Merkezi Atina'da bulunan İstanbul Rumları Evrensel Federasyonu Başkanlığı'nı yürüten Niko Uzunoğlu, Erdoğan'ın "Lozan'ın güncellenmesi" tartışmalarıyla gündeme gelen Yunanistan ziyareti sırasında Türkiye'den gelen heyete bir talep listesi ilettiklerini söyledi. Uzunoğlu, sorularımızı yanıtlarken Türkiye Rumları'yla ilgili en hayati sorunun demografik erozyon olduğunu belirtti.
Erdoğan'ın Yunanistan ziyareti esnasında 7 Aralık'ta, Türkiye'den taleplerini içeren bir metin ilettiniz. Bu taleplerin en temelleri nelerdir?
Sayın Cumhurbaşkanı'na sunulan metinde en önemli hayati sorun, demografik erozyonu sebebinden, İstanbul'da yaşayan Rum Toplumunun gelecekte var olması ile ilgilidir. Bu demografik sorunun ana sebebi tüm 20'nci asır boyunca, milliyetçilikten kaynaklanan devlet politikalarıdır.
1923-2002 yılları arasında Türkiye'de yönetime gelmiş iktidarların çoğunluğu bu cemaate sanki bir "iç düşman"mış gibi bakıp tavır alırken, aynı tavırdan ülkede çoğunluğu teşkil eden dindar halk kesimi de nasibini almıştır.
Bu sorunun acilen çözümüne katkısı olabilecek iki önlem (1) Cemaat vakıflarında bir an evvel yönetim kurulu seçimlerinin demokratik şekilde yapılması ve (2) yurt dışında yaşamaya mecbur edilen İstanbullu Rum toplumunun genç nesillerine yönelik geri dönmelerini sağlayacak planlı bir programın uygulanmasıdır.
Son 6 yıl süresince bu iki sorunun çözümü ile ilgili somut önerilerimiz sunulmuştur. Bazı konularda olumlu gelişmelere rağmen (vatandaşlıkların yeniden kazanılması ve genç nesillere verilmesi, cemaat okullarında olumlu gelişmeler, İmroz-Gökçeada da Rum okullarının açılması ile bu adada Rumların atalarının topraklarına geri dönmesi...) yukarıda anılan bu hayati sorunlara henüz bir cevap alınamamıştır.
1964 Rum sürgünü, Kadıköy'de yaşayan Rum toplumunun dünü ve bugününü anlatan Khalkedon belgeselinde anlatılmıştı.
"Mağdur toplumlara telafi önlemleri alınmalı"
Taleplerinizi ilettiğinizde nasıl bir karşılık aldınız?
Bu talep süresinin uzun aşamalı bir sürecin olduğunu biliyoruz ve devamlı çabalar neticesi olarak olumlu sonuçlara varacağımıza inanıyoruz. Yakın zamanda Ankara'da ilgili makamlar ile görüşme talebimize cevap bekliyoruz.
Yakın geçmişte yaptığımız temaslar, az da olsa çözümler ürettiğini düşünerek, bu yolda ısrarlıyız. İnsan hakları hukuk çerçevesinde önemli olan ve anlaşılması gereken prensip, geçmişte kitlesel haksızlıklara uğramış olan mağdur toplumlara telafi önlemlerinin alınmasıdır.
BM Genel Kurulunun oy birliği ile almış olduğu 60/147 önergesi bu konuda çok önemli bir rehber teşkil etmektedir.
"Seçimler demokrasi prensiplerine uygun yapılmalı"
İstanbul Rumları için en büyük sıkıntı nedir, sizin gözlemlerinize ve size iletilen bilgilere göre?
Devamlı İstanbul'da yaşamamamıza rağmen Cemaatimiz ile her zaman birlikteymişiz gibi iletişimdeyiz ve sorunları hakkında doğrudan bilgi almaktayız. En önemli sorun, Cemaat Vakıflarının sorunlarının giderimidir.
Bu amaç doğrultusunda Vakıf mülklerinin geri verilmesi, seçimlerin hukuk ve demokrasi prensiplerine saygılı bir şekilde, kısıtlamalar olmadan yapılabilmesi ve Vakıflar arasında 1962 yılına kadar koordinasyon sağlayan merkezî yönetim kurullarının yeniden oluşturulmasıdır.
Arz ettiğim gibi demografik sorunlar arasında bu konu en önemlisidir. Vakıflarımızın bu sorunun çözümüne destek verebilmesi en önemli sorunlarımızdandır.
İstanbullu Rumların öyküleri 2010 yılındaki "Hasretim İstanbul Sergisi"nde de anlatılmıştı.
