Yaşayan ve yaşatan yapılar
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası'nın "17 Ağustosların bir daha yaşanmaması, yaşayan ve yaşatan yapılar oluşturulması" olarak özetlediği hedefe doğru, yeni yasal düzenlemeler ve sorumluluk üstlendiren uygulamalar yürürlüğe girdi. Yetkili ve ilgililer, halkın yeterince duyarlı olmadığından ve uygulamaların kusursuz şekilde gerçekleştirilmesinde yaşanan personel ve teknik donanım eksikliklerinden yakındı.
17 Ağustos depreminden önce, Ali Doğan Serçek Başkanlığındaki Belediye Meclisi, Milas Ovası'nın imara açılması ve kent içinde kat artışları yönünde kararlar almıştı. Nisan 1999 seçimleriyle yönetime gelen Fevzi Topuz Başkanlığındaki Meclis, yörede olası bir depreme karşı duyarlılığın en güzel örneğini, önceki Meclisin söz konusu kararlarını iptal ederek verdi.
Belediye Başkanı Topuz, yörenin deprem riski yüksek bir bölgede bulunduğunun bilinciyle hareket ettiklerini vurguluyor ve "Ova'nın imara açılması ve kent içinde kat artışı yönündeki önceki meclisin kararlarını bu bilinçle iptal ettik. Ardından, yeni imar yönetmeliğinin yürürlüğe girmesiyle birlikte, ilgili meslek odalarıyla işbirliği halinde uygulama yapıyoruz" diyor.
Anadolu levhasının durumu
Jeoloji Mühendisi Seyfettin Yılmaz, Milas ve çevresinin jeolojisi ve deprem durumunu ortaya koymak ve olası bir deprem sırasında Milas merkez ilçenin konumunu saptamak amacıyla yaptığı kapsamlı çalışmanın sonuçlarını anlattı.
Yılmaz, yörenin tektonik yapısının anlaşılabilmesi için Türkiye'yi oluşturan Anadolu levhasının durumunu tanımlamak gerektiğini belirterek şunları söyledi:
"Anadolu levhası, üç farklı levhanın etkisinde kalmıştır. Bunlar; Avrasya, Afrika ve Arap levhalarıdır. Afrika levhasının, Akdeniz'de bulunan Helenik Zonu boyunca Anadolu plakası altına dalması, Ege bölgesinde, odak derinliği 100150 km. derinlikte depremler oluşturmuştur. Diğer iki levhayla Anadolu levhası, kıta kıta çarpışması ilişkisi içindedir. Avrasya levhası kuzeyden, Arap levhası ise güneyden çarpışmış durumdadır. Avrasya ve Arap plakalarının sıkıştırması ile Anadolu plakasının batıya doğru hareketi sonucu, Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAF) ve Doğu Anadolu Fay Zonu (DAF), 25 milyon yıl önce oluşmuştur. Hareketin süregelmesi sonucu, Anadolu levhası, Yunan makaslama zonuna çarpmış ve yanal karakterini yitirmeye başlamıştır. Bu olaydan dolayı Kuzey-Güney yönlü ana kuvvetlerin özümsenmesi için, Doğu Anadolu Bölgesi sıkışmadan dolayı yükselmiş, Batı Anadolu ise, çarpışma etkisiyle yine aynı yönlü büyüme içine girmiştir. Diğer bir deyişle Ege Bölgesi'nde horst ve graben sistemleri meydana gelmiştir. Sözü edilen bu kuvvetlerin etkisi, horst bölgesinde önce kıvrımlanmaya, sonra ters faylanmalara ve en sonra kuzeybatı-güneydoğu gidişli, doğrultu alımlı yırtılma fayları sonucu, çöküntü havzalarının açılmalarına neden olmuştur. Bu olaya en güzel örnek Selimiye Milas ovasıdır."
Seyfettin Yılmaz, Kandilli Rasathanesi verilerinden hareketle, Milas ve çevresinde 24 Kasım 1906 ile 1 Mart 2002 tarihleri arasında toplam 248 deprem yaşandığını, bu depremlerden 241'inin 3.03.9,6'sının 4.04.9 ve birinin de 6.06.9 arası büyüklükte olduğunu belirterek; "21 Ekim 1979 ile 1 Mart 2002 tarihleri arasında, Milas ilçe merkezinde 31 deprem meydana gelmiştir. Bu depremlerin 2 tanesi 2.02.9, kalan 29'u ise 3.03.9 büyüklüğündedir" dedi.
Yılmaz, Milas'ın 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar esaslı jeolojik ve jeoteknik etüdünün henüz yapılmadığım, bu çalışmanın mutlaka yapılması gerektiğini vurguladığı açıklamasının son bölümünde şu görüşleri dile getirdi:
"Ancak bu etüd çalışması yapıldığı takdirde zemin dağılımı ortaya çıkacaktır. Zeminin, kumlu ya da killi ya da kaya olup olmadığı bilinir hale gelecektir. Marmara Bölgesinde tüm belediyeler bu çalışmayı yaptırdılar. Bölgemizde, bu yönde büyük bir duyarsızlık söz konusu. Geçtiğimiz ay, Aydın ili Nazilli ilçesi Dallıca Köyü'nde 140 hektar alanda bu çalışmayı yapıp tamamladık. Bulundukları yöreyi deprem bakımından riskli gören pek çok köy muhtarının bile yaptırdığı böyle bir çalışmayı Milas'ın henüz yaptırmamış olması büyük bir sorundur..."
