ilde gençlere dönük gözaltı ve tutuklamalar, siyasi soykırım operasyonlarının devamı niteliğinde. Öğrenci dernekleri, evler polisler tarafından basılıyor, onlarca öğrenci, yüzlerce genç gözaltına alınıyor, bir kısmı ise tıpkı KCK operasyonlarında olduğu gibi gerekçesiz tutuklanıyor. Keza Türkiye illerinde devrimci-demokrat-yurtsever gençler, polislerin de açık desteğiyle faşist saldırılarla karşı karşıya.
"Geçtiğimiz haftalarda Çanakkale'de, uzunca bir süredir Malatya'da ve en son dün gece Bolu'da Kürt öğrencilere dönük faşist saldırılar gerçekleşti. Dün gece Şerzan Kurt davasına çağrı yapmak için afiş asmak isteyen gençlere faşist saldırı ardından linç girişiminde bulunuldu.”
Marmara Üniversitesi'nde 12 öğrenciye uzaklaştırma
Samet Gündoğdu, Marmara Üniversitesi Öğrencileri adına yaptığı açıklamada geçtiğimiz hafta içinde 12 öğrenciye bir aydan iki yarı yıla varan uzaklaştırma cezası verildiğini anlattı. Cezaların protesto hakkını kullanma, akademisyenlerin işten atılmasına karşı kamuoyu oluşturma ve basın açıklaması yapmak gibi gerekçelerle verildiğini söyledi.
Taleplerini ise şöyle sıraladı
* Eğitim ve öğrenim hakkı gasp edilen 12 arkadaşımızın uzaklaştırma cezaları geri alınarak arkadaşlarımızın eğitimine kaldığı yerden devam etmesi.
* Polis-idare-özel güvenlik birimi işbirliğiyle fiilen iktidarı eline geçiren faşist çeteci grup hakkında bir an önce yaşam hakkını tehdit etme sebebiyle geniş çaplı bir soruşturmanın başlatılması,
* Örgütlenme-protesto ve basın açıklamalarının öğrenci, akademisyen ve üniversite bünyesinde çalışan kamu emekçilerinin en doğal hakkı olduğunu üniversite idaresi tarafından kamuoyuna duyurulması ve daha önce yapılmış tüm hukuksuz uygulamalar için özür dilemesi,
* Üniversite bileşenlerini fişleyen, üniversitenin özerkliğini bozan polislerin üniversiteden çıkarılması,
* Üniversitemize satırlarla giren, öğrencilerin yaşam hakkını tehdit eden kendini ülkücü olarak nitelendiren faşist çeteci grup hakkında yargılama yolunun açılması.
İki ayda 400 genç gözaltında
Diğer katılımcılar da öğrencilerin yanında olduklarını açıkladı. İbrahim Bilmez, Türkiye’de siyasi muhalefet yükseldiği zaman iktidarın öncelikle gençlere yöneldiğini söyledi.
Kobanê ile dayanışma eylemlerinin meşru olduğunu belirten Bilmez, bu eylemlerde de gençlere yönelik baskıların yüksek olduğunu anlattı.
“Son iki ayda 400 civarı genç gözaltına alındı ya da tutuklandı. Üniversitelerde yüzlerce öğrenci hakkında soruşturma açıldı. Okuldan atılanlar, uzaklaştırma cezası alanlar oldu. Bunları protesto eden öğrencilere polis ve özel güvenlik görevlileri müdahale etti.”
Hüsamettin Zenderlioğlu "YÖK'ün olduğu yerden üniversiteden söz etmek mümkün değil. Üniversitelilere karşı büyük bir baskı var. Karakolları üniversitelere taşıdılar" diye konuştu.
Sezai Temelli üniversitelerin soruşturmasız geçirdiği yılın olmadığını ancak AKP’nin giderek bu dozu arttırdığını söyledi.
“ Soruşturmalar polisin ya da özel güvenlik biriminin verdiği raporlar sonucu açılıyor. Bu, Davutoğlu’nun da dediği kamu düzeni sağlama perspektifinden başka bir şey değil. Demokratik hakları için sokağa çıkana şiddet uygulanıyorsa, üniversiteliler de demokratik haklarını kullandıklarında şiddetle karşı karşıya kalıyorlar.Kamu düzeni ve demokratik haklar için bu eylemliliğe devam etmek gerekiyor.” (BK)