Köşe yazarları, Avustralyalı Julian Assange'ın Wikileaks internet sitesinde açıkladığı gizli belgelerin hangisinin Türkiye-ABD ilişkilerine zarar vereceği ve bu bilgi yaymanın hangi amaca hizmet ettiği sorgulamaları arasında gidip geliyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, açıklanan belgelerle ilgili, "Şu anda WikiLeaks'in eteklerinde neler var, bunları bir döksün görelim. Ondan sonra da bunların ne kadar ciddi, ne kadar gayri ciddi olduğunu öğreniriz. Çünkü WikiLeaks'in ciddiyeti şüphelidir. Bu bakımdan şu anda sadece biz eteklerindeki taşın dökülmesini bekliyoruz. Ondan sonra da değerlendirmesini yapar, gerekli açıklamaları yaparız" dedi.
Aydıntaşbaş: İddialar değil sözler kriz yaratır
Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş, "Wikileaks kriptoları Washington'da kriz yaratacak" başlıklı yazısında, bu hasarın en büyüğünün, "El Kaide ya da PKK" bağlantısı değil Amerikalıların kriptolarda Erdoğan ve Davutoğlu'yla ilgili kullandığı ifadeler olacağını öngördü.
"Obama yönetiminin müttefikleriyle ilişkilerinin perde arkasını gözler önüne serecek olan 250 bin kadar belgenin, Wikileaks'in daha önce yayınladığı Irak ve Afganistan belgelerinden çok daha büyük tahribat yapacağı şimdiden ortada."
Aydıntaşbaş, belgelerin Washington ve Ankara arasında hasar yaratabilecek üç unsurun da, "Türkiye El Kaide'ye yardım etti iddiası", "ABD PKK'ya yardım ediyor iddiası" ve "Türk siyasileriyle ilgili sözlerin" olacağını yazdı.
Evin'in aklı "niyet" ve "gazetecilik"te
Aynı gazeteden Mehveş Evin, daha ziyade belgeleri yaymanın anlamlandırılmasına dönük "Sızıntı kahramanlığı" yazısında, aklına gelen beş soruyu sıralıyor:
1. Wikileaks bu bilgileri nasıl elde etti?
2. Söz konusu belgelerin yayımlanması kimin hayrına, kimin zararına olacak?
3. Ham bilgilerin yayınlanması, gazetecilik başarısı mı?
4. Dünya dengelerini değiştirecek bilgilerin aslen hacker olarak kariyer yapan bir kişiye akması, salt "iyi insan" olmakla açıklanabilir mi?
5. Gazetecilik, bilgiyi "süzgeçten geçirme" gibi kaygılardan bağımsız mı olmalı?
"Bu bilgilere artık sadece kısıtlı bir çevrenin değil, herkesin ulaşabilmesi, göklere çıkarılan "globalleşme"nin doğal bir sonucu. Dünyanın dengesi bu yeni gazetecilik biçimiyle nasıl değişir, kimler gümbürtüye gider, henüz bilemiyoruz. Ancak yeni bir savaşın tam da göbeğinde olduğumuz ortada. Bilgi Çağı'nda, Bilgi Savaşları'nın..."
Barlas "telaşı" anlamıyor
Sabah gazetesinden Mehmet Barlas ise, "Wikileaks belgeleri gerçeklerden daha mı çarpıcıdır?" yazısında, "Amerikan gizli belgelerinin, Amerikan Dışişleri'ni neden böylesine telaşlandırdığını anlamak kolay değil" diyor.
"Bir Türk gazete köşe yazarının iktidar partisi lideri hakkında yazdıklarını bir Amerikan diplomatı "Gizli bilgi" olarak Washington'a şifrelediyse, bu neden Türk-Amerikan ilişkilerini etkilesin ki? Veya Türkiye'deki siyasi parti liderlerinin her salı günü birbirleri hakkında söylediklerinden daha ağır ne tür ifadeler olabilir ki Amerikan diplomatlarının kriptolarında? Mesela Washington Times gazetesinin Türk iç ve dış politikasına ilişkin haber ve yorumlarından daha ağır ve kasıtlı olamaz ki bu sözde gizli bilgiler.
Bu durum diğer ülkeler hakkında da söz konusudur."
Barlas da, Evin gibi, soğukkanlı yazısında olup bitenleri "Bilişim Devrimi"nin getirilerine yoruyor. (EÖ)