Yapı denetim yasası yürürlükte
İnşaat Mühendisleri Odası Milas Temsilcisi Hürol Önder ise, 17 Ağustos Depremi sonrasında yeni bir imar yönetmeliğinin yanı sıra yapı denetim yasasının yürürlüğe girdiğini belirtti:
"Muğla, Yapı Denetim Yasası'nın uygulandığı pilot illerin dışında olduğu için, şu an için bağlayıcı bir durum söz konusu değil. Ancak, yasanın öngördüğü bazı hususlar ilimiz genelinde de uygulanıyor. İlgili mühendis ve mimar oda temsilcileri ile belediyeler Yeni İmar Yönetmeliği'ni uyguluyor. Bu alanda, eşgüdüm sağlanmış olup, işbirliğimiz sorunsuz olarak sürmektedir. Bu işbirliği koşullarında belediyeler, yapı denetim defteri olmayan, söz konusu defterde gerekli imzaları tamamlanmamış olan binalara oturma ruhsatı vermiyorlar. "Bu bina, tekniğine uygun olarak yapılmıştır" şeklinde Bitirme Belgesi olmadan, ruhsat vermiyor belediyeler. Eski uygulamada yaşanan sorunlar, yeni imar yönetmeliğinde ortadan kalkmıştır. Belgelerde imzası olanlar, alanlarına ilişkin her türlü sorumluluğu üstlenmiş oluyorlar."
Milas'ta, elle karma beton tekniğinin tümüyle ortadan kalktığını, hazır beton kullanımım yüzde 60'lar düzeyine geldiğini söyleyen Önder; "Artık inşaatlarda traslı çimento kullanımına izin verilmiyor. Düz demir kullanılmıyor, kesinlikle nervürlü demir kullanılıyor. Jeolojik etüd raporu olmayan hiçbir parsele yapı izni verilmiyor. Projelendirmeler, jeolojik etüd raporu esas alınarak yapılıyor" dedi.
Beton test laboratuvarı
Hürol Önder, uygulamanın genel olarak olumlu şekilde yürüdüğü şeklindeki açıklamalarının ardından, bazı konularda yaşanan aksama ve eksiklere değinerek şunları söyledi; "Kalıptan demire, beton dökümünden elektrik ve diğer tesisata kadar tüm alanlarda denetimin, teknik sorumluların yanı sıra Belediyeden de bir görevlinin katılımıyla yapılması gerekiyor. Belediyenin personel eksiği nedeniyle görevli bulunduramaması önemli bir eksikliktir. Bunun giderilmesi gerekiyor. Ayrıca, hazır betonun yüzde 100 uygulanmasının ve denetiminin sağlanmasını istiyoruz. Belediye, betonun standarda uygun olup olmadığını belirleyecek bir Beton Test Laboratuvarı da mutlaka oluşturmalıdır."
Beçin Belediyesi'nin yeni imar uygulamalarında; örneğin tek katı tamamlandıktan sonra inşasına ara verilmiş yapıların diğer katları için çalışmalara başlanması durumunda, ilgili meslek odasının oluru olmadan ilave kat izni vermemesini, son derece önemli ve örnek bir uygulama olarak niteleyen Önder; "İlgili meslek odaları, binanın oturduğu zemin ve taşıyıcı sistemler ile ilgili bir rapor hazırlıyor. Diyelim ki, söz konusu binanın bulunduğu parselde dört kat izni var. Ancak, zemin ve taşıyıcı sistemler dört kata değil de iki kata uygun. Bu durumda Beçin Belediyesi, dört kat için değil iki kat için yapım ruhsatı veriyor" dedi.
Projeye ilgi yok
Milas'ın 70'e yakın köyünde, Seyfettin Yılmaz/Jeoloji Mühendisi Kaymakamlık ve ilçe Özel idare Müdürlüğü'nün girişimleriyle yapı denetimlerinin yapıldığını ve köylerde "tip proje" uygulamasına yönelik çaba gösterdiklerini belirten Hürol Önder, sözlerini şöyle tamamladı;
"Köy muhtarlarımıza, bir ozalit parasına tip projeler verebileceğimizi belirttik, belirtiyoruz. Ancak bu önerimize, şu ana dek hiç ilgi gösterilmedi. Yeni imar yönetmeliğinden önce yapımı tamamlanmış tüm yapıların, dolayısıyla tüm kentin röntgeninin çıkarılması gerekiyor.Yapılardaki olası sağlamlaştırma ihtiyacının belirlenmesi ve müdahale edilmesi gerekiyor. Ancak bu konuda, bugüne dek bir tek başvuru bile almış değiliz. Ötesi, yöremizdeki aktif fay, Milas Ovasına girdiğinde kayboluyor. Bunun net olarak belirlenip önlem alınması gerekiyor. Bu konuda ciddi bir inceleme yapılması gerekiyor." (AKK/NH/BB)