Üniversiteyi kazanmak için 4 yıldır sınavlara Işıl Özümüş, "İstediğim gibi bir hayat yaşamam için üniversiteyi kazanmaktan başka çarem yok" diyor.
Evde çalışarak sınava hazırlanan Ufuk Gündoğdu'ya göre üniversite meslek anlamına geliyor, sınav sistemini "saçma" bulan Yiğit Kalafatoğlu ise üniversitenin "hayata bakışını zenginleştireceğini" düşünüyor.
15 Haziran Pazar günü yapılacak Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS) girecek öğrenciler, sınava hazırlanma sürecini ve üniversiteye dair düşüncelerini anlattılar:
"Ben, en çok sınav sistemindeki belirsizliklere isyan ediyorum. Her yıl değişiyor ve her öğrenci kobay olarak kullanılıyor" diyen 18 yaşındaki Deniz Karata, ilk kez üniversite sınavına giriyor.
Sınava dershaneye giderek hazırlanan Karaata, sınıf öğretmeni olmak istiyor. Nedeni ise, bu mesleği iyi bir şekilde yapabileceğine inanması.
"Üniversite sınavına hazırlanma sürecinde ailesinin her zaman kendisine destek olduğunu" söyleyen Karaata,"Onlara karşı çok şey borçluyum. Biliyorum ki; beni dershaneye göndermeleri hiç kolay olmadı" diyor.
"Sınav sürecinde ailem beni destekledi"
* Bazı zamanlar sınavı kazanamayacağını düşünüp ağladığını belirten Karaata, üniversite sınavına hazırlanma sürecini ve üniversiteye dair düşüncelerini şöyle anlatıyor:
* Bu yıl benim için çok zor geçti. İlk zamanlar okul ve dershane arasında bir boşluğa düşmüştüm. Bir türlü uyum sağlayamıyordum.
* O dönemler daha rahat olduğum için derslere çok fazla asılmıyordum. Arkadaşlarımla görüşmeye devam ediyordum. Sonra yavaş yavaş işin ciddiyeti kavramaya başladım. Vaktimin çoğunu ders çalışarak geçirmeye başladım.
Mayıs ayından itibaren okula gitmemeye başladım. Çalışmalarım daha da yoğunlaştı. Ders çalışmayı bırakmış değilim, şu an hala tekrar yapıyorum.
* Sınava hazırlanma sürecimde ailem hep yanımda oldu. Ders çalışmam konusunda üzerimde herhangi bir şekilde baskı oluşturmaya çalışmadılar.
* Ama ben yine de onlara karşı kendimi sorumlu hissettiğim için zaman zaman kazanamayacağımı düşünüp stres yaptım. Çünkü biliyorum ki; beni dershaneye göndermeleri hiç kolay değil.
* Eğer sınavı kazanamazsam kesinlikle çok üzülürüm.İstediğim gibi bir hayat yaşamam açısından üniversite çok önemli. Ailemin yükünü azaltmak açısından da bu böyle. Sonuçta artık liseyi bitirdim. Bundan sonra beklentilerim, sorunlarım dolayısıyla sorumluluklarım da daha çok olacak.
* Bütün bunları ailemin karşılamasını bekleyemem. Hayatıma, istediğim gibi yön verebilmem için üniversiteye kazanmam gerekiyor. Kazanamazsam, seneye belki daha çok çalışarak yeniden şansımı deneyeceğim.
* Sınava girdikten sonra en çok yapmak istediğim şey,arkadaşlarımla doyasıya gezmek. Bütün bir yıl bu içimde kaldı...
Kalafatoğlu: Sınav sistemi saçma
Ayazağa Işık Lisesi öğrencisi olan Yiğit Kalafatoğlu da, bu yıl ilk kez gireceği üniversite sınavının heyecanını yaşıyor.
