Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve Erol Önderoğlu Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışma için Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katılmaları nedeniyle yargılandıkları davanın ilk duruşması bugün görülecek.
Duruşması öncesi İstanbul Tabip Odası’nda Adalet ve Özgürlük İçin Uluslararası Forum başlığında bir buluşma gerçekleşti.
Forumu Türk Tabipleri Birliği (TTB)- İstanbul Tabip Odası (İTO), İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), DİSK Basın-İş, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve KESK İstanbul Şubeleri düzenledi.
Düzenleyici örgütlerinin temsilcilerinin yanı sıra Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), İşkence Mağdurları için Uluslararası Rehabilitasyon Konseyi, İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü, REDRESS, Berlin Tedavi Merkezi, Nükleer Savaşı Önlemek için Uluslararası Doktorlar, Uluslararası Hukukçular Komisyonu temsilcilerinin de aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.
Forumda söz alan uluslararası katılımcılar Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan endişeli olduklarını belirtti. Türkiye hükümetine basın ve ifade özgürlüğünü koruma, uluslararası kamuoyuna da Türkiye'deki ihlallere karşı ses çıkarma çağrısı yaptılar.
Morillon: Uluslararası toplum daha fazla ses çıkarmalı
RSF Programlar Direktörü Lucie Morillon: Bir gazetenin varlığını savunmak hükümete karşı hareket değildir tam tersine toplumun varlığını sürdürmesi için destek anlamına gelir.
Basın özgürlüğü toplumun kendini doğru şekilde bilgilendirmesi için önemli, aynı zamanda demokratik toplumun köşe taşlarından biri.
RSF bu absürt suçlamanın bir an önce düşürülmesin, cezaevindeki gazetecilerin serbest bırakılmasını, medya üzerindeki baskıların bitirilmesini talep ediyor.
Uluslararası toplumun daha fazla sesini ortaya çıkarmaları gerekiyor. Avrupa Birliği’nin bu konuda çok daha açık net tavır almasını desteklememiz gerekiyor. Türkiye’nin mülteciler konusundaki durumunun Türkiye’nin eleştirilmesi önünde engel olmasına izin vermememiz gerekiyor.
Mijatovic’ten mesaj: Hükümetler basını korumalı
AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatovic foruma gönderdiği mesajda şöyle seslendi: Türk otoritelerinin şu anki yaklaşımlardan vazgeçmelerini, uluslararası anlaşmalarda yükümlü olduğu biçimde basını korumalarını talep ediyoruz.
Türkiye’deki demokratik düzenin zor yoluyla değiştirilmesi ile iğli herhangi bir girişimi kınadığımı defalarca ifade ettim. Demokratik olarak seçilen hükümetler korunmalı, bunu karşılığında basın özgürlüğü ve ifade hakkını da korumalıdırlar.
Eleştirel düşünceler demokrasiyi tehdit etmez, demokrasiyi korurlar; güvenlik ve istikrara zarar vermezler, bunları güçlendirdiler. Çoğulcu düşüncelerce ancak toplumlar gelişirler.
Türk otoritelerinden hapis tehdidi ile karşı karşıya kalan ya da zaten hapiste olan tüm gazetecilerle ilgili suçlamaların talep ediyorum. Çalışmaları yüzünden özgürlüğü elinden alınan tüm gazetecilerle beraberiz.
Madrigal – Borloz: Tehlikeyi gördüğümüz için buradayız
İşkence Madğruları İçin Uluslararası Rehabilitasyon Konseyi Genel Sekreteri Victor Madrigal – Borloz: Demokrasi ve muhalefet arasında ayrılmaz bir ilişki var bu ilişkinin nedeni demokrasilerin ancak farklı görüşlerin ifade edilmesiyle gelişebilmesi. Teröre karşı mücadelenin nasıl muhalefeti bastırmak için kullanıldığını çok iyi biliyoruz.
Yargının bağımsız şekilde hareket etmesi ve insan haklarını koruması önemli bir şey ve bunu tamamen tehlikede olduğunu görüyoruz. Bu tehlikeyi gözlemlediğimiz için buradayız, Şebnem ve meslektaşlarının yanındayız.
McKay:Türkiye hükümeti aradaki farkı anlamalı
İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü İcra Direktörü Donna McKay: 25 yıldır Şebnem’le birlikte başkaları için insan hakları mücadelesi veriyoruz, bugün onun için buradayız. Şebnem, Erol, Ahmet temelsiz nedenlerle yargılanıyorlar. Suçlamalar eleştiri ve muhalefeti susturma girişimidir. Hükümet en temel haklarını kullandığı için onları cezalandırmaya çalışıyor.
Türkiye eşi görülmemiş krizin ortasında. Ülke ciddi tehdit altında. Bu kriz anında korkuyu kamçılamak on binlerce doktoru, yargıcı, öğretmeni uzaklaştırmak siyasi muhalefeti hapsetmek liderlik değil. Liderlik, kriz anında ilkelerine bağlı kalmak temel insan haklarını savunmak demektir.
Biz gazeteciler ve hekimler için adalet ve hakikat arayışı mücadelemizin temelinde yatar. Gerçekleri arar bağlantılar kurar ve bulduğumuzu tüm dünyaya korkmadan ve karşılık beklemeden açıklarız.
