İsrail’in 1 Nisan’da Suriye'nin başkenti Şam'daki İran büyükelçilik yerleşkesinde yer alan konsolosluk binasına hava saldırısı düzenledi.
Aralarında Devrim Muhafızları'nın üst düzey Kudüs Gücü komutanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi ve bazı Devrim Muhafızı subaylarının da aralarında bulunduğu en az 9 kişi hayatını kaybetti.
İran’ın bu saldırıya karşı nasıl tepki vereceği merak edilirken; 13 Nisan gece saatlerinde İran, ilk kez İsrail'i kendi topraklarından hedef aldı.
Bir misilleme niteliğindeki bu saldırıda İran; yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle bazı askeri hedeflerin vurulduğunu söylerken İsrail ise saldırıların çoğunun hava savunma sistemlerince önlendiğini ancak güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıkladı.
Bu gelişmelerin ardından gözler Netenyahu ve İsrail müttefiki devletlere çevrildi. İsrail’in nasıl bir tepki vereceği, ABD gibi müttefik devletlerin hangi yolları izlemesi gerektiği uluslararası basında da yerini aldı.
Uluslararası basın kuruluşlarında öne çıkan yazıların bir kısmını derledik.
Daoud Kuttab – Al Jazeera
İran'ın İsrail’e saldırısından sonra gerilimi azaltmaya istekli olduğunu açıkça göstermesiyle birlikte, artık harekete geçmek için küçük bir fırsatı var. ABD ve diğer ülkeler İsrail'in imdadına yetişti ve bu da İsrail'in ateşkese uyarak müttefiklerine borcunu ödemesi gerektiği anlamına geliyor.
Dünya, Orta Doğu'da bölge çapında bir savaşın yaratacağı ekonomik ve insani felaketle uğraşmak istemiyorsa, hızlı hareket etmeli ve bölgede kapsamlı ve kalıcı bir barışın temellerini atmalıdır. Bunun anahtarı da Filistin sorununun kesin olarak çözülmesidir.
Belén Fernández – Al Jazeera
Gazze'de durmaksızın devam eden katliam göz önünde bulundurulduğunda, Batı'nın İran füzelerine ve insansız hava araçlarına verdiği tepki mide bulandırıcı derecede alaycıdır. Sunak'ın "Kimse daha fazla kan dökülmesini istemiyor." şeklindeki acınası iddiası, dökülen kanın Filistinlilerin kanı olduğu sürece her şeyin yolunda olduğu gerçeğini açıklayamıyor.
Ancak İran tehdidinin ABD'nin her türlü politikasını meşrulaştırma konusundaki emperyal faydasını asla küçümsememek gerekir. 22 yıl ileri sararak günümüzdeki yıkım çağına geldiğimizde İran öcüsü her zamanki kadar kullanışlı. Bu hafta sonu gerçekleşen saldırının ardından, belki de herkesin en sevdiği nakarat olan "Ama Hamas'ı kınıyor musunuz?" sorusu şu şekilde güncellenebilir: "Peki İran'ı kınıyor musunuz?"
Simon Tisdall – The Guardian
Pazar sabahı erken saatlerde İsrail'e yıkım yağdıran füzeler ve insansız hava araçları, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya her zaman arzuladığı şeyi verdi: Uzun zamandır İsrail'in baş düşmanı ve olası can düşmanı olarak gördüğü İran'a açıkça saldırmak için bir yetki ve gerekçe.
Netanyahu'nun izleyeceği en akıllıca yol; bu saldırıları dünyaya, İran'ın uluslararası hukuku çiğneyen ve İsrail, Arap ve Batılı devletleri tehdit eden kötü niyetli ve tehlikeli bir haydut devlet olduğu yönündeki şahin görüşünün tartışılmaz bir kanıtı olarak sunmak olacaktır.
Dış dünya hakkında neredeyse sıfır kişisel deneyime sahip aptal bir gerici olan Hamaney, Netanyahu'nun kurduğu tuzağa doğru yürüdü. İran, uluslararası toplumun çoğunun gözünde kendisini kanun dışı ilan etti. Artık İran halkı, İsrail'in vereceği yanıtı beklemek zorunda. Bunun ne kadar kötü olacağına bağlı olarak, son derece sevilmeyen İslami rejim iç istikrarsızlıkta bir artışla, hatta bir halk ayaklanmasıyla karşı karşıya kalabilir.