"Daha çok sosyalleşeceğini ve hayata bakışını zenginleştireceğini" düşündüğü için üniversiteyi kazanmayı isteyen Kalafatoğlu, "üniversitenin tek çıkış kapısı olmadığını" belirtiyor.
Sınav sistemini "tek kelimeyle saçma" olarak değerlendiren Kalafatoğlu, şunları söylüyor:
* Yorucu bir yıldı... Bir yandan okuldaki derslerimi aksatmamaya çalıştım, bir yandan da üniversiteye hazırlandım. Üstelik okulumuz da hiçbir kolaylık sağlamadı, son aya kadar dersler devam etti.
* Ailem beni serbest bıraktı. Ufak tefek uyarıların dışında hiçbir şeye karışmadı. Çok fazla kafaya takmadım, ama stresten saçımın döküldüğünü söylüyorlar.
* Son bir haftaya kadar stres yoktu. Ama şimdi biraz başladı.
Kazanamazsam çok fazla üzülmem. Üniversitede daha çok sosyalleşeceğimi düşünüyorum.
Gündoğdu: Üniversite benim için meslek demek
17 yaşındaki Ufuk Gündoğdu, Hacı Hatice Bayraktar Lisesi öğrencisi.
Evde çalışarak üniversite sınavına hazırlanan Ufuk, kazanamaması durumunda seneye dershaneye giderek tekrar sınava girmeyi düşünüyor.
"Her sene dershaneye gitme şansım yok" diyen "mühendislik okumak istediğini" söylüyor.
"Ailesinin üniversite konusunda hiçbir baskısının olmadığını" belirten Ufuk için üniversite "meslek" anlamına geliyor.
Ufuk son olarak " Sistem çok kötü, bütün bir yıl boyunca sınava hazırlanıyorsun, ama sadece üç saatin var" diyor.
Özmüş: Üniversiteyi kazanmak zorundayım
Işıl Özmüş, 25 yaşında.1996 yılında liseden mezun olmuş. 4 yıldır sınavlara giren "Türkiye'de giderek zorlaşan yaşam koşulları üniversiteyi tek çare yapıyor" diyor, üniversitenin kendisi için ne ifade ettiğini şöyle anlatıyor.
Bu sene, diğer yıllara göre çok daha zor oldu. Hayatımın en zor dönemi diyebilirim.
* Çalışıyordum, son iki ay derslere yoğunlaşabildim.Daha iyi çalışabilmek için işten ayrıldım.
* Her iki sistemi de gördüm ben. Bence tek sınav sistemi öğrenci açısından daha avantajlı. Çünkü eski sistemde en küçük ayrıntılara kadar bilmek zorundasınız.
* Ben üniversiteyi kazanmak zorundayım. Tabii ki, iyi bir hayat sürmenin tek yolu üniversite değil. Ama bence kabul gören tek çıkar yol. Toplumda da böyle görülüyor. Bir noktada inanmaya başlıyorsunuz,
* Ailemin bana karşı tavrı çok da olumlu olmadı. Çünkü ailelerimiz çok bilinçli değil. Motive etmek yerine, üzerimizde baskı oluşturuyorlar. Onlar için herhangi bir bölümde okuyup para kazanmak yeterli. Para kazandığınız sürece sorun yok.
* Radyo Televizyon okumak istiyorum. Ama çok da idealist davranmayacağım. Neresi olursa olsun demiyorum, ama istediğim bölümü kazanamazsam, açıkta kalmamak için daha düşük puanlı yerleri de tercih edeceğim.
* Son 4 yıl hayatımı, ilişkilerimi çok olumsuz şekilde etkiledi. Kendime güvenim azaldı, daha pasif bir insan olmaya başladım.
* Bu sene kazanamazsam, bir daha sınava girmeyeceğim. Tabi ki üzülürüm, ama hayatımı da devam ettirmek zorundayım. Sınavlardan sonra çalışmayı düşünüyorum. Dinlenecek vaktim yok.(NK)