“Viva La Vida” sloganıyla 22 Aralık’ta Kent Mitingi’nde karşılaştık. “Vakıf Üniversitesi Şirket Değil Kamu Alanıdır” pankartının ardından gelen sese kulak verince VİDA ile tanıştık.
VİDA, nam-ı diğer Vakıf Üniversiteleri İletişim ve Dayanışma Ağı direnişlerde bir araya gelen vakıf üniversitesi öğrencilerinin sorunlarının ortaklaşa olduğunu fark etmeleri ve birlikte mücadele etmeleri kararıyla kuruldu.
Öğrenciler, VİDA’nın iletişim ve dayanışmayı arttırmasına ve üniversite öğrencisinin öz örgütü olmasına çabalıyorlar.
Viva La Vida sloganına kulak kabartıp Özyeğin Üniversitesi’nden Alican Boynak, Yeditepe Üniversitesi’nden Gülcan Çetinkaya ve Koç Üniversitesi’nden Atılberk Çelebi ile VİDA’nın oluşum sürecini, vakıf üniversitelerinde görülen ortaklaşa sorunları, kendi üniversitelerinin gündemindeki problemleri ve mücadele yöntemlerini konuştuk.
İlk temas direnişlerde
Açlık grevleri, 1 Mayıs, asistanların ve işçilerin işten çıkarılması ve Gezi gibi direnişler bir araya getirmiş öğrencileri. Öğrencilerin hepsi bir araya geldiklerinde sorunlarının ortak olduğunun farkına vardıklarını anlattı.
Koç Üniversitesi’nde taşeron işçilerin işten çıkarılmasına dair mücadele, Yeditepe Üniversitesi’nde üç asistanın işten çıkarılması, Gezi direnişi gibi bir araya gelişler sonrası temaslar kuruluyor.
Üniversite içinde başlayan forumlar üniversiteler arası forumlarla genişliyor. Kampüslerin uzak olması ve zamansızlık sık bir araya gelme problemi yaratsa da özellikle internet üzerinden iletişim ve dayanışma sürüyor.
Vakıf üniversitelerinde ortaklaşan sorunlar
Pankarta yansıyan “Vakıf Üniversitesi Şirket Değil” cümlesi en büyük sorun olarak diğer sorunların da kaynağı görülen 'vakıf üniversitelerinin şirket gibi görülmesi anlayışını' işaret ediyor. Öğrenciler de ilk olarak bu sorundan söz ediyor.
Barınma, ulaşım ve yemek gibi temel ihtiyaçlardaki sorunlarda da başı yemeklerin pahalılığı çekiyor. Yemek ücretleri yedi lirayı buluyor, kampüslerin uzakta olması öğrencileri pahalı yemeğe bağlı kılıyor. Okul ücretleri, bursların kesilmesi de dile getirilen diğer ortak sorunlardan.
"Şirkette gibiyiz"
Gülcan Çetinkaya (GÇ): Kendimizi şirketteymiş gibi hissediyoruz. Bize müşteri, hocalara da tezgahtar gözüyle bakılıyor. Orası holding, patronu var. Transkripte bile para ödüyoruz.
Atılberk Çelebi (AÇ): Öğrencilerde ve yönetimdekilerde vakıf sahiplerinin söz hakkı olabileceğine dair algıları var. Burslu olmak tehdit altında hissettiriyor. Okulu uzatırsam bursum kesiliyor. Derslere devam zorunluluğu var, kampüs çok uzak. VİDA için bir araya gelişte zamansal ve mekansal sorunlar yaşıyoruz.
Alican Boynak (AB): Vakıf üniversitesi sayıları son iki yılda üç kart arttı. Okul ücretlerine de 2012'den itibaren yüzde 10-12 zam yapılıyor. Yüzde 75 bursla gelen memur ailelerinin çocukları çok sayıda, fiyatlardaki artış çok etkili oluyor.
Çalışanların sorunları öğrencilerin gündeminde
Öğretim üyeleri ve çalışanlar için ise güvencesizlik en temel ortak sorun olarak ortaya çıkıyor. Çalışanların sorunları öğrencilerin gündeminde, Koç Üniversitesi’nde ise mücadele alanının başında yer alıyor.
A.B: Gezi’den sonra çalışanlarla daha çok iletişime geçtik. Sekiz ayda yaklaşık sekiz kişinin mobbinge uğradığını öğrendik. Onları Umut-Sen ile bir araya getirdik ve tazminatlarını alabildiler.
