Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) 29. Taraflar Konferansı, 11-22 Kasım’da Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenecek.
Uluslararası Af Örgütü delegeleri de, sözleşmeye taraf 190’dan fazla ülkenin yeni küresel iklim finansmanı, özellikle fosil yakıtlardan uzaklaşma yoluyla sera gazı emisyonlarını sonlandırma hedefleri, adil geçiş ve iklim hasarlarında en az sorumluluğa sahip oldukları halde bu hasarların yükünü çeken düşük gelirli ülkelerde iklim hasarlarını azaltma tedbirleri gibi konuları tartışacağı toplantıya katılacak.
Uluslararası Af Örgütü, bu bağlamda COP29 delegelerini ve UNFCCC Sekreterliği’ni, Ekim 2024’te UNFCCC’nin ve Paris Anlaşması’nın taraflarına yönelik tavsiyeleri içeren savunuculuk brifingine uymaya davet etti. Söz konusu tavsiyelerden bazıları şöyle:
- Sıfır karbon ekonomilerine hızlı, hakkaniyetli ve adil bir geçişi sağlamak ve iklim adaletini tesis etmenin temel bir unsuru olan, ayrımcılık olmadan herkesin yaşam, sağlık, gıda, su, hijyen, barınma, düzgün iş ve temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşama haklarını korumak için iklim eylemiyle ilgili tüm karar alma süreçlerinde insan hakları merkeze alınmalı.
- Başta uyum ile kayıp ve hasara yönelik olmak üzere, kredi değil hibe şeklindeki iklim finansmanı çok büyük oranda artırılmalı ve en yüksek katkıyı emisyonlardan en fazla sorumlu olanlar yapmalı.
- Gerçek emisyon azaltımlarıyla sonuçlanmayan riskli ve kanıtlanmamış teknolojilere veya denkleştirmelere güvenmeden tüm sektörlerde fosil yakıtlardan tamamen, hızlı, adil ve finanse edilmiş bir şekilde uzaklaşma taahhüt edilmeli.
- Küresel ısıtmayı sanayi öncesi seviyelerin en fazla 1,5°C üzerinde tutacak yeni, insan haklarına uygun Ulusal Katkı Beyanları hazırlanmalı. Tarihsel olarak sera gazı yayan yüksek gelirli ülkeler, yüksek emisyon oranlarına sahip diğer G20 ülkeleri ve diğer yüksek gelirli fosil yakıt üreticileri katkı beyanlarında en ileriye, en hızlı şekilde gitmeli.
- Fosil yakıt endüstrisinin nüfuzunu sınırlandırmak için bir Çıkar Çatışması politikası kabul edilmeli.
#COP28 'fosil yakıtlardan uzaklaşma' çağrısının yapıldığı anlaşmayla sona erdi
“Bir dakikamız bile kalmadı”
Küresel iklim krizinin, insanlığa yönelik en büyük tehdit olduğunu belirten Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, COP29 ile ilgili özetle şöyle dedi:
“Topyekûn bir iklim çöküşünü önlemek için hâlâ geç değil ama kaybedecek bir dakikamız bile kalmadı. Devletler COP28 kararını esas almalı ve fosil yakıtlardan tamamen, hızlı, adil ve finanse edilmiş bir şekilde uzaklaşmayı taahhüt etmeli. Bu da düşük gelirli ülkelerde sıfır karbon ekonomilerine adil geçişlerinin finanse edilmesine yardımcı olmak için çok büyük oranda artırılan bir iklim finansman hedefi, -en az yılda bir trilyon dolar- üzerinde anlaşmayı gerektirecek. Bu konuda bir anlaşma doğrultusunda hâlâ gelişme kaydedilememesi şok edici. Bir trilyon dolar yüksek bir maliyet gibi görünebilir ancak insan hakları ve mevcut düzeni sürdürmenin ekonomik maliyeti hesaba sığmaz. İnsanlığın kaderi buna bağlı.
İklim krizinde en büyük sorumluluğu paylaşan yüksek gelirli ülkeler, iddialı ve yeterli bir hedefe ulaşmak için iyi niyetle müzakere etmeli ve taahhütlerini yerine getirmeli. Bununla birlikte, halihazırda yaşanan ve hızla kötüleşecek olan geniş çaplı iklim hasarına uyum finansmanını ve küresel ısınmanın sonuçlarından en ağır şekilde etkilenen insanlara destek olmak üzere Kayıp ve Hasar Fonu’na yönelik finansmanı önemli oranda artırmalılar.”
Azerbaycan’da ifade özgürlüğü
Ev sahibi ülke olan Azerbaycan’ın ifade özgürlüğü ve muhalefete saygı gösterme konusunda oldukça “kötü bir sicile” sahip olduğunu da vurgulayan Callamard, açıklamasını şöyle sonlandırdı:
“Ev Sahibi Ülke Anlaşmasındaki yetersiz insan hakları korumaları ışığında, devletler ayrıca COP29'daki tüm katılımcılar için ifade özgürlüğünü ve barışçıl protestoları korumak ve COP'ta her yerde bulunacak olan fosil yakıt lobicilerinin zararlı etkisini sınırlamak için adımlar atmalıdır.
"Azerbaycan'ın ifade özgürlüğü ve muhalefete saygı konusunda sicili oldukça kötü. Bu nedenle bu hakların resmi BM alanında korunması çok daha önemli. Hem BMİDÇS Sekretaryası herkesin güvenliğini, emniyetini ve haklarını sağlamak için BAE veya Mısır'da yaptıklarından çok daha fazlasını yapmalıdır.” (TY)