Saint-Raphael kumsalında karaya oturan gemiden yüz kadar kaçağın yüzerek kıyıya çıktığı, gemide yaklaşık bin kaçağın daha bulunduğu belirtiliyor.
Yunanistan'dan Fransa'ya hareket ettiği tespit edilen Kamboçya Bandıralı geminin en fazla mülteciyi Türkiye'den alarak Fransa'ya doğru yol aldığı iddia edildi. Aralarında kadın ve 15 yaşından küçük 300 çocuk ve yaşlının da bulunduğu Kürt göçmenlerin, geminin ambarında çok kötü koşullar altında yolculuk yaptığını bildiren yetkililer, üç kadının yolculuk sırasında doğurduğunu söylediler.
Özgür Politika Gazetesi'nin haberine göre Akdeniz İnsan Hakları Araştırma Merkezi Genel Sekreterliği bir açıklama yaparak, bini aşkın Kürt mültecinin
Fransa sahillerine bırakılmasının; Ermeni tasarısının ardından Türk devletinin Fransa'ya karşı geliştirdiği politikanın bir sonucu olduğu ileri sürüldü.
Akdeniz üzerinden Fransa'ya mülteci taşımanın, şebekeler için oldukça uzun ve pahalıya geldiği dikkat çekilen açıklamada, ilk defa bu kadar mültecinin Fransa'ya geldiği hatırlatıldı. Fransa sahillerinde
karaya oturan gemideki kaçakların İngiltere'ye ulaşmak amacıyla insan tacirlerine adam başına 1000-1350 dolar para ödedikleri ortaya çıktı.
''Türkiye kaçak göçün geri üssü''
Akdeniz İnsan Hakları Araştırma Merkezi'nin açıklamasına Türkiye tepki gösterirken; Fransa henüz Ermeni tasarısının gündemde olmadığı geçen yıl Eylül ayında da Le Figaro gazetesinde, Avrupa'ya yönelik kaçak göçün geri üssünün Türkiye olduğunu ileri sürmüştü. ''Türkiye kaçak göçün geri üssü'' başlıklı haberde, Avrupa'ya her yıl değişik yolları deneyerek
girmeye çalışanların Türkiye'yi adeta bir geri üs olarak kullandıkları iddia edildi. Haberde, sadece Türk vatandaşlarının değil, Suriye, İran, Afganistan, Pakistan ile birlikte Çin ve Afrika'dan bile kaçak
göçmenlerin Türkiye üzerinden Avrupa'nın yolunu tutmaya çalıştıkları belirtildi.
Le Figaro haberinde, gemiyle giden kaçak göçmenlerin İtalya ve Yunanistan üzerinden, kamyonlarla gidenlerin ise Romanya ve Bulgaristan'a çıkış yaparak
Avrupa'ya geçmek istedikleri ve bu tehlikeli yolculuğun bedelinin de yaklaşık 3 bin dolar civarında olduğunu vurgulandı.
Yine geçen yıl Kasım ayında Liberation gazetesi, 1999 yılındaki nüfus sayımına atıfta
bulunarak yaptığı araştırmaya göre, Türklerin, Fransa'da 7'nci büyük göçmen topluluğunu oluşturduğunu belirtmişti. Gazete Fransa'da 1990 yılında
168 bin olan Türk göçmen sayısının, 1999 yılında 176 bine ulaştığını vurguladı.
Fransa'da yaşayan göçmenler arasında, Cezayirliler 576 bin ile ilk sırada yer alıyor. Cezayirlileri, Portekizli (570 bin), Faslı (521 bin), İtalyan (381 bin), İspanyol (316 bin) ve Tunuslular (202 bin) izliyor.
Fransa'daki göçmenler sıralamasında7'nci olan Türkleri , 125 bin ile Almanlar, 98 bin ile Polonyalılar izliyor.
'35 yılda :Göçmenler iki katına çıktı'
Uluslararası Göç Örgütü'nün (IOM) 287 sayfa tutan ve Dünya Göç Raporu'na göre, son 35 yılda göçmenlerin sayısı iki katına çıktı.
Bu kişilerin bir bölümünün daha iyi fırsatlar yakalamak için göçtüğü, bir bölümünün de zorla başka ülkelere göç ettirildiği bildirildi.
Çalışmada, ''ABD'nin, 1 milyon kişiyle yasal olarak en fazla göçmen kabul eden ülke olduğu'' belirtilerek, bu ülkeye her yıl kaçak olarak girenlerin ise 300 bin kişi olduğu belirtildi.
Dünyada 120 milyon göçmen
Raporda, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'ın nüfusunun yüzde 70'den fazlasını göçmenlerin oluşturduğu ifade edilirken, ülkesi dışında yaşayan Çinlilerin sayısının ise 30 milyonu bulduğu kaydedildi.
IOM raporunda, bazı göçmenlerin komşu ülkelere giderek
mülteci durumuna düştükleri bildirilerek, 1965 yılında 75 milyon olan göçmen sayısının kademeli olarak artarak, 1990'lı yıllarda 120 milyonu , bu yıl
da 150 milyonu aştığı belirtildi
BM: '200 milyon kişi insan kaçakçılarının elinde'
Kaçak göçmenlerin çoğu Irak, Türkiye, Küba, Meksika, Çin, Suriye, İran, Afganistan, Pakistan ve Afrika'dan.
Birleşmiş Milletler yetkililerine göre, ''insan kaçakçılığı'' dünyada en hızlı gelişen örgütlü suç .
BM yetkilileri, yalnızca Afrika'dan 11.5 milyon kişinin, Amerika'ya getirildiğini, son 10 yıl içinde Güney Asya ülkelerinden 30 milyon kadının fuhuş yaptırmak ya da
tekstil sektöründe köle olarak çalıştırılmak amacıyla başka ülkelere götürüldüğünü belirtti.
BM yetkililerine göre, halen dünyada 200 milyon kişi insan kaçakçılarının elinde.