Uçan Süpürge Vakfı, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla yayımladığı bildiride, kadına yönelik şiddetin cezasızlık politikaları nedeniyle derinleştiğini vurguladı.

25 Kasım: Kadınlar Birlikte Aşıyor
“Kadına yönelik şiddetin çözümsüz bırakılması ve faillerin cesaretlendirilmesi politik bir tercihtir” dedi. Vakıf, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi ve 6284 sayılı yasanın eksiksiz uygulanması çağrısı yaptı.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR
İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
Mirabal Kardeşler’e saygı, tüm kadınlara adalet çağrısı
Bildiride, 25 Kasım’ın tarihsel arka planına dikkat çekilerek, Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe direndikleri için katledilen Mirabal Kardeşler anıldı. Uçan Süpürge, Mirabal Kardeşlerden María’nın kızı Minou Mirabal’i 2022 yılında Türkiye’de kadın örgütleriyle buluşturduklarını hatırlatarak, “Erkek şiddeti sonucu yaşamını yitiren tüm kadınları saygıyla anıyoruz” ifadelerini kullandı.
30 yıllık mücadele: Şiddet hep ilk gündem
Yaklaşık 30 yıllık geçmişi bulunan Uçan Süpürge, kurulduğu günden bu yana ulusal ve uluslararası alanda “kadına yönelik şiddeti” ilk gündem maddesi yaptığını vurguladı.
1998’de düzenlenen ilk Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin temasının “Şiddet Başrolde” olduğu, Türk filmlerinden derlenen şiddet sahneleriyle birçok ilde sergiler açıldığı hatırlatıldı. Festival programında 29 yıldır yer alan “Olay Yeri: Aile” bölümünün, şiddetle mücadelede farkındalık yaratmayı sürdürdüğü belirtildi.
Vakıf, Ankara merkezli olması sayesinde, yasama süreçlerinde kadına yönelik şiddetle mücadele politikalarının hayata geçmesi için lobi faaliyetleri yürüttüğünü de bildirdi.
Hukuk fakültelerinde eğitim, adalete erişim projeleri
Uçan Süpürge, uzun yıllardır sürdürdüğü “kadınların ve kız çocuklarının adalete erişimi” başlıklı projeler kapsamında Türkiye’nin birçok ilindeki üniversitelerin hukuk fakültelerinde öğrencilere eğitimler verdiğini açıkladı.
Bildiride, “Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için adalet mekanizmalarına erişim hayati önemdedir. Bu yüzden genç hukukçularla buluşmayı sürdürüyoruz” denildi.
Türkiye’nin tek imzayla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ardından geçen dört yılda, şiddete karşı koruyucu ve önleyici mekanizmaların zayıfladığını belirten Uçan Süpürge, TBMM’nin bu alanda etkili adımlar atmadığını ifade etti.
“Kadınlar yalnız yürümüyor”
Bildiride, kadınların artık maruz bırakıldıkları tüm şiddet biçimlerinin farkında olduğu, kadın örgütlerinin ve kadın hakları savunucularının her zamankinden daha güçlü bir ses çıkardığı vurgulandı.
Sadece kadınların değil, çocuk istismarına karşı ses yükseltenler, gençler ve adalet arayan ailelerin de meydanlarda olduğuna dikkat çekilerek, “Biz kadınlar, daha geniş, daha örgütlü ve daha dayanışmacı bir mücadeleyi birlikte büyütüyoruz, büyütmeye devam edeceğiz” denildi.
“Aile yılı” eleştirisi ve siyasi irade çağrısı
Vakıf, kadınların en çok evlerinde öldürüldüğü bir ülkede “Aile Yılı” söylemiyle şiddetin ve ayrımcılığın üzerinin örtülemeyeceğini belirterek, bunun gerçekte “şiddete karşı sıfır değil, sonsuz tolerans” anlamına geldiğini söyledi.
“Erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz” diyen Uçan Süpürge, çözümün gerçek bir siyasi iradede olduğunu vurguladı ve bu iradenin İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönmek, 6284 sayılı yasayı tartışmaya açmadan tam olarak uygulamak zorunda olduğunu kaydetti.
Bildirinin sonunda Uçan Süpürge, tüm kadınları ve toplumu şiddete karşı ses çıkarmaya çağırarak şu mesajı yineledi: “Yaşasın kadın dayanışması. İstanbul Sözleşmesi yaşatır!”
(EMK)