Mesleğimizi icra etmek suç değil. Türkiye hükümetinin aradaki farkı anlamasının zamanı geldi. Doktorlara, insan hakları savunucularına, gazetecilere zulmetmek ülkeyi daha iyi bir yer değil, daha az özgür hale getirecek. ABD’de 11 Eylül’den sonra öğrendiğimiz gibi özgürlüğü ulusal güvenlik karşılığında feda etmek son derece tehlikeli
Şebnem ve diğerlerinin on yıllardır yaptıkları bu ülkeyi güçlendirdi daha demokratik, adil çoğulcu hale getirdi.
Ferstman: Sizi desteklemeye devam edeceğiz
REDRESS Direktörü Carla Ferstman: Fincancı ve TİHV istisnasız işkenceye maruz kalan insanları savundular, bu çalışmaları nedeniyle dünya çapında biliniyorlar.
Şebnem, Erol, Ahmet uluslararası toplum sizinle beraber. Sizi desteklemeye ve sizinle yan yana savaşmaya devam edeceğiz. Cesaret ve güç temenni ediyoruz size. Adalete ve gerçeğe inanıyoruz ve biliyoruz ki gerçek ve adalet sadece bu ülkede değil tüm dünyada ayakta durmaya devam edecek.
Oette: Davalar basın tehlikeyi gösteriyor
School of Otiental and African Studies’ten örğetim üyesi Lutz Oette: Kendi ülkesinde ve dünyada iyi yurttaşlık ne demekse onu kendinde ifade eden bir insan Şebnem. İnsan haklarını savunan biri olarak kendi haklarını da korumak durumunda olan bir insan, insan hakları savunucularının haklarıyla ilgi BM deklarasyonu da bunu öngörüyor. Çok açık ki Şebnem terörist ne demekse onun tam karşısında olan insan.
AİHM ve Avrupa’nın diğer legal kuruluşlarının hükümlerinde açıkça belirt gibi basın ve ifade özgürlüğü demokrasinin temel ögelerinden biri, özel durumlarda ve orantılı biçimde ancak sınırlandırılabilir. Bu davalar basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü ile ilgili tehlikeyi ifade ediyorlar.
Dünyanın her yerinden insanlar Türkiye’deki olayları giderek büyüyen endişe ile takip ediyor. Davanın düşürülmesi Türkiye’nin hukukun üstünlüğüne bağlı olduğunu göstermek açısından çok önemli bir adım olacaktır.
Hinrichsen: Kötüye gittiğini görüyoruz
Berlin Tedavi Merkezi Proje Gönüllüsü Leif Hinrichsen: Büyük bir üzüntüyle bu ülkenin insan hakları, demokratik değerlerin en üstte tutulması, düşünce özgürlüğü, hukuk devleti konusunda daha kötüye gittiğini gözlemliyoruz. Uluslararası toplumu bu sorunları ciddiye almaya ve Türkiye toplumundaki demokratik unsurlara desteği arttırmaya davet ediyoruz.
Penteker: Hayalkırıklığınızı paylaşıyoruz
Nükleer Savaşı Önlemek için Uluslararası Doktorlar, Dr. Gisela Penteker: Avrupa’daki hükümetlerin bu olup bitenlerle ilgili gerekli önlemleri, tavrı almadığıyla ilgili hayalkırıklığınızı paylaşıyoruz. Herkes sessiz olursa bunun sonuçları ne olur? Günün sonunda Şebnem’in ve arkadaşlarının serbest kalmasını ve çalışmalarına devam etmesini umuyoruz.
Tollback: Uluslararası topluma çağrı
Uluslararası Hukukçular Komisyonu İsveç Seksiyonu, Yönetim Kurulu Üyesi Kristina Tollback: Türkiye’deki insan hakları ile ilgili gelişmeleri endişe ile takip ediyoruz. Şebnem, Erol ve Ahmet ile ilgili dava da bizi endişelendiriyor. ICJ, Türk otoritelerini davadaki suçlamaları düşürmeye, insan hakları ve ifade özgürlüğüne saygı duymaya davet ediyor. Uluslararası toplumu Türkiye’deki insan hakları ile ilgili olumsuz gelişmeleri saldırıları ciddiye almaya çağırıyoruz.
Friedrich: Endişeliyiz
Uluslararası Savaş Karşıtları, Rudi Friedrich: Bu dava gazeteciler, insan hakları savunucuları ve diğerleriyle ilgili sayıları gittikçe artan davalardan biri ve bu durum endişe verici. Türkiye’deki son dönemdeki gelişmelerden dolayı endişeliyiz.
Gerçek demokrasinin arkasında olan insanların güçlenmesine, barış sürecine giden adımların ilerlemesine, muhalefetin ilerlemesine, insan hakları davasını ilerlemesine ihtiyacımız var.
Keller: Temel demokratik değerleri hatırlatıyorum
Dr. Allen Keller, New York Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi: Bugün demokrasinin ve insan haklarının önemini hatırlamak zorundayız. Demokrasinin önemini unutursak sadece felaket yolunda ilerlemiş oluruz. Hepimize ve Türk hükümetine en temel demokratik değerleri tekrar hatırlatmak istiyorum. Eminim arkadaşlarımız serbest bırakılacaklar. (BK)