Her iki yasanın da şu anki halleriyle İsrail'in taraf olduğu ve uymak zorunda olduğu insan hakları sözleşmeleri dahil, uluslararası hukuka karşı yükümlülüklerini ihlal ettiğini söyleyen UAÖ, İsrail'in ayrımcılığı ortadan kaldırarak uluslararası hukuka uygun olarak yeniden düzenlemesini istedi.
Yeni "Devletin Sorumluluğu Yasası"na göre, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde İsrail askeri işgali altında yaşamakta olan yaklaşık 3,5 milyon Filistinli "çatışma bölgesinde yaşayanlar" olarak kabul ediliyor. Böylece, İsrail güçlerinin yaptığı öldürme, yaralama ya da mülke zarar gibi vakalar için tazminat talebinde bulunma haklarından mahrum kalıyorlar.
Yurttaşlık ve İsrail Hukukuna Dahil Olma Yasası'nda (Aile Birleşme Yasası) yapılan değişiklik de 25 yaşından küçük bir Filistinli kadınla ve 35 yaşından küçük bir Filistinli erkekle evlenen İsraillilerin aile birleşimini yasaklıyor.
İsrailliler yasadan muaf tutuluyor
Geriye dönük olarak Eylül 2000 sonrası için uygulanabilir olan Devletin Sorumluluğu Yasası, sadece Filistinlilere uygulanacak. Uluslararası hukuka aykırı olarak İşgal Altındaki Topraklar'da yaşayan İsrailliler yasadan muaf tutuluyor.
Önceki Kusurlu Fiiller yasasında daha önce yapılmış değişiklikler Filistinli mağdurların tazminat talep etme olanaklarını önemli ölçüde kısıtlamıştı.
UAÖ, bugüne kadar işgal altındaki toraklardaki İsrail güçlerinin kanun dışı fiilleri sonucu yaralanmış, mülkleri zarar görmüş ya da yok edilmiş veya akrabaları öldürülmüş on binlerce Filistinlinin kendi kusurları olmamasına rağmen, hiçbir tazminat alamadığına dikkat çekti.
"Birçok olay İsrail yetkilileri tarafından soruşturulmadı bile ve öldürme ve Filistinlilerin haklarının diğer ihlallerinden sorumlu İsrail askerleri adalet önüne çıkarılmadı."
"Ayrımcılık planlı"
UAÖ, 27 Temmuz günü yeni yasanın lehine oy kullanan 54 İsrail parlamentosu üyesinin "Filistinli mağdurlara yönelik ayrımcılık yapılması yönünde planlı bir adım attığını" savundu.
"Bunun etkisi, 3 Mart 2003 tarihinde İsrail askerlerinin Gazze Şeridi'ndeki el Bureyş mülteci kampında havaya uçurdukları evin yanındaki evin de çökmesi sonucu ölen hamile kadının (Noha Maqadmeh) öksüz kalan on çocuğu gibi kurbanların temel bir hakkını reddetmek olacaktır.
Anılan olayda yakındaki altı ev daha hasar görmüş ve yaklaşık 90 kişinin evsiz kalmasına sebep olmuştu. Bu kişilerin de kendilerine yapılan kusur için herhangi bir tazminat elde etme umudu kalmadı."
Yeni yasa binlerce çifti etkileyecek
UAÖ, Yurttaşlık ve İsrail Hukukuna Dahil Olma Yasası'nda açık bir biçimde Filistinlilere, İsrail nüfusunun yaklaşık yüzde 20'sini oluşturan İsrail'in Filistinli yurttaşlarına ve Filistinli Kudüslülere yönelik ayrımcılık yapıldığını, "çünkü İşgal Altındaki Topraklar'dan Filistinlilerle evlenenlerin neredeyse tamamı bu kişilerin" oluşturduğunu söyledi.
Birçok çift yasada belirtilen yaşlardan daha küçük bir yaşta evlendiği için, aile birleşmesinden faydalanmak isteyen İsrailli-Filistinli çiftlerden çok azı bu haktan yararlanabilecek.
Çiftin yaş kriterlerine uyduğu durumlarda bile, kendileri ya da ailelerinden herhangi biri "güvenlik riski" ise, aile birleşme başvuruları İsrailli yetkililer tarafından reddedilebilecek.
Bugüne dek, birçok aile birleşim başvurusu bu nedenle geri çevrildi ve başvuruculara bunun nedeniyle ilgili detaylı bilgi verilmedi ve bu karara karşı çıkma olanağı tanınmadı.
Yeni yasa binlerce çifti etkileyecek; birçok İsrail vatandaşını Filistinli eşlerinden ayrı yaşamak ya da bir arada olabilmek için başka bir ülkeye gitmek zorunda bırakarak normal bir aile yaşamı sürdürme haklarından mahrum bırakmaktadır.
"Irksal ayrımcılık kurumsallaştırıldı"
UAÖ,bu yasanın etnisite ve uyrukluğa dayalı ırksal ayrımcılığı resmen kurumsallaştırdığını belirtti.
"İsrail, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Tasfiyesine dair Sözleşme, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi gibi bir dizi uluslararası insan hakları hukukunda yer alan mutlak ayrımcılık yasağını ihlal etmektedir. İsrail tüm bu sözleşmelere taraftır ve uygulamakla yükümlüdür."
Birleşmiş Milletler (BM) Irk Ayrımcılığının Tasfiyesi Komitesi ve BM İnsan Hakları Komitesi daha önce de İsrail'e bu tür yasaları iptal etmesi için çağrıda bulunmuştu.
"İsrailli yetkililer kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyor"
UAÖ,İsrailli yetkililerin yeni yasadaki ayrımcı hükümleri güvenlik kaygılarını dile getirerek haklı çıkarmaya çalıştığını söyledi.
"Özellikle de güvenlik tehdidi oluşturduğu düşünülen Filistinlilerin İsrail'e yerleşmelerini önlemeyi amaçladıklarını ifade ediyorlar. Oysa uygulamada zaten varolan yasayla bu tür Filistinlilerin İsrail'e girmesini reddedebiliyorlardı. Başbakan Ariel Sharon ve diğer bakanların geçtiğimiz günlerde yaptıkları açıklamalar yeni yasanın aslında demografik kaygılarla hazırlandığını düşündürmekte." (KÖ)