Mimar Sinan Üniversitesi Bomonti Kampüsü'nde Mimar Sinan Üniversitesi Sosyalist Düşünce Topluluğu'nun düzenlediği Kantin Söyleşileri'nin ikincisinde Eğitim-Sen'de çalışmaları bulunan Marmara Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Meryem Kurtulmuş Yeni YÖK Yasa Tasarısı üzerine konuşma yaptı.
Meryem Kurtulmuş, 12 Eylül sonrası oluşan YÖK yasasının uygulamada olduğunu belirterek
"Beyza Üstün, Onur Hamzaoğlu, Büşra Ersanlı gibi akademisyenler soruşturma, hedef gösterme ve hapisle karşı karşıya kalmalarına rağmen toplum, insan ve doğa yararına çalışıyor bu çalışmaları toplumla paylaşabiliyor" dedi ve ekledi:
"Ancak böyle bir metin yasalaşırsa bu çalışmaları yapma imkanı baştan yok olacak."
Kurtulmuş, tasarının İTÜ'deki işten çıkarmalarda görüldüğü gibi iş güvencesini yok edeceğini, özgür bilimsel araştırmayı ortadan kaldıracak işsizlik tehdidini yaratacağını belirtti.
"Öğrenciler olarak özgür, bilimsel araştırma yapan hocaların olmadığı, sorgulamanın yapılmadığı bir üniversite ile karşılaşacaksınız."
İlkeler şirket üniversitesini hedefliyor
Yeni YÖK yasa taslağı "Çeşitlilik", "Kurumsal özerklik ve hesap verebilirlik", "Performans değerlendirmesi" ve "Rekabet", "Mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı, kalite güvencesi" olmak üzere beş temel ilkeye dayanıyor.
Kurtulmuş, bu beş ilke üzerinden yasa taslağını eleştirdi.
Çeşitlilik ilkesi tasarıda birkaç şekilde görülüyor. Üniversiteleri yönetimleri itibariyle ayırma bunlardan biri. Devlet ve vakıf üniversitelerinin yanında metinde "anonim şirket" adıyla geçen özel üniversiteler ve yabancı üniversitelerden söz ediliyor.
Kurtulmuş, yasa çıkarsa pek çok vakıf üniversitesinin şirket üniversitene dönüşeceğini söyledi. Bu gerçekleşirse ne olur sorusunu ise şöyle açıkladı:
"Bu, yasanın özünde olan üniversitelerin sermayeye yönelik eğitim vermesine yol açar. Paralı eğitim içinde öğrenciler müşteri olurken çalışanlar ise iş güvencesinden yoksun olur. Bilgi Üniversitesi neler yaşanacağının bir örneği."
Taslakta devlet üniversiteleri de kurumsallaşmış ve son beş, altı yılda kurulan kurumsallaşmakta olan üniversiteler olarak ikiye ayrılıyor. Kurumsallaşmış üniversiteler vergi rekortmenleri ve bakanlar kurulu tarafından atananların bulunduğu bir Üniversite Konseyi tarafından yönetilecek. Kurumsallaşmakta olan üniversitelere ise rektör doğrudan YÖK tarafından atanacak.
Kurtulmuş, Üniversite Konseyleri'nin mütevelli heyetlerine eşit olduğunu ve üniversitenin bu şekilde yönetilmesiyle devlet üniversitelerinin şirketleşmiş olduğunu söyledi.
"Mütevelli heyetlerinin sözleşmeli ve kadrolu diye ayrılan öğretim görevlilerinin ücretlerini ve öğrenim ücretlerini belirleyecekleri de metinde yer alıyor. Heyetin ücretleri belirlemesi adaletsizliklere neden olacakken, öğrenim ücreti ifadesi harçların kaldırılmasının doğru olmadığını bir kez daha gösteriyor."
Hedef, ticari değeri olan araştırma
Taslaktaki çeşitlilik ilkesi, üniversitelerin eğitim, araştırma ve toplumsal hizmetlerde bulunmak üzere üçe ayrılmasında da görülüyor.
Kurtulmuş, bu durumun üniversitelerin çoğunun meslek yüksek okullarına dönmesine yol açacağını söylerken toplumdan kastın ise sermaye olduğunu ve bunun da toplumsal hizmetler başlığı altında bulunan bilgi lisanslama ofislerinin amaçlarında görülebildiğini söyledi. Tasarıda bu amaçlar şöyle başlıyor:
"Yükseköğretim kurumlarında, araştırmacı, uzman, diğer personel ve öğrencileri yapacakları bilimsel çalışmalar itibarıyla ticarî değeri yüksek konulara yönlendiren..."
Kurtulmuş, kurumsal özerklik ve hesap verebilirlik ilkesini, YÖK'ün üniversiteleri daha baskıcı şekilde denetleyeceğini söyleyerek eleştirdi:
"Bahsedilen, mali özerklik. Üniversitenin kendi kaynaklarını yaratabilmesi ve denetiminin hem özel denetim şirketleri tarafından hem de YÖK tarafından yapılması söz konusu. Denetlemeler sonucu olumsuz olursa YÖK üniversiteye doğrudan müdahale edebilecek."
Üniversitede denetim mekanizmaları artıyor
Performans değerlendirmesi ve rekabet ilkelerine göre akademisyenlerin performans puanları hesaplanacak ve akademisyenlerin puanları bölüm başkanları ve dekanın performans puanını da etkileyecek.
Kurtulmuş bu durumun akademisyen üzerindeki denetim mekanizmalarını arttıracağını ve üniversitede özgür ve bilimsel çalışma yapılmasına engel olacağını söyledi ve bir örnek verdi:
"Marmara Üniversite'nde belirli puanın altında kalanların okulla ilişiğini kesip, onları başka bir üniversiteye göndermek söz konusu."
Mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı ilkesi, üniversite konseylerine vergi rekortmenlerinin ve mezunlardan en çok bağış yapanların katılması gibi uygulamaların yanısıra üniversitenin kendi kaynağını yaratması isteğinde görülüyor. Kurtulmuş bunun üniversitelerin şirket olması isteği olduğunu söyledi.
Kalite güvencesi ilkesi işletme terimlerine yer veriyor. Buna göre önceden girdi kontrolü yapan YÖK'ün, yeni tasarıda girdi, süreç, çıktı kontrol yapması öneriliyor. Kurtulmuş bu değişiklikle YÖK'ün ve özel denetim şirketlerinin derslerin içeriğini, sonucunda ticari gelir yaratıp yaratmadığıyla birlikte değerlendireceğini söyledi. (BK/HK)