Fotoğraf: Santiago'da, 2020 referandumundan yeni anayasaya evet çıkmasını kutlayanlar/OHCHR
Şili'nin Araucanía bölgesinde büyüyen Elisa Loncon, 10 yaşında bir kız çocuğuyken hergün toprak yolda bir saat okula gitmek, bir saat de okuldan eve dönmek için yürürdü. Bazen yoldan geçen bir otobüs onu alırsa 8 km'lik yolu yürümekten kurtulurdu. Bütün güçlüklere karşın, Loncon kendini şanslı sayardı. Annesi yalınayak yürüyüp ayakları su toplarken, onun ayağında ayakkabı olurdu.
Mapuche yerli topluluğunun bir üyesi olan Loncon, ülkenin yeni anayasasını yazmakla görevli olan Şili anayasa meclisinin ilk seçilmiş başkanı oldu.
Elisa Loncon |
Ailesine destek olmak için yerel pazarda sebze satarak büyüyüp Santiago Üniversitesi'nde iki doktoralı dilbilim profesörü olan Loncon, "Şili'nin yerli toplulukları daha önce yeni bir anayasa taslağı yazımına katılmaya hiç çağrılmamışlardı" diyor ve ekliyor: "Tarihimizde ilk kez, hayatın her alanından ve her siyasal kesimden Şilililer bir demokratik diyaloga katılıyor."
Şili anayasal süreci, bu Güney Amerika ulusu için belirleyici bir anı temsil ediyor. Eşit sayıda kadın ve erkeğin yer aldığı bir anayasa meclisince yazılan taslak, tarihsel olarak dışlanmış gruplara ve ekonomik ve toplumsal hakların korunmasına özel önem vererek, daha eşitlikçi ve içerici bir toplum uğruna insan haklarını ve değerlerini yüceltiyor.
Anayasa süreci, BM Güney Amerika İnsan Hakları Bölge Ofisi'nden destek alıyor. Destek, "Şili: İnsan hakları merkezli yeni Anayasa" projesi kapsamında, webinarları, farklı meclis komisyonları ve ve sivil toplum gruplarıyla gerçekleştirilen kamuya açık oturumları ve insan hakları için uluslararası çerçeveyi özetleyen bir dizi kısa, açık ve erişilebilir belge yayınını içeriyordu.
Yayınlanan 27 belge, adalete erişim ve tazminat haklarından kadınların, Afrika kökenlilerin ve LGBTİ kişilerin insan haklarına varıncaya kadar özgül insan haklarına, yasaklara ve dezavantajlı gruplara odaklanıyor.
BM İnsan Hakları Güney Amerika bölgesel temsilcisi Jan Jarab, yeni Şili anayasa taslağının uluslararası insan hakları hukuku standartlarını bütünleştirdiğini söylüyor.
"Anayasal süreç, güvenin ve umudun boy verdiği ve daha eşit ve adil bir ülkeyi ayakta tutabilecek temellerin atıldığı mekan."
Toplumsal "kargaşa"dan doğmuş bir anayasa
Marcela Guillibrand |
Anayasa süreci, Ekim 2019'da eşitsizliğe ve kamu hizmetlerinin yetersizliğine karşı patlak veren bir halk protestoları dalgasını sona erdirmek üzere Şili'deki siyasal partiler arasında varılan geniş bir ulusal anlaşmanın sonucuydu. Milyonlarca Şilili değişim talebiyle ülkenin sokaklarını ve meydanlarını doldurmuştu.
Estallido social veya toplumsal isyan olarak bilinen protestolar, hem tüm halk için daha fazla adalet ve daha onurlu yaşam adına koparılan bir çığlık hem de derin ekonomik ve toplumsal eşitsizliklere yönelik bir kınamaydı. Protestoların başlamasından bir yıl sonra, Şilililer ezici bir çoğunlukla önce yeni bir anayasa taslağı ve ardından anayasa meclisinin 155 üyesi için oy kullandı.
Sivil toplum kuruluşu Ahora Nos Toca Participar'dan (Artık Katılım Zamanı) Marcela Guillibrand, yeni anayasanın Şili'ye yapısal adaletsizliklerin üstesinden gelme, insan haklarına bağlılığını yeniden doğrulama ve sürdürülebilir ve kimsenin dışlanmadığı içerici bir kalkınma yolu çizme fırsatı sunduğunu söylüyor.
"Taslak eşitlik ve insan hakları açısından ileriye doğru atılmış çok büyük bir adımı temsil ediyor ve Şilililerin yıllardır talep ettiği köklü değişikliklerin çoğunu içeriyor."
Demokratik katılım
Valentina Contreras |
Sivil toplum örgütü Küresel Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Haklar Girişimi'nin (GI-ESCR) Şili temsilcisi Valentina Contreras, anayasal sürecin, tarih boyunca ayrımcılığa uğramış toplulukların içerilmesine imkan veren veren katılımcı mekanizmaları açısından emsalsiz olduğunu söylüyor.
Contreras, anayasa taslağının temsili kurul içindeki çeşitlik ve genişliğe dayanan diyalogun ürünü olduğunu söylüyor. Taslak, başka şeylerin yanı sıra, yerlilerin yaşadığı toprakların özerkliğini genişletiyor, çevre haklarını yayıyor ve iklim değişikliğiyle mücadeleyi devletin anayasal görevleri arasına sokuyor.
Contreras, "İnsan hakları, anayasal süreci bir arada tutan ortak bağdır" diyor.
Loncon, yerli halkın haklarının anayasa taslağına ilk kez müdahil olduklarını söylüyor. Yerli halkların hakları mevcut anayasa da yer almıyor. Anayasa meclisindeki 155 sandalyeden 17'si yerli halklara ait.
Loncon anayasal sürecin, Şili'nin yerli topluluklara tarihi borcunu ifasına ve ülkedeki farklı ulusal ve kültürel gruplarının karşılıklı saygı temelinde bir arada yaşamasına dayalı yeni bir toplumsal sözleşme oluşturması için eşsiz bir fırsat sunduğu kanısında.
4 Eylül'de yeni anayasa ulusal referanduma sunulacak. Onaylanması halinde, çeşitli değişikliklere uğrasa da esasen 1980'de Augusto Pinochet'nin askeri diktatörlüğü (1973-1990) altında yazılmış olan mevcut anayasanın yerini alacak.
Loncon, "Umut insanlara geri dönüyor" diyor. "Gördüklerimiz insanlık için bir rüya."
(AEK)
____________________________
Bİrleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği web sayfasından çevrilmiştir.