Berkin Elvan’ın cenazesine katılmak ve cenazede pankart taşımak…
Gezi direnişindeki eylemlere katılmak…
Ailesiyle yaşadığı eve birkaç gündür gitmemek…
Evindeki aramada bulunan kitap ve dergiler…
İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş, bu “delillerle” bir yıldır tutuklu.
Savcı Necip Sarı’nın hazırladığı iddianameye göre, hakkındaki suçlamalar ise şöyle:
“Halkı kışkırtmak ve toplumsal bir algı oluşturmak amacıyla eylem düzenlemek”
“DHKP/C’nin yaşam ve düşünce tarzını tam bir bağlılıkla benimsemek”
“Örgütün direktifleri ve fikirleri doğrultusunda eylemlerde bulunmak”
Üstelik, hakkında yakalama kararı bulunduğunu duyunca savcılığa kendisi ifade vermeye gitmiş olmasına rağmen, aynı gün, 5 Ocak 2018’de tutuklandı.
Savcılıkta, “Berkin Elvan'ın cenazesine katıldığını, slogan attığını, ev aramasında el konulan eşyaların da kendisine ait olduğunu” söyleyerek hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini ifade etmişti.
“Savcı ‘Ahdettim, sevk edeceğim’ dedi”
İlk duruşma İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde 18 Nisan 2018’de görüldü.
Duruşmaya getirilmeyen Ustabaş, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) yoluyla sağlıklı bir savunma yapamayacağını, avukatını bile göremediğini söyledi:
“Evimde arama yapıldığında, dosyada kısıtlılık kararı olmasına rağmen yani dosyanın içeriğini görmeden ben bizzat savcıya giderek ifade vermek istedim, ifademi alan savcı, bana, çok iyi bir savunma yaptığımı ancak ahdettiği için tutuklamaya sevk edeceğini söyledi.
“Evimden el konulan dergiler ve tarihsel yazılar, propaganda ya da örgüt üyeliğine delalet teşkil etmez, benim evimde yüz tane tarih kitabı vardır, benim evimde her türden görüşe ve siyasi görüşe ait kitap vardır.”
“Kitaplar darbecilerin astıklarıyla ilgili”
İkinci duruşmada da dosyada delil olarak adlandırılan kitaplarla ilgili konuştu:
“Evimden çıkan kitaplar 12 Eylül darbecileri tarafından yargılanan, haklarında idam kararı vermiş olduğu kimselere ilişkindir. Erdoğan'ın da konuşmasında bahsettiği Erdal Eren'l ilgili kitaplar var. Kitaplar hakkında toplatma kararı da yoktur, yasaklı yayın değiller.”
“İfadeye vermeye kendim gittim, tutuklandım”
Davanın 5 Eylül 2018’de görülen duruşmasında da yargılamanın siyasi olduğunu söyledi:
“Bu soruşturmanın savcısının ayağına giderek ifade verdim. Gözaltında falan da değildim. Ama tutuklandım. Ben ifade vermeye gitmesem gitmezdim. Ama ayağımla, alnım ak, başım dik şekilde gittim. Bu da benim kaçmadığımın ve delil karartmadığımın açık göstergesidir.”
Ancak bu savunmalara rağmen tutukluluğunun devamına karar verildi.
Davanın beşinci duruşması 15 Ocak’ta, saat 14.30’da İstanbul 15 Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. (AS)