"Ekümenik Patrikhane'ye tüzel kişilik tanınmalı"
Ekümenik Patrikhane'ye tüzel kişi statüsü tanınmaması Rum azınlıklar için hangi açılardan sıkıntı yaratıyor?
Ekümenik Patrikhane'nin tüzel kişiliğinin tanınmaması, tüm dünyanın saygı gösterdiği, 17 asırlık bütün tarihinde insanlığa eşsiz hizmetler vermiş bir kuruma büyük zorluklar yaratan bir sorundur. Tüzel kişiliğin tanımaması, anlaşılması zor olmasına rağmen, çözümü kolay olan bir sorundur.
Karaköy'deki 3 kilisenin 'gayrimeşru bir işgal' altında olduğunu söylüyorsunuz. Bu süreci anlatır mısınız? Bu kiliselerle ilgili öncelikli talebiniz nedir?
Bu Kiliseler İstanbul Rum toplumuna yüzyıllarca ait olan tarihi kurumlarıdır.
Tabii ki bunların bir aile tarafından zoraki işgali ve hâlâ bu işgalin devam etmesi çok ciddi insan hakları ihlalini teşkil etmektedir. Bu kiliselere ait onlarca mülk de bu kanunsuz işgal altındadır. Talebimiz bu kiliselerin hukuki sahibi olan Ekümenik Patrikhane'ye ve Rum toplumuna hemen geri verilmesidir.
Bir de vakıfların statüsünü sormak isteriz. Bu da talepleriniz arasında... Şu an Rum vakıfları, Vakıflar Genel Müdürlüğü himayesine mi bağlı? Rum azınlıklar için olması gereken nedir?
Rum Vakıfları, diğer azınlıklarda olduğu gibi, Vakıflar Genel Müdürlüğü gözetimi altındadır. 2013 yılında seçimlerin fillen yasaklanmasından başka, vakıfların en önemli sorunlarını sıralamak istersek 1974 T.C. vatandaşı olan azınlık üyelerini "yabancı vatandaş" olarak algılayan karardır.
Bu kararın neticesinde mülklerin yalnız yüzde 20'si geri verilmiştir. Verilmeyen mülklerin Cemaat vakıflarına geri verilmesi, 24 vakfın mazbut statüsünün kaldırılması ve tüm vakıflar için geçerli düzenli seçimlerin yapılabilmesidir.
"Ayrımcı politikaların sebebi Kıbrıs vs. değil"
Atina görüşmesi sırasında başlayan "Lozan'ın güncellenmesi" tartışmalarına nasıl bakıyorsunuz? Atina'daki Batı Trakya Türkleri hakkında gözlemleriniz nelerdir?
Azınlıklara ve özellikle Rum toplumuna karşı yapılan baskı eylemleri son yıllarda Türkiye içinde ve dışında İstanbullu Rum Evrensel Federasyonu olarak düzenlediğimiz konferanslarda detaylı olarak araştırılmış ve sebep-neticeleri incelenmiştir.
Varılan sonuç: bu baskı ve ayrımcı politikaların sebeplerinin Kıbrıs veya Türk-Yunan ilişkileri ile ilgili olmadığı ve hatta iki ülke arasında ilişkilerin mükemmel olduğu zamanlarda bile Rum toplumuna karşı planların yapıldığı ve uygun bir zamanda hayata geçirildiği ispatlanmıştır.
Önemli bir önerimiz; tamamen geçersiz olan sözde mütekabiliyet ilkesinin terk edilmesidir. İnsan hakları ve Lozan Antlaşması çerçevesinde hiçbir şekilde var olmayan bu mütekabiliyetin kullanılması tarafımızdan hiçbir zaman kabul edilmemekte.
Şunu söyleyebilirim ki, konuştuğumuz T.C. makamları da bu görüşe hemfikirdir.
Tabii ki, her durumda olduğu gibi, Batı Trakya Müslüman Azınlığı için de insan ve azınlık haklarının kısıntısız uygulanmasında ısrarlıyız.
Rum Federasyonu Evrensel Başkanı olarak Türkiye'deki Rumlar için iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Yeni yılın bütün T.C. vatandaşlarına sağlık, esenlik ve mutluluk getirmesini candan diliyorum.
Niko Uzunoğlu hakkındaİstanbul Rumları Evrensel Federasyonu Başkanı. Atina'da yaşıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi'ni birincilikle bitirdi. 1951 Kadıköy doğumlu. Ailesinin bir tarafı Kayseri, diğer tarafı Konya'ya uzanıyor. |
(PT)