Okul öncesi eğitimde bir öğün ücretsiz yemeğin kaldırılmasına karşı Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği tarafından Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) dava açıldı. Yarın Danıştay 8. Dairesinde görülecek duruşma öncesi kamuoyuna çağrı yapan Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, bir açıklama yaparak tüm velilerin, derneklerin ve kamuoyunun sürece sahip çıkmasını talep etti.
Ekmek ve Gül’ün çağrısıyla başlatılan “Okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek her çocuğun hakkı” kampanyası, velilerin, öğrencilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve siyasetçilerin gündeminde yer etmeye devam ediyor. 2022-2023 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısında MEB, yalnızca okul öncesi eğitimdeki çocukları kapsayacak şekilde bir öğün ücretsiz yemek uygulamasını başlattı. Uygulama bir dönem sürdü, ardından Bakanlık bir açıklama yapmadan uygulamayı yalnızca deprem bölgesiyle sınırlandırdı.

"3 çocuğun sağlıklı beslenebilmesinin maliyeti aylık en az 28 bin tl"
İki yıldır süren hukuk mücadelesi
Kampanya kapsamında toplanan imzalar, il milli eğitim müdürlüklerine ve 2024 merkezi bütçe görüşmelerinde EMEP Milletvekili Sevda Karaca tarafından Milli Eğitim Bakanına teslim edildi. Ancak MEB, kendi bütçesinde de strateji planında da ücretsiz yemeğe yer vermedi.
MEB’in bu hakkı sağlaması için hukuki süreç başlatıldı. Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği üyesi Necla Akyıldız Göçer 2023’ün Kasım ayında MEB’e dava açtı. Yürütmeyi durdurma kararı, Danıştay 8. Dairesi tarafından aylarca bekletildi; sekiz ay sonra talep reddedildi.
Danıştay, kararında “kaynakların kısıtlı” olduğunu gerekçe gösterdi. İki yıl sonra verilen duruşma tarihi ise 3 Aralık olarak açıklandı.
"Çocuklara bir kap yemek vermek devlete zor geldi"
Duruşma öncesi Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Nevruz Mersin, şunları söyledi:
“Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak yıllardır çocukların en temel hakkı olan bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemeğe ulaşmasını savunuyoruz. İki yıl önce üyemiz arkadaşımız Necla Göçer, MEB’in ücretsiz yemek uygulamasını kaldırmasına karşı dava açtı. Savcılık ise okul öncesi eğitimin zorunlu olmadığı iddiasıyla davanın reddini istedi. ‘Okul öncesinde ücretsiz beslenme sağlama amacı yok’ gibi gerekçeler öne sürüldü. Yani çocuklara bir kap yemek koymak devlete zor geldi.”

EĞİTİM İZLEME RAPORU 2025
"15-17 yaş grubundaki her 4 çocuktan 1'i çalıştırılıyor"
Mersin, ülkede derinleşen yoksulluğa dikkat çekerek şöyle devam etti:
“TÜİK’e göre 7 milyon 39 bin çocuk, yani her üç çocuktan biri yoksulluk içinde. Okula aç giden çocuklar var. Taze meyve-sebze görmeden, etin tadını bilmeden büyüyorlar. Kantinde bir tost 80 lira, ayran 20 lira. Evden beslenme çantası hazırlamak bile günlük 150-200 liraya çıkmış durumda. Bu da tek bir çocuk için aylık 3-4 bin TL demek. Asgari ücretle geçinen aileler için bu yük taşınabilir değil. Ama MEB, ‘kaynak yok’ diyerek çocukların bir öğün sağlıklı beslenme talebini görmezden geliyor.”
‘Hiçbir çocuk açlığa mahkum edilemez’
Okullarda bir öğün ücretsiz yemek verilmesinin dünyada çeşitli örnekleri olduğundan bahseden Mersin, “Finlandiya’dan İsveç’e, İngiltere’den Brezilya’ya kadar pek çok ülkede okulda ücretsiz yemek vermek devletin temel görevi sayılıyor. Çünkü çocukların sağlıklı beslenmesi bir tercih değil, haktır. Üstelik tüm kademelerdeki öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek sağlanmasının maliyeti, Bakanlık bütçesinin yalnızca yüzde 13’üne denk geliyor. Ama kaynaklar çocuklara değil, vergi teşvikleriyle patronlara aktarılıyor” şeklinde konuştu.
Anaokulu döneminin çocuğun gelişiminin en hassas evresi olduğunu hatırlatan Mersin, bu davanın yalnızca okul öncesi çocuklarını değil, tüm çocukları ilgilendirdiğini vurguladı.
Mersin son olarak tüm kamuoyuna çağrı yaparak sözlerini tamamladı: “Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak tüm velileri, dernekleri ve duyarlı kesimleri her çocuğun bir öğün sağlıklı yemeğe ulaşması için verilen bu mücadeleye sahip çıkmaya çağırıyoruz. 3 Aralık’ta Danıştay’da görülecek duruşma, bu ülkede yaşayan tüm çocukların ve ailelerin duruşmasıdır. Bizler çocuklarımızın hakkını alana kadar durmayacağız.”
Dünya Bankası ve TÜİK’in ortaklaşa gerçekleştirdiği “İller Bazında Beşeri Sermaye 2021-2023” araştırmasına göre, Türkiyede yaşayan 7 milyon 39 bin çocuk Afrika ülkeleri düzeyinde açlık yaşıyor.
6,7 milyon çocuk ise günde bir öğün et, tavuk, balık ya da yumurta tüketemiyor.
Her 100 çocuktan 32’si yatağa aç giriyor.
Eğitim Reformu Girişimi'nin Eğitim İzleme raporu 2025'te yer alan verilere göre ise her 4 çocuktan biri düzenli
protein alamıyor.
Her 10 çocuktan biri günde taze meyve/sebze tüketemiyor.
Yetersiz beslenmeye bağlı bodurluk yaşayan çocuk oranı %5,5
(NÖ)

