“Önce korktum, irktim... Yüzüne baktım.. İğrendim! Gerçekten tecavüz etmiş gibi duruyordu... Sonra ‘bu bir oyun ve o bir oyuncu’ dedim. Yaşattıkları iyi oyunculuğunu gösteriyordu..”
Yan sandalyede oturan ve “Di tuwaletê de (Tuvalette)” tiyatro oyununu izleyen Esra Çevik adlı genç bir kadın, tiyatro oyuncusu Alan Ciwan için bu sözleri sarfediyordu...
“Di tuwaletê de” İstanbul’da oynanan sayılı Kürtçe tiyatrolardan. Oyun tek kişilik. Oyuncu Alan Ciwan...
Alan Ciwan ile "Di Tuwaletê de" ve Kürt tiyatrosu üzerine kısa bir söyleşi yaptık.
İstanbul ve Kürt tiyatrosu Kürt tiyatrosu, Evdirehîm Rehmîyê Hekarî'nin 1918 yılında "Jîn" dergisine yazdığı "Memê Alan" piyesi ile İstabul'da başladı. Yakın zamana kadar yasaların Kürdistan şehirlerinde daha sert uygulanıyor olmasından dolayı büyük Kürt yayınevleri, tiyatroları, kültür merkezleri İstanbul'a mahkum kaldı. Özellikle Diyarbekir Büyükşehir Belediyesi gibi belediyeler Kürt tiyatrosunun önünü açan bir politika ile tiyatronun yeni merkezini Diyarbekir yaptı. Fakat Diyarbekır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu oyuncularının sözleşmeleri yenilenmedi. Tiyatro oyuncusuz kaldı. Şimdilerde Kürt Tiyatrosu çoğu İstanbul'da olan sayılı oyun ile var olmaya çalışıyor. |
Alan Ciwan (Di Tuwaletê De oyunu ile 20. Afife Tiyatro Ödülleri - Yılın En Başarılı Genç Kuşak Sanatçısı) ödül konuşması
Di tuwaletê de(tuvalette) Rênas Jiyan’ın diğer eserleri gibi duyguların sınırları zorladığı noktada bir “Çirûsk (Kıvılcım)” ile aniden şekilleniyor. Bunu tiyatro oyunu olarak oynamak o duygu patlamalarını yaşatmak çok zor olsa gerek, buna kendini nasıl hazırlıyorsun?
Bir oyuncu olarak beni en çok zorlayan işti bu oyun. Kendi dünyama kendi bedenime en fazla yakınlaştığım süreç. Bu yüzden sadece bir oyun değil, çok ötesidir benim için. Oyunun bazı kuralları, rolün de bazı kodları vardır. Bizim ise bedenimiz. Ben bu bedeni tanımaya çalışıyorum. Duygularımızı tetikleyen birçok şey olabilir. Ama birçoğu geçici veya tek seferlik olmak üzere bizi motive edebilir. Düşlemek en geçici olanı, nefes almak en kalıcı olanı benim için.
Di tuvaletê de, çok fazla tabu barındırıyor. Toplumda herkesten saklanılan mekan olan tuvalette, klozetinin üzerinde, bir tecavüzcüyü canlandırıyorsun. Kürtçe’de “açıkta göt mü gördün ki gülüyorsun” deyimi var. Sen ağlatmak için pantolonunu indiriyorsun. “Penisimi keseceğim” diyerek penisine dayadığın bıçak ile oyuna başlıyorsun. Bunlar bir oyun için çok fazla değil mi?
Ben oynarken bu sadece bir oyun değil diyorsam seyircinin de o an bir oyundan fazlasını yaşamasını isterim oyuncu olarak. Oyun için fazla olan şey, penisime bıçak dayamam değil; bu oyun için fazla gelen şey oyunun konusudur. Yaşanılan gerçek olayların vehâmetidir.
Tecavüzün “fakir oğlan”a yaptırılması, tecavüz edilenin “kot pantolonlu, ojeli, rujlu...” şeklinde tasvir edilmesi... Klişe değil mi?
Kesinlikle katılıyorum. Klişedir. Ama bu oyunun değil (na)insanlığımızın kendi klişesidir. Değişen ne? Erkekliğimiz, kadına bakış açımız mı? Sanmıyorum!
