Nijeryalı sığınmacı Festus (Fastos) Okey, 20 Ağustos'ta Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü'nde vuruldu; öldü. 27 Eylül'de Tunceli'de Hozat Boydaş köyü yakınlarında askerlerin ateş etmesi sonucu arıcı Bülent Karataş öldürüldü. Ferhat Gerçek 7 Ekim'de İstanbul Yenibosna'da polis kurşunuyla vuruldu; şimdi felç.
Bu vakaların üçünün de ortak noktası, dava dosyalarında en önemli delillerden sayılan, kolluk kuvvetlerinin hangi mesafeden, nasıl ateş ettiğinin belirlenmesine yarayacak giysilerin kayıp olması.
Yine üç vakada da, olayın tanıkları kolluk kuvvetlerinden şiddet ve baskı görüyor ayrıca haklarında "şüpheli" işlemi yapılıyor.
Avukatı Taylan Tanay, Gerçek'in vurulmasından sonra hayatını kurtaran ve olayın tanıkları olan kişilerin polis tarafından dövüldüğünü, ifadelerinin "şüpheli" sıfatıyla alındığını, polis memurlarının da "mağdur" olarak geçtiğini bianet'e söyledi. Vurulduğunda Gerçek'in üzerinde olan tişört de "kayıp".
Festus Okey'in üzerindeki gömlek de kayıp. vurulduğu sırada giydiği gömlek, gerek karakol giriş-çıkış gerekse de hastane giriş sırasındaki kamera görüntülerinde mevcut olmasına karşın, delillerin arasında bu gömlek yok. Polise göre gömlek hastanede kayboldu.
Tanay, Okey'le birlikte gözaltına alınan ve olayla ilgili ilk bilgileri veren sığınmacı M.O.'nun da "şüpheli" sıfatıyla yer aldığını söyledi.
Karataş'ın gömleği ve iç çamaşırları kayıp
Bülent Karataş öldürüldüğünde yanında arıcı arkadaşı Rıza Çiçek vardı. Çiçek, askerlerin kendisine önce kaç dediğini, kaçmayınca ateş edip vurduklarını, daha sonra kendisini hastaneye götürdüklerini anlatmıştı.
bianet'in görüştüğü, Çiçek'in avukatı Hüseyin Aygün, Karataş'ın hangi mesafeden nasıl vurulduğunu gösterecek olan gömlek ve iç çamaşırlarının kayıp olduğunu söylüyor. Savcılık bu kanıtları arıyor, ama Emniyet veya Jandarma'dan gelen bir yanıt yok.
Vurulan Çiçek tutuklandı, "silahlı eylem" soruşturması açıldı
Aygün'ün verdiği bilgiye göre Çiçek dün Malatya Cezaevi'ne nakledildi. Hakkında Ceza Yasası'nın 302. maddesinden soruşturma açılmış ve tutuklanmış durumda. Aygün "Bu madde silahlı eylem yapanlar için uygulanan bir maddedir; oysa Çiçek'le ilgili böyle bir durum yok. Olay yerinde hiçbir silah bulunamadı" diyor.
Aygün, dava dosyası için alınan gizlilik kararına da dikkat çekiyor. "Mahkeme 28 Eylül'de aldığı gizlilik kararını bir türlü kaldırmıyor. Bizim suç duyurumuzun olduğu dosya da bu dosyaya eklendiği için, onda da gizlilik kararı var. Dolayısıyla faillerden ifade alındı mı, ne işlem yapıldı; göremiyoruz." (TK)