Biden, Donald Trump'ın aptalca bir kararla çöpe attığı; 2015'te ABD ve Avrupa arasında İran'la imzalanan nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmak umuduyla 2021'de göreve gelmişti. Şimdi bu politika paramparça olmuş durumda. Biden kendisini İran'la tırmanan bir silahlı çatışmanın eşiğinde, Gazze'deki eylemlerini geç de olsa şiddetle kınadığı ve Kasım ayındaki ABD seçimlerinde kendisine pahalıya mal olabilecek bir şekilde İsrail hükümetiyle birlikte savaşırken buluyor.
BM Güvenlik Konseyi bugün acil olarak toplanacak. Başta Çin ve Rusya olmak üzere daimi üyelerin her zamanki çekişmeler yerine, hepimizi tehdit eden bir krizi yatıştırmak için yapıcı bir şekilde birlikte çalışmaları gerekecek. Birlikte bunu yapacak güce ve kaldıraca sahipler. Bunu kullanmalılar ya da korkunç, bilinmeyen sonuçlarına katlanmalılar.
Esfandyar Batmanghelidj – The Guardian
Washington'da değişen dinamikler bu çatışmanın gidişatı açısından Tel Aviv ya da Tahran'daki dinamiklerden daha önemli. ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'yu ABD'nin İran'a karşı bir İsrail saldırısını desteklemeyeceği konusunda uyardığı bildirildi. Amerikalı yetkililer, Biden'ın; Netanyahu'nun kendisini daha geniş bir çatışmanın içine çekmeye çalışabileceğine dair endişeleri hakkında gazetecilere bilgi veriyor.
Başkan Biden'ın İran saldırısına ilişkin açıklaması Amerika'nın "İsrail'in güvenliğine olan sarsılmaz bağlılığını" yinelemekle birlikte bazı dikkat çekici ifadeler de içeriyor. Açıklamada İran'ın "askeri tesislere" saldırdığı açıkça belirtiliyor ve sivillerin yaşamına yönelik tehdit küçümseniyor. Savunmanın başarılı olduğu ve İsrail'in düşmanlarının İsrail'in güvenliğini "etkili bir şekilde tehdit edemeyeceği" vurgulanarak İsrail'in İran'dan kaynaklanan varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğu iddialarının önüne geçiliyor. Biden, İran'ın saldırganlığına karşı birleşik bir "diplomatik yanıt" koordine etme sözü verirken, acil bir askeri karşılığı gündem etmiyor. Açıklama, Amerikan güçlerinin saldırıya uğramadığını açıklığa kavuşturarak sona eriyor ki bu da Amerikan kamuoyuna çok önemli bir sinyal veriyor.
Biden'ın açıklaması, İsrail'in kendi topraklarını savunmaya muktedir olduğunu ve bunu yaparken ABD'nin desteğine sahip olacağını açıkça ortaya koyuyor. Ancak İsrail saldırıya geçmeye devam ederse bunu tek başına yapmak zorunda kalabilir. Bu gerçek, her şeyden çok İsrail'in bir sonraki hamlesini belirleyebilir.
Haaretz Editorial - Haaretz
İran'ın saldırısı, İsrail için stratejik bir fırsat. Netanyahu bunu heba edecek mi?
Gazze Şeridi'ndeki savaşın devam etmesi, çok sayıda kurban ve vahim insani durumlar nedeniyle dünyanın İsrail'den uzaklaştığı ayların ardından İsrail; İran saldırısı nedeniyle yeniden geniş bir uluslararası destek topluyor.
İsrail bu desteği, rehineleri geri almak ve Gazze'deki savaşı sona erdirmek için kullanmalıdır. Netanyahu, İsrail’in kurtarılmasında kritik öneme sahip olan Başkan Biden'ı ve Ürdün başta olmak üzere İsrail'in yanında yer alan müttefik Arap ülkelerini de dinlemelidir.
(TK/RT)