Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yemekhanelerinde, eski sistem olan açık büfeden, "sabit menü" sistemine geçildi.
Kimi “öğrencilerin gıdaya ulaşım hakkını kimse korumuyor” diyor, kimi de yemek kalitesinin düştüğünden şikâyetçi.
Diyesityen Müge Özbek ise başka bir konuya dikkat çekiyor, "Günümüzde toplu beslenme hizmeti veren yurtların bazılarında sabit menüye geçildiğini görüyoruz. Menüye bakıldığında hazırlanması ve ulaşılabilirliği kolay, enerji içeriği yüksek ancak besin ögeleri bakımından yetersiz bir menü örneği görüyoruz" diyor.
“Bize seçme şansı bile bırakmıyorlar”
Twitter’da “#kykyurt” etiketiyle gündem olan “sabit menü” sistemi için öğrenciler “doymuyoruz” diyor. Ayrıca öğrenciler, kendilerine seçme şansı tanınmamasından, öncesinde bir bilgilendirme yapılmamasından şikâyetçi.
“Ben daha yurda geçmedim ve bu mevzuyu basın aracılığıyla öğrendim desem doğru olur çünkü bu konuda herhangi bir mail, bilgilendirme almadım. Bunun yanında herhangi bir anket de yapılmadı, bize sormadılar bile. Kendileri böyle bir karar vermiş, bunu uygulamışlar. Bize seçme şansı bırakmıyorlar her açıdan.”
“Yemek kalitesi çok düşük”
Trabzon Doğu Karadeniz KYK Yurdu’nda kalan, 19 yaşındaki bir kadın öğrenci şunları söyledi:
“Eski sistemde belirli bir bütçeyi devlet karşılıyordu ancak şu anki düzende tamamen devlet karar veriyor ne yiyeceğimize ve başka bir seçenek yok. Dışarıda yemek fiyatları malum dışarıdan yemek de imkansız şu anki şartlarda. Geçen seneden beri KYK’da kalıyorum, gittikçe yemek kalitesi düşüyor. Geçen seneki porsiyonlara göre azalma söz konusu.”
“Önümüze ne koyarlarsa onu yemek zorundayız”
Edirne Sultan II. Murat KYK Yurdu’nda kalan 21 yaşındaki Emir Derviş şu noktaya dikkat çekti:
“Geçen sene KYK yurtlarında istediğini alabilme seçeneği vardı. Bu sene ne koyarlarsa onu yemek zorundayız. Özellikle kahvaltı öğünleri acayip derecede küçük ve buraya herkes şehir dışından gelip yerleşiyor. Menü harici bir şey almak istediğimizde normalin çok üzerinde fiyatlarla karşılaşıyoruz.”
Sivas’ta bir KYK yurdunda kalan 20 yaşındaki bir başka öğrenci ise şunları söyledi:
“Yurtta ikinci yılım. Bu yıl tabldot sisteme geçilmiş bulunmakta. Geçen sene belli bir limit tanınırdı, o limiti geçtiğimiz miktar kadarını cebimizden ödüyorduk. Yanlış hatırlamıyorsam sabah 8 TL idi. O 8 TL ile karışık tost ve çay alabiliyorduk. Çay değil de soda almak istersek de üstüne para veriyorduk… Tamamen istediğimiz çeşit yemeği yiyebiliyorduk. Patates kızartması, tost, gözleme, omlet vs.”
“Ancak bu yeni sistemde belli bir menü veriyorlar ve o menü dışına çıkarsan direkt para alıyorlar. Atıyorum sabah sana diyorlar ki, ‘poğaça, su, çay vs. alabilirsin.’ Geçen günlerde 2 poğaça ve su aldım üstüne 4 TL verdim. İkinci poğaçanın parasını aldılar. Bunu geçen sene alsaydım, kalan hakkımdan meyve suyu bile alabilirdim. Hadi neyse menüyü beğenmedik diyelim. ‘Bunlar beni doyurmaz (hiçbiri de doyurmuyor zaten.) Poğaça değil de tost alayım. Parası neyse veririm.’ Yok, onu da yapmıyorlar. Ne varsa menüde onu yiyebiliyorsun.”
“Geçen sene pişisi, yumurtası, sosisi, çikolatası, balı, pekmezi ne varsa oluyordu. Bu sene onlardan eser yok. Akşam yemeği de aynı şekilde 6-7 çeşit olurdu. Şimdi maksimum 3 çeşit. Anlık olarak spor yapan birisiyim ve beslenmem gerek. Geçen sene iki tabak pilav+tavuk soteye 2-3 TL ekstra veriyordum. Bilirsiniz ki sporcular için pilav önemlidir. Ancak bu sene iki tabak pilav isteyince ortalama 10 TL gibi ekstra bir ücret istiyorlar. Sabah kahvaltısından sonra aç kalıyor, üniversitenin yemekhanesinin açılması için dakika sayıyor hale geldik. Doymuyoruz çünkü.”
“Öğrencilerin özel beslenme rutinleri yok sayılıyor”
24 yaşındaki bir başka kadın öğrenci,
“Açık büfe sisteminde bile iyi ve kaliteli yemeğe ulaşamıyorduk, şimdi onların verdiği daha az seçenekli kalitesiz yemekleri yemek zorunda kalacağız. Yemekler nişasta ağırlıklı. Mesela ben patates ve pirinç yiyemiyorum, şekerim oynuyor.”
Diyetisyen: Sağlık sorunlarını tetikleyebilir
KYK yurtlarında sabah kahvaltısı olarak verilecek bir aylık menüyü değerlendiren Diyetisyen Müge Özbek, “öğrencilerin, yetişkinlik döneminde sağlıklı beslenme davranışlarını yaşam tarzına dönüştürebilmesi için başta yurtlar, okullar ve üniversitelerde servis edilen yemeklerin yeterli, dengeli ve sürdürülebilir” olması gerektiğinin altını çizdi.
Özbek şöyle dedi:
“Günümüzde toplu beslenme hizmeti veren yurtların bazılarında sabit menüye geçildiğini görüyoruz. Menüye bakıldığında hazırlanması ve ulaşılabilirliği kolay, enerji içeriği yüksek ancak besin ögeleri bakımından yetersiz bir menü örneği görüyoruz.
“Açma, poğaça, simit, beyaz ekmek gibi basit karbonhidratlardan zengin bir menü. Sosis, salam, sucuk gibi işlenmiş et ürünleri sıklıkla yer almakta fakat diğer yandan besleyici değeri yüksek, örnek protein olan yumurta, vitamin ve mineralleri içeriğinde bolca bulunduran meyve ve sebzeler, menüde seyrek yer alıyor. Bu da yetersiz ve dengesiz bir beslenme örüntüsü oluşturmaktadır.”
“Bu tarz beslenme modeli obezite, diyabet, kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik ve metabolik sağlık sorunlarını tetikleyebilir.”
“Bu menü bireylerin beslenme tercihlerine yönelik çeşitlilik sunan bir menü değil. Her bireyin beslenme kültürü farklı olabilir, besin tercihi farklı olabilir. Bu yüzden bu çeşitlilik sağlanarak, bireylerin tercih edebilme olasılıklarını artırmaları gerekiyor.”
(EK/EMK)