Yurt ve güvenlik çalışanları üç dört ay istihdam ediliyor, sonra yerlerine başkaları geliyor.
"Taşeron işçilerin sorunları sürüyor"
A.Ç. : İşten çıkarılan taşeron işçiler direniş sonu geri döndüler ama mücadele sürüyor. Okul tek tek yanına çağırıp tembihleme, ağır görevler verme gibi stratejiler uygulamaya başladı. Sindirme ve baskı sonucu istifa eden ve işten çıkanlar oluyor. İş yüküne karşı yeni işçi alınmasına dair dilekçeleri kimileri geri çekti.
Yeni gelen ve eski işçiler arasında ayrımcılık oluyor. Biz onları kaynaştırmaya ve dayanışmayı örmeye dair etkinlikler yapıyoruz. Çay aralarını işçilerle geçiriyoruz. Nisan ayında kabul edilen ancak okulun kurmadığı Taşeron İzleme Örgütü’nü biz fiilen kurduk.
Üniversitedeki şirketleşme mantığına göre işçiler hocalar ve öğrencilerin altında, kütüphaneden, spor salonlarından faydalanamaz. Üniversitedeki herkesin aynı standartta olduğunu kabul ettirmeye çalışıyoruz.
"İşçiler her dönem sonu işten çıkarılıyor"
G.Ç. : Temmuz ayında üç asistan işten çıkarıldı. Asistan Dayanışmasının bunun için yaptığı eyleme katıldık, orada da diğer vakıf üniversitelerinden öğrencilerle tanıştık, VİDA süreci başladı.
Çalışanlarla iletişimimiz çok güçlü değil henüz. İşten çıkarılma korkuları nedeniyle konuşmaya çok yanaşmıyorlar. Ancak her dönem sonu işten çıkarılıp ücretsiz izinlere ayrılmaya zorlandıklarını biliyoruz.
Gündemdeki sorunlar, mücadele yöntemleri
Gündemdeki diğer sorunlar ise tanıtımlardaki vaatlerin yerine getirilmemesi, yemekhaneler ve bursları kapsayan bir çerçeve sunuyor, mücadele de bu alanlarda sürüyor.
A.B. : Özyeğin Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Lisans programında tanıtım döneminde yapılan ve internet sitesinde yer alan mezunlara Le Cordon Bleu imzalı, Le Grand Diplome verileceği ibaresi kaldırıldı. Çoğu öğrenci bu diploma için Özyeğin’i tercih etmişti. Reklamlara çok fazla yatırım yapılıyor, her zaman gerçeği yansıtmıyor, akademiye ve araştırmalara yeterince yatırım yapılmıyor.
Bölüm yöneticileri ile görüşmemizde diplomanın verileceği bilgisi reddedildi, rektör bizi ciddiye aldı ancak işlem yapmadı. VİDA’nın internet sitesinde ve VİDA imzalı açıklamalarla konuyu sosyal medyaya taşıdık. Mücadele sonucu rektör Le Grand Diplome’un verileceğini söyledi.
"23.00’ten sonra ortak alan kalmıyor"
A.Ç. : Akşam 22.00’den sonra kampüste tek kafeterya kalıyor ve uzakta olmamızı kullanıp yüksek kar koyuyorlar. Fiyatlar kişiden kişiye değişebiliyor. Eylem yapıp yönetimle görüşmüştük, ilgileneceklerini söylediler, takip ediyoruz.
Gece 23.00’ten sonra yurtlardaki öğrenciler sadece kendi binalarına girebiliyor. Kadın erkek binaları zaten ayrı, o saatten sonra başka binadaki biriyle birlikte ders çalışıp yemek yapma şansımız yok.
Dün de anfilere Gezi’de öldürülenlerin isimlerini astığımız tabelalar kaldırıldı.
"Hayvanlara barınaklar hazırlıyoruz"
G.Ç. : Yeditepe’de burs problemi var. Mütevelli heyetinde vakfı kuran aileden birkaç kişi var. Yemek bursu, yurtta kalmak gibi talepler için sabah yedide kalkıp onlardan birinin odası önündeki kağıda adını yazıyorsun. Akşama dek gelmesini bekleyebiliyor sonra da aşağılayıcı tavırlarla karşılaşabiliyorsun.
Dönem başındaki ilk forumumuzu yemeklerin pahalılık sorununa dair yaptık. Buna dair çalışmalarımız sürüyor. Okulda yeşil alan çok, buradaki hayvanlara barınaklar yapıyoruz. Forumlarımıza her hafta devam ediyoruz. (BK)