2008 raporunu açıklayan Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Türkiye'de "artan siyasi belirsizlik ve askeri müdahalelerin ardından milliyetçi duygular ve şiddette artış görüldüğünü" söyledi.
UAÖ Türkiye Şube Başkanı, avukat Özlem Altıparmak ve şube direktörü Ville S. Forsman, bugün Taksim Eresin Otel'de düzenlenen basın toplantısında tüm dünyayla aynı zamanda örgütün yıllık raporunu açıkladı.
Geçen yıl tüm dünyada adaletsizlik eşitsizlik ve hak ihlallerine karşı cezasızlığın sürdüğünü belirten Altıparmak, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 60. yılında tüm hükümetlerin geçmişte yaşanan ihlaller için özür dilemesini ve hakları hayata geçirmek için kararlılık göstermesini istedi.
Yasalar ve uygulama
Raporun Türkiye kısmı UAÖ temsilcilerinin mayıs, temmuz ve eylülde gerçekleştirdiği ziyaretler sonucunda hazırlandı. Altıparmak'ın özetlediği raporda Türkiye'yle ilgili belirtilenler şöyle:
İfade özgürlüğü: Düşüncelerin barışçıl yolla ifade edilmesi yasalarla ve uygulamada kısıtlanmaya devam ediyor. 301. madde davaları arttı. Bu maddeden yargılanan Hrant Dink öldürüldü. Cinayetle ilgili soruşturmada emniyet güçlerinin sorumluluğu tam olarak mercek altına alınmadı.
Rapor, Malatya katliamına da atıfta bulunuyor ve TCK'nin 216. ve Terörle Mücadele Yasası'nın 7/2. maddesinin de keyfi ve aşırı kısıtlayıcı biçimde kullanıldığını belirtiyor.
Hak savucuları: İnsan hakları aktivistleri barışçıl eylemlerinden dolayı kovuşturmaya uğradı. Üç İnsan Hakları Derneği (İHD) yetkilisi mahkum oldu. İstanbul Valiliği, eşcinsel örgütü Lambda için kapatma isteminde bulundu.
Cezasızlık: Hak ihlalleriyle ilgili az kovuşturma açıldı. Resmi insan hakları organları etkisiz. Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu, polisin ölümcül güç kullanımı yetkisini artırdı. Kaymazları öldürmekle yargılanan polis memuru beraat etti.
Adil olmayan yargılamalar: Özellikle "terörle mücadele" yasalarıyla yargılanan kişiler bağlamında sorun devam etti. Uzayan davalarda işkenceyle alındığı iddia edilen beyanlar delil sayıldı.
Şüpheli koşullarda ölümler: Genellikle dur ihtarına uymama gerekçesine dayandırılan ölümcül ateş açma vakaları devam etti. Vakaların bazılarında delillerin kaybedilmesi soruşturmalara gölge düşürdü.
İşkence ve kötü muamele: İddialar özellikle resmi gözaltı yerleri dışında devam ediyor. Polis aşırı güç kullanmaya devam ediyor. Mustafa Kükçe'nin öldürülmesi, 1 Mayıs'ta yaşananlar örnek.
Sığınma evleri
Raporda ayrıca şu noktalara dikkat çekiliyor:
- F-Tipi cezaevlerinde katı ve keyfi cezalandırmalar devam ediyor. Bakanlık genelgesi hayata geçmedi.
- Vicdani ret hakkı tanınmıyor. Hükümet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 2006 Osman Murat Ülke kararını yok saymaya devam etti.
- Mültecilerin adil ve etkin bir sığınma sistemine erişimi önünde engeller var. Mülteciler uluslararası hukuka aykırı olarak ciddi hak ihlalleri riski olan ülkelere zorla iade edildi.
- Sığınma evlerinin sayısı yasaya rağmen artmıyor. Başbakanlığın yardım hattı hâlâ hayata geçmedi. (EÜ/GG)