Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'nın (Eğitim Sen)16 kamu üniversitesinde yaptığı araştırmaya göreyse üniversitede erkek yönetici oranı yüzde 78.1 iken kadın yönetici oranı sadece yüzde 21.9.
Üniversitelerde kadın yönetici yok fakat araştırmayı yapan Eğitim Sen'in de yüz şube başkanından sadece biri kadın.
Eğitim Sen'den Handan Çağlayan Eğitim Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer'in bugün araştırma sonuçlarını aktardığı toplantıda ileride tüzüklerine pozitif ayrımcılık gereği kadın kotası koyacaklarını açıkladığını anımsattı.
Narlı: Kadınlar sorunlarını kadın yöneticiye daha kolay anlatır
Kendisi de üniversitede yönetici görevler üstlenmiş olan Narlı'ya göre üniversitede kadın yönetici olmaması diğer kadın çalışanların ya da öğrencilerin kadınlıkla ilgili sorunlarının çözümsüz kalmasına neden oluyor.
Narlı hem üniversitede hem de diğer alanlarda kadın yönetici sayısının yükselmesine ayrımcılıkla mücadelede ihtiyaç olduğu görüşünde.
Narlı, dekanlık görevi yaptığı dönemde kadın öğrenci ve çalışanlarının kendisine gelip karşılaştıkları taciz, şiddet ya da sosyal cinsiyete dayalı ayrımcılıkla ilgili sorunlarını rahatlıkla anlatabildiklerini ve beraber çözüm aradıklarını örnek verdi.
Narlı'ya göre kadınların bu tarz sorunları erkek yöneticiyle paylaşmaları neredeyse imkansız.
"Kadın yöneticiler kadın öğrencilere de örnek olur"
Türkiye'de kadınların akademik yaşama katılım oranının yüksek olduğuna dikkat çeken Narlı yönetici düzeyinde kadın temsiliyetinin düşük olmamasının bir diğer olumsuz sonucunun da kadın öğrencilerin modelsiz kalmaları olduğunu söyledi.
Öğrencilerin hayata hazırlandıkları ve meslek edinmeye yöneldikleri bir eğitim kurumunda kadın yöneticinin varlığı kadın öğrencileri de ileride yönetici olmaya teşvik ediyor.
"Otorite kullanan kadın rol modeller görmeleri kuşkusuz onları da de motive edecektir" diyor Narlı.
Çağlayan: 'Tepeye çıkınca' kadınlar azalıyor
Türkiye'de araştırma görevlisinden, profesöre kadar kadın akademisyen oranının yüzde 39 olduğunu söyleyen Eğitim Sen'den Çağlayan, yaptıkları araştırmayla "tepeye çıkıldığında" durumun olumsuzlaştığını ve erkek egemen yönetim sisteminin olduğunu söyledi.
Çağlayan'a göre bu durum aslında Türkiye'deki tüm kurumlarda olan durumun bir yansıması.
"Diğer kurumlara ilişkin elimizde veri yok ancak kadın üniversite yöneticisi olmadığı gibi kadın yönetici de yok" diyen Çağlayan özellikle eğitimde kadın yönetici sayısının yüksek olması gerekliliğiniyse şöyle açıklıyor:
"Çünkü gerek akademik faaliyet gerekse bilim üretmesi dolayısyla üniversitelerin çok daha eşitlikçi yapılar olmaları gerek"
Fakat Çağlayan'a göre kadın rektör sayısının artması, sorunun çözülmesi demek değil. Bunu toplumsal bir sorun olarak kabul edip toplumsal duyarlılık yaratmak bir amaç olmalı. Ancak bu sayede kadın yöneticilerin varlığı faydalı olur.
Eğitim Sen'de kadın yönetici yok
Çağlayan'ın verdiği bilgiye göre Eğitim Sen'in yedi kişilik bir yönetim kurulu var ve yedi kişiden yalnızca biri kadın. Kuruldaki görevi de 'kadın sekreterliği'.
Eğitim Sen'in 100 şube başkanının 99'u erkek. 707 şube yöneticinden 134'ü kadın. Yani Eğitim Sen'deki kadın yönetici oranı yüzde 19,4. Üst Kurul delegelerininse yüzde 12'si kadın.
Çağlayan'a bu durumu sorduğumuzda Eğitim Sen Genel Başkanı Dinçer'in tüzüklerine kadın kotası uygulamasını alacaklarını açıkladığını söyledi.
