"İstanbul Sözleşmesi; Şimdi!" (Fotoğraf: Uluslararası Af Örgütü)
Ukrayna parlamentosu, genel kurulda yaptığı oylama sonucunda "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesini" onaylama kararı aldı.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaparak karardan memnuniyetlerini dile getirdi.
Türkiye, İstanbul'da imzaya açılmış olması nedeniyle kısaca "İstanbul Sözleşmesi" olarak bilinen sözleşmeden, Cumhurbaşkanlığı kararı gereği 1 Temmuz 2021 itibariyle resmen çekilmişti. Karara karşı başlatılan yasal süreç halihazırda Danıştay'da devam ediyor.
Bugün (21 Haziran) itibariyle 118 gündür Rusya işgali altında olan Ukrayna'nın İstanbul Sözleşmesini onaylama kararı ile ilgili açıklama yapan Af Örgütü Genel Sekreteri Callamard, şu ifadeleri kullandı:
"Tarihi bir zafer"
"Bu, Ukrayna'daki kadın hakları için tarihi bir zafer ve kültür ile toplumsal cinsiyet temelli şiddete yönelik tavır ve davranışlara bir katkı. Bu, nihayetinde ülkedeki her kadının yaşamını etkileyecek. Bugünkü oylama, diğer kadınların da aynı şeyleri yaşamak zorunda kalmamasına yardımcı olan [şiddete maruz kalmış] kadınların yıllarca sürdürdüğü kampanyaların canlı bir kanıtı.
"İstanbul Sözleşmesinin onaylanması, cinsiyet temelli şiddetle mücadele adına kararlı bir adım. Bu [adım], yasaların ve kurumsal prosedürlerin şiddete maruz kalanlar için güvenlik ve adaleti ve failler için adil yargılamayı geliştirecek şekilde değiştirileceğini haber veriyor.
"Rusya'nın işgali altındaki bölgelerde Ukraynalı kadınlara yönelik cinsel saldırılara dair rahatsız edici bildirimler ve iddialar düşünüldüğünde, bu karar daha uygun bir zamanda alınamazdı.
"[Sözleşmenin] hemen uygulanması, Ukraynalı yetkilileri söz konusu şiddet olayları ile başa çıkma konusunda donanımlı hale getirmeli ve [cinsel saldırıdan] kurtulanlara adalet aramak için güvence ve güven vermeli."
İstanbul Sözleşmesi hakkında
Tam adı "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi" 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açıldı ve ilk imzalayan ülke Türkiye oldu. Sözleşme 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi.
Sözleşme, ''kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.
Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:
Sözleşme, psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz, taciz, cinsel şiddet dahil kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.
Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.
Kadınları konumlandırırken "aile" olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.
Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait. (SD)