Uluslararası Af Örgütü, Suriye hükümeti ve bağlı güçleri tarafından 15-16 Temmuz 2025 günlerinde Süveyda vilayetinde kırk dördü erkek ve ikisi kadın 46 Dürzi'nin yargısız infaz edildiğini kanıtladı.
Doğrulanmış videolar, fotoğraflar ve görgü tanıklarının ifadeleriyle belgelenen katliamların, halka açık meydanlarda, konutlarda, bir okul, bir hastane ve bir tören salonunda gerçekleştirildiğini ve Suriye'nin güneyinde mezhep şiddetinin ciddi bir şekilde tırmandığını ortaya koyuyor.
Uluslararası Af Örgütü'nün Kanıt Laboratuvarınca desteklenen soruşturma, (kimilerinde resmi armalar olan) asker ve güvenlik gücü üniformaları giymiş kişilerin silahsız sivilleri infaz ettiğini gösteren 22 video ve fotoğrafı doğruladı. Yürek burkan bir video kaydında, bir baba, güvenlik güçlerinin bulunduğu bir kontrol noktasında oğlunun "kurşunlar gövdesini delik deşik ederken nasıl çırpındığını" anlattı. Başka bir tanık ise, Süveyda Ulusal Hastanesi yakınlarındaki bir evde yedi erkeğin infaz edildiğini ve bej üniformalı silahlı adamların güvenlik altında olduklarına söz verdikten sonra bu insanları kurşunlayarak öldürdüğünü anlattı.
Mezhep çatışmalarında şiddet
İnfazlar, 11 Temmuz'da Dürzi silahlı grupları ile Bedevi aşiret savaşçıları arasında patlak veren çatışmaların ardından gerçekleşti. 15 Temmuz'da Suriye hükümet güçleri, "istikrarı sağlama" iddiasıyla Süveyda şehrine girerek sokağa çıkma yasağı getirdi. Ancak bu güçlerin kentte bulunduğu sırada hedef gözeten infazların yanında Dürzi erkeklerin bıyıklarının zorla traş edilmesi gibi aşağılayıcı eylemler gerçekleşti. Bu, son derece simgesel bir kültürel hakaretti.
Aynı gün, İsrail hava saldırılarında Suriye askeri araçları hedef alınarak en az 15 hükümet personelinin öldürülmesi çatışmayı daha da alevlendirdi. Şiddet, hükümet güçlerinin 16 Temmuz akşamı kentten geri çekilmesinin ardından azaldı.
Uluslararası Af Örgütü'nün kınaması
Uluslararası Af Örgütü'nün Suriye araştırmacısı Diana Semaan, bu infazları uluslararası hukukta suç sayılan "yargısız infazlar" olarak kınadı. "Suriye hükümeti bu infazları derhal, bağımsız, tarafsız ve şeffaf bir şekilde soruşturmalı ve failleri adil yargılamada hesap vermeye çağırmalıdır." dedi.
Semaan, 2025 başlarında Alevi sivillere yönelik olarak işlenen benzer ve cezasız kalan infazları hatırlatarak, bu vahşeti daha geniş bir cezasızlık örüntüsüne bağladı. Semaan, kontrol altına alınmayan suçların huzursuzluğu körüklemeye ve hükümetin adaleti sağlama becerisine olan güveni zedelemeye devam ettiği konusunda uyardı.
Görgü tanıklarının ifadeleri
Uluslararası Af Örgütü, yakınlarını kaybeden sekiz kişi ve iki doğrudan görgü tanığıyla görüştü. Bir kadın, silahlı adamlar evini ararken saklandığını anlatırken, bir diğeri ise kardeşlerinin ve yeğeninin tamamlanmamış bir binada infaz edildiğini gördü. 16 Temmuz'da Süveyda Ulusal Hastanesi'nden doğrulanan görüntüler, genel güvenlik üniforması giymiş biri de dahil olmak üzere silahlı adamların, sağlık çalışanı Muhammed Refik el-Bahsas'ı diz çöktürdükten sonra infaz ettiğini gösteriyor.
Hükümetin tepkisi ve inkar
31 Temmuz'da Suriye Adalet Bakanlığı, ihlalleri soruşturmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu. Ancak Uluslararası Af Örgütü, 12 Ağustos'ta İçişleri ve Savunma Bakanlarına gönderdiği bir mektupta, soruşturmanın ilerleyişine ilişkin herhangi bir güncelleme almadığını bildirdi.
İngilizce yayın yapan The Syrian Observer'ın internet yayınına göre, Savunma Bakanı, askeri üniformalı "bilinmeyen bir grup" tarafından "şok edici ve ciddi ihlaller" gerçekleştirildiğini kabul etti, ancak daha fazla açıklama yapmadı. Bununla birlikte, Uluslararası Af Örgütü'nün bulguları, bazıları IŞİD tarzı kokartlar bulunan üniformalar giyen hükümet görevlileri ve bağlantılı güçlere işaret ediyor; ancak IŞİD henüz bu katliamla ilgili sorumluluk üstlenmedi. Semaan, "Adaletten korkmak bir yana, bu adamlar insanları infaz ederken kendilerini kayda aldılar," diyerek Suriye'deki mezhepsel şiddeti körükleyen cezasızlık döngüsüne son verilmesi çağrısında bulundu.
Uluslararası Af Örgütü, gerçek bir hesap verebilirlik sağlanmadığı takdirde bu tür vahşetin ülkeyi istikrarsızlaştırmaya ve mezhepsel ayrılıkları derinleştirmeye devam edeceği konusunda Suriye'yi uyardı.
(AEK)