10 yöneticiden 8'i erkek 2'si kadın
Eğitim Sen'in yaptığı araştırma kapsamında yer alan 16 üniversitedeki toplam bin 201 yöneticinin yüzde 78'1'i erkek, yüzde 21.9'u kadın.
* Rektörlerin yüzde 93.8'i erkek, yüzde 9.2'si kadın.
* Rektör yardımcılarının yüzde 88.7'si erkek, yüzde 11.3'ü kadın.
* Dekanların yüzde 86.3'ü erkek, yüzde 13.7'si kadın.
* Dekan yardımcılarının yüzde 72.4'ü erkek, yüzde 27.6'sı kadın.
* Enstitü müdürlerinin yüzde 83.1'i erkek, yüzde 16.9'u kadın.
* Bölüm başkanlarınınsa yüzde77.3'ü erkek, yüzde 22.7'si kadın.
Araştırma Ankara, İstanbul, İzmir, Samsun, Trabzon, Erzurum, Van, Diyarbakır, Mersin, Muğla, Manisa, Tekirdağ, ve Konya'da 16 üniversiteyi kapsıyor. Üniversitelerse şöyle:
Ankara Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, 19 Mayıs Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, 100. Yıl Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Muğla Üniversitesi, Celal Bayar Üniversitesi, Trakya Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi.
İnceleme kapsamındaki kadrolarsa rektörlük, rektör yardımcılığı, dekanlık, dekan yardımcılığı, enstitü müdürlüğü, bölüm başkanlığı.
Kentlere göre dağılım ise şöyle:
Büyük kentlerde toplam altı üniversitenin yönetiminde yer alanların yüzde 71.3'ü erkek, yüzde 28.7'i kadın iken Ankara, İstanbul ve İzmir dışındaki kentlerdeki üniversite yöneticilerinin yüzde 82.9'u erkek; kadınların oranı sadece 17.1'de kalıyor.
Ancak Ankara'da Ankara Üniversitesi ile Gazi Üniversitesi arasında da bu açıdan bir fark olduğu gözleniyor. Verilere göre Ankara Üniversitesinde yönetsel kademelerde bulunan akademik personelin yüzde 72.5'i erkeklerden ve yüzde 27.5'i kadınlardan oluşurken Gazi Üniversitesinde kadınların oranı daha da düşüyor. Gazi Üniversitesindeki oranlar sırasıyla yüzde 78.6 erkek ve yüzde 21.4 kadın.
Kadın rektör kadın akademisyen çokluğundan mı kaynaklanıyor?
Yönetsel kademedeki akademik personelin cinsiyet durumu açısından en belirgin şekilde farklılık gösteren Üniversite Boğaziçi Üniversitesi.
Bunun nedeni sadece rektörünün kadın olmasından kaynaklanmıyor. Boğaziçi Üniversitesinin yönetsel kademelerde yer alan personelinin yüzde 51'ni kadınlar yüzde 49'unu ise erkekler oluşturuyor.
Kadın rektör adayları artıyor
Eğitim Sen araştırmasında son rektörlük seçimlerine bakıldığında, kadınlar lehine olumlu gelişmeler olduğunu saptanıyor.
Kamu üniversitelerinin sadece, ikisi de İstanbul'da bulunan Boğaziçi ve Marmara Üniversitelerinin rektörleri kadın. Son rektörlük seçimlerinde ise 15 üniversitede toplam 103 rektör adayının 8'i kadınlardan oluşuyor.
Şu anda dört üniversitede kadın adaylar diğer adayları geride bırakarak ilk sırada yer alıyor : Kocaeli Üniversitesi, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Tokat Gaziosman Paşa Üniversitesi ile Balıkesir Üniversitesi.
Dört kadın aday arasında en yüksek oyu Kocaeli Üniversitesindeki aday aldı. İlk sıra adaylarının yanı sıra Manisa Celal Bayar Üniversitesinde de ikinci sırada bir kadın aday yer alıyor.
Eğitim Sen araştırması önceki yıllarda kadın aday sayısının daha az olduğu ve ilk sırada hiç yer almadıkları düşünüldüğünde bu durumun bir gelişme sayılabileceği sonucunu çıkartılabileceğini ilerisürüyor.(EZÖ/EK)