* Fotoğraf: Haroon Sabawoon - Afganistan / AA
Dünya Evimiz Uluslararası Dayanışma Derneği, Afganistanlı mültecilerle ilgili yazılı açıklama yaptı.
Dernek bu açıklamasıyla, “insan haklarının, devletlerin sınır güvenliğinden daha önemli olduğu ve başta yaşam hakkı olmak üzere, ülkelerinden göç etmek durumunda kalan insanların temel hak ve özgürlüklerini garanti etmekte gerek devlet düzeyinde gerek toplum düzeyinde ülkelerin ve uluslararası toplumun sorumluluğunun olduğunu vurgulamayı amaçladığını” belirtti.
“Çok aktörlü bir işbirliği”
Özellikle Afganistan sahasında çalışmalar sürdüren dernek, insan onuruna yakışır şekilde bir yaşam sürülmesi için, başta kamu otoritesi olmak üzere sivil toplum örgütleri, uluslararası organizasyonlar, demokratik kitle örgütleri, siyasal partiler, medya kuruluşları ve akademinin aynı anda sorumlu olduğu çok aktörlü bir iş birliğine ihtiyaç olduğunu açıkladı:
“Hiçbir ülke, başka bir ülkenin kendi insanına yaptığı haksızlığın katlanarak devam ettiği bir başka ülke olmamalıdır. Tıpkı uluslararası toplumun, baş roldeki uluslar dışında diğer tüm ulusları görmezden gelmemesi gerektiği gibi…”
“Ayrımcılık hak ihlallerini artırır”
Açıklamada, son dönemdeki tartışmalarda, Afganistanlıların, ülke için “Suriye deneyimi” ardından ekonomi, siyaset, güvenlik gibi toplumsal alanlarda yeni bir yük olacağına dair bir eğilim mevcut olduğuna işaret edildi.
“Bu eğilim, ekonomik olarak durumu giderek kötüleşen ve siyasal olarak bir belirsizlik içinde kalan ülke insanını göçmenlere karşı ayrımcılığa teşvik etmekte ve toplumun güvenlik algısını derinleştirmektedir.
“Üstelik de göçmenlerle kısa vadeli bile olsa birlikte yaşanılacağı düşünüldüğünde, bu ayrımcılığın hak ihlallerini arttıracağı öngörülmektedir. Afgan halkını, Afganistan’dan binlerce kilometre uzaklıkta olan ülkemizin sınırlarına, son derece zorlu bir serüvene karşılık gelen bir yolculuğun sonunda, üstelik de yürüyerek getirten nedenlerin anlaşılmasının bu algının değişmesi için önemli bir adımdır.”
“Taliban etki alanını artırıyor”
Açıklamada, resmi kaydı olmayanların sömürüye açık olduğu hatırlatıldı:
“Sınırdan geçişlerde şu an için her ne kadar kitlesel olarak nitelendirilebilecek bir artış söz konusu olmasa da Taliban’ın pek çok kasaba ve köyden başlayarak Afganistan’da etki alanını arttırması bu artış beklentisini haklı çıkaracağa benzemektedir.
“Yine de sınırdan halihazırda geçenlerin çoğunun, iş bulmak ve arkalarında bıraktığı ailelerine para göndermek amacıyla gelen yalnız erkekler olduğu bilinmektedir.
“Bu insanların çoğunun ülkemizde kayıtlı olmadığı ve çalışma hayatları başta olmak üzere insan hakları bağlamında ciddi bir sömürünün konusu olduğu bilinmektedir.”
“İnsan ticareti” uyarısı
Ayrıca, göçün, Taliban’ın üzerlerindeki baskıyı giderek arttırdığı Afganistan’daki kadınlar ve kız çocuklarını da kapsayacağı belirtildi:
“Onlarca yıldır ekonomik bir çöküntü içinde de olan Afganistan’daki kadınlar ve kız çocuklarının sınırı maddi yoksunluktan dolayı illegal olarak geçmek durumunda kalmaları ve insan ticaretine konu olmaları beklenmektedir.
“Her durumda bu insanların ülkelerinde başlayan mağduriyetin, sınırdan geçerken ve sınırı geçtikten sonra derinleşmesi kaçınılmazdır. Dolayısıyla tartışılması gereken en önemli hususlardan birini, Afgan halkının sınırdan geçerken ya da sınırı geçtikten sonra yaşamakta olduğu ve yaşayacağı hak ihlallerine karşı başta sınır hattı üzerindeki İran ve Türkiye gibi devletler olmak üzere uluslararası toplumun alacağı tedbir oluşturmaktadır.” (AS)