Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, üç Kürt kadın siyasetçinin 9 Ocak 2013’te Paris'te öldürülmesinin yıldönümünde yayınladığı açıklamada hukuki sürece dair bilgi verdi.
Beştaş, cinayetlerin barış görüşmelerin başladığı dönemde gerçekleştiğinin altını çizerek bunun hem çözüm sürecini, Kürt halkını ve Kürt kadınlarını hedeflediğini anlatarak soruşturmalar ile ilgili şöyle dedi:
“Bugüne kadar gerek Paris’te yürütülen soruşturma gerekse de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada katliamı planlayan ve gerçekleştiren güçlere ilişkin bir sonuç ortaya çıkarılmadı.”
“ ‘Örgüt içi infaz’ ispatına yönelik soruşturma”
Beştaş, cinayetlerin ardından Türkiye’deki hükümet yetkilileri ve bazı yayın organlarının “örgüt içi hesaplaşma” vurgularına yer vererek “Cinayetlerin ardından gerçekleşen siyasi basınç ile katliamın örgüt içi hesaplaşma olduğu tespiti gayesi ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatılmıştır” dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın aradan geçen iki yıla rağmen gerçek ve usulüne uygun bir soruşturma yürütmediğini söyleyen Beştaş, süreci aktardı.
“ Katliamın gerçekleşmesi üzerine soruşturma başlatan Fransa adli mercilerini yakından takip eden Türkiye Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, bu kapsamda Adalet Bakanlığı’na istihbari bilgilerini ve izlenimlerini an ve an sundu.
“ Adalet Bakanlığı’nın talimatı ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma, Şubat 2014 tarihine kadar katliam mağduru ailelerin vekaletli avukatlarından kısıtlanarak ve gizlilik kararı ile savcılık merciince yürütüldü.
“Savcılık soruşturmanın ilk aşamasından itibaren Fransa, Hollanda ve Almanya adli birimlerinden istinabe talebinde bulunarak, Ömer Güney’in PKK bağlantısını çözmek üzere soruşturmaya yaklaştı.
“Bu kapsamda savcılığın belli bir döneme kadar yapmış olduğu soruşturma işlemlerinin birçoğu katliamın baş zanlısı Ömer Güney’in örgütsel irtibatlarını araştırma amaçlı olup, katliamın ‘örgüt içi infaz’ olduğunun ispatına yöneliktir. Kaldı ki, savcılığın ilk aşamadan itibaren öldürülen kadınlar için kullanmış olduğu dil ‘Terör Örgütü Mensubu Üç Kadın’ şeklinde olup, adli merciin de siyasi aklı doğrultusunda hareket ettiğini ve katliama bakış açısını net bir şekilde ortaya koydu.”
“Katliamın Türkiye bağlantısı”
Cinayetin tek zanlısı Ömer Güney. Halen cinayetin tek zanlısı olarak Paris yakınlarındaki Fresnes Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ömer Güney, tüm iddiaları reddediyor ve kendisine bir komplo düzenlendiğini öne sürüyor.
Beştaş, soruşturmayı yürüten Paris adli mercilerinin Ankara Savcılığı’na yazdıkları istinabe yazısı ile Ömer Güney’le ilişkilendirilen telefon numaraları, kişi ve ilişkilerin araştırılmasını talep ettiklerini belirtti:
“Ankara Savcılığı bu istinabeye Fransa’dan farklı olarak olumlu yanıt vererek yaptığı araştırmaları Fransız adli mercileriyle paylaşmıştır. Dosya kapsamında elde edilen deliller ve belgeler avukatlar olarak bizlerde şüpheye mahal vermeyecek ölçüde katliamın failleri hakkında bilgi vermektedir.”
Savcılık soruşturma kapsamındaki araştırması sonucu Ömer Güney’in 3 Ekim 2012, 19, 20 ve 21 Aralık 2012 tarihlerinde Türkiye’de olduğu tespit edildiğine değinen Beştaş, “Failin, katliamın hemen öncesi Türkiye’ye kısa sürelerle giriş-çıkış yapması elbette kanımızca tesadüf olamayacak düzeyde önemli bir tespit olup, katliamın Türkiye bağlantısını ve uluslararası boyutunu açığa çıkarmaktadır” dedi.
Ses kaydı, MİT evrakları
Beştaş, cinayetin birinci yıldönümünde, kimliği belirsiz kişilerce Ömer Güney’e ait olduğu iddia edilen ses kaydının yayınlanması ve MİT’e ait olduğu iddia edilen evraklara da vurgu yaptı.
“Bunun üzerine davanın avukatları olarak soruşturmanın genişletilmesi ve bu delillerin araştırılmasını talep etmiş bulunsak da, talebimiz üzerinden geçen bir yıllık zaman zarfında MİT, basın yoluyla yaptığı ‘araştırıyoruz’ açıklaması dışında bu zamana kadar adli birimlerin sorularına resmi olarak henüz yanıt vermedi.”
“Bu kapsamda savcılık üzerinden yapılan yazışmalarda kurum araştırmasının devam ettiğini, bu kapsamda elde edilen bilgi ve verilerin ve soruşturma sonucunun savcılığa bildirileceğini beyan etmişlerdir.
“Hükümet her fırsatta çözüm sürecinin devamından yana olduğunu beyan ederken, uygulamada aksine yönetim tarzından ve idari, yargı pratiklerinden vazgeçmelidir” çağrısı yapan Baştaş, “Bunun en önemli göstergelerinden biri katliamın Türkiye ayağının ortaya çıkarılması ve MİT’e ilişkin iddialara zaman kaybetmeden derhal yanıt verilmesi olacaktır” dedi.
Halen cinayetin tek zanlısı olarak Paris yakınlarındaki Fresnes Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ömer Güney, tüm iddiaları reddediyor ve kendisine bir komplo düzenlendiğini öne sürüyor. (BK)