Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktör Yardımcısı Hüseyin Baumi, "BM üye ülkeleri[ni], İran yetkililerinin şok edici infaz çılgınlığına, bunun gerektirdiği aciliyetle karşı çıkma[ya]" çağırdı.
BM Genel Sekreteri'nin perşembe günü ilerleyen saatlerde medyaya yansıması beklenen 16 Ekim 2025 tarihli İran raporunun sunumu ve BM Özel Raportörü ve BM Bağımsız İran Araştırma Misyonu'nun 30 Ekim 2025'te BM Genel Kurulu Üçüncü Komitesine vereceği ortak brifing öncesinde verdiği demeçte şunları söyledi:
"[...] 2025'in başından bu yana İran'da bini aşkın insan idam edildi; bu günde ortalama dört kişinin infazı demek. 2022'deki "Kadın, Yaşam, Özgürlük" (Jin, Jiyan, Azadi) ayaklanmasından bu yana, İran yetkilileri halk arasında korku uyandırmak, muhalefeti bastırmak ve ötekileştirilmiş toplulukları cezalandırmak için idam cezasını giderek daha çok silah olarak kullanıyor. Bu yıl, infazlar İran'da o günden bu yana görülmedik boyutlara ulaştı."
"İşkenceli sorgular, adaletsiz yargılamalar"
Baumi İran'daki ceza adaleti sürecine ilişkin değerlendirimesinde “Uyuşturucuyla ilgili suçlarda idam cezasının uygulanması[nın], İran'ın uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini açıkça ihlal ederek korkunç bir hızla devam [ettiğini]" ekledi.
"İnfazlar, yaygın işkence ve zorla 'itiraflar' arasında, kapalı kapılar ardında yapılan son derece adaletsiz yargılamaların ardından gerçekleştiriliyor."
"Ciddi uluslararası müdahale gerekiyor"
Af Örgütü Bölge Direktör Yardımcısı "Yıllardır İran yetkilileri[nin] her yıl yüzlerce kişinin idamını normalleştirmeye çalıştı[ğını]" hatırlattı.
"Ancak yüzlerce aile sevdiklerinin yasını tutarken ve idam cezasına çarptırılan binlerce kişinin hayatı tehlikedeyken, yaşam hakkına yönelik bu iğrenç saldırı olağan bir durummuş gibi ele alınmamalı. İran'ın kendi iç karartıcı geçmişine karşın, bu durum ciddi ve eşgüdümlü bir uluslararası müdahale gerektiren kasvetli bir dönem." dedi.
Baumi, "Tüm BM üye devletlerini, yaklaşan İran konulu Üçüncü Komite Etkileşimli Diyaloğu sırasında güçlü sözlü açıklamalar da dahil olmak üzere acilen seslerini yükseltmeye çağır[dı]:
Devletler, İran yetkililerinden tüm idamları derhal durdurmasını, haksız yargılamalar sonucunda verilen idam cezalarını iptal etmesini, ölümcül uyuşturucu karşıtı yasaları iptal etmesini ve idam cezasını tamamen kaldırmak amacıyla resmi bir moratoryum ilan etmesini talep etmelidir. Ayrıca Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi'ni (UNODC) ve Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu'nu (INCB), İran yetkililerine uyuşturucu kontrol politikalarını insan haklarına saygılı bir şekilde yeniden düzenlemeleri için baskı yapmaya çağırıyoruz.
Uluslararası Af Örgütü, web sayfasında "kimin suçlandığına, suçun niteliğine veya koşullarına, suçluluk veya masumiyete ya da infaz yöntemine bakılmaksızın istisnasız her durumda ölüm cezasına karşı çıkmakta" olduğunu bir kez daha duyurdu ve "İran'da infaz riski altında olan binlerce insanı savunmak için Acil Eylem kampanyasına katılmaya" çağırdı.
"Ölüm cezası, en temel insan hakkı olan yaşam hakkını ihlal eder. Bu, en acımasız, insanlık dışı ve aşağılayıcı cezadır.
Arka Plan
Uluslararası Af Örgütünün İran'la ilgili açıklamaya eklediği bilgi notuna göre "İran'da idam riski altındaki binlerce kişi arasında, ölüm cezasının yalnızca kasıtlı öldürmeyi içeren "en ciddi suçlar" ile sınırlandırıldığı uluslararası hukuku ihlal eden uyuşturucuyla ilgili suçlardan hüküm giyenler ve siyasi saiklerle "Allah'a düşmanlık" ve "yeryüzünde yozlaşma" türünden muğlak suçlamalarla idama mahkûm edilenler de var.
İran'da idamlar, hiç durmadan, bağımsızlıktan yoksun ve insanları idama mahkûm etmek üzere güvenlik ve istihbarat güçleriyle işbirliği halindeki Devrim Mahkemelerindekiler de dahil, son derece adaletsiz yargılamaların ardından gerçekleştiriliyor. İnfazlardan aralarında Afganlar, Ahvaz Arapları, Beluciler ve Kürtlerin de olduğu ezilen etnik azınlıklar ve düşük sosyoekonomik geçmişten gelen topluluklar, orantısızca etkileniyor.
(AEK)