Tiyatro karakteri tecavüz edilenin kardeşi olduğunu sonradan fark ediyor. Bu izleyiciler tarafından “sanki tecavüz edilen kız kardeşi olduğu için tecavüz kötüymüş gibi gösterildi” şeklinde eleştirildi. Oyunu canlandırırken böyle anlaşılma kaygısını yaşıyor musun?
Oyun tam da bu ince çizgide örülmüş durumda. Bu tür oyunlardan çıkaracağımız sonuç “tecavüz kötü bir şeydir” gibi ‘’basit’’ bir şey olmamalı artık. Bu eylemi gerçekleştiren kişi, sonrasında aramızda dolaşmıyor mu? Bir ailesi yok mu? Onun için gerçekten de bir zafer gibi gelmiş olamaz mı? Evet, bence bu adam tecavüz ettiği kişi kız kardeşi olmasaydı eve gider menemenini yer, çayını - sigarasını içer ve uyurdu.
İstanbul’da Kürt tiyatrosu senin için neyi ifade ediyor? (Duyduğum kadarı ile) Avrupa'ya taşınıyorsun, göçer Kürt tiyatrosu nereye doğru gidiyor?
Uzun süre kendi içinde bile iletişimsizliğe mahkum kalan bir halkın İstanbul gibi bir metropolde birbirlerini tanıyıp farklılıkları ve benzerlikleri ile iş- tiyatro yapması kaçınılmaz bir durum. Kürt tiyatrosu tarihi bakımından birçok ezilen halkın tiyatrosunda olduğu gibi, burada da baskı mekanizmasına karşı bir misyon yüklenmiştir. Bu politik tavır uzun süre kendini korumuş ve bugünlere kadar gelmiştir.
Gerçi süreç olarak değişen pek de bir şey yok… Evet, bugüne kadar birçok farklı üslupta oyunlar oynandı. Sahnelerimiz oldu ve Kürt tiyatrosu kendi kabuğunu kırarak geniş kitlelerce tanındı ve görünürlük kazandı. Ama yine bugünkü süreç insanları olabildiğince pasifleştirerek dar bir alana mahkum etmeye çalışıyor. Sadece Diyarbakır değil aynı şekilde Batman şehir tiyatrosu ve birçok grup bu politik eylem ile söndürülmek istenmektedir. Bu süreçte büyük analizler yapacağımıza başkalarının duygu ve dünyalarına dair fikirler üreteceğimize, kendi içimize dönmemizin daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Kürt tiyatrosu nereye gidiyor? Çok büyük bir soru, bilmem! Ben nerede olduğumu henüz anlamamışken… (MB/ÇT)
Fotoğraf: Murat Bayram - İstanbul /bianet
Alan Ciwan hakkında1990 yılında Batman'a bağlı Hisar köyünde doğdu. İlk orta ve lise eğitimini Batman'da tamamladı. 2005 - 2009 yılları arasında okul ve özel tiyatro gruplarında sergilenen oyunlarda yer aldı. Bu süreçte Batman'ın yerel tiyatro grupları olan "Tiyatro Asmin" in kurucularından ve halâ çalışmalarını sürdürmekte olan "Batman Sanat Tiyatrosu"nun ilk üyeleri arasında bulundu. Bu gruplarda toplam 9 oyunda oyuncu olarak yer aldıktan sonra tiyatro çalışmalarını sürdürmek üzere 2009 yılında İstanbul'a geçti ve çalışmalarına ana dili olan Kürtçe (Kurmanci) ile devam etti. İstanbul'da ''DestAR-Theatre'' bünyesinde bir çok oyunda yer alan oyuncu, 2010 yılında Berfin Zenderlioğlu ve Mîrza Metin öncülüğünde kurulan ve 2016 yılı itibariyle de grubun ismi haline gelen Şermola Performans isimli sahnenin kurucuları arasında yer aldı. Grupta çalışmalarına devam etmektedir. Oynadığı Di Tuwaletê De isimli tek kişilik performansıyla, Tiyatro Eleştirmenler Birliği Ödüllerinde "Yılın Erkek Oyuncusu", Afife Jale Tiyatro Ödüllerinde "Yılın En Başarılı Genç Kuşak Sanatçısı" ve Sadri Alışık Tiyatro Ödüllerinde "Umut Veren Genç Oyuncu" ödüllerinin sahibi oldu. Ayrıca 2009 yılından bu yana aralıksız Kürtçe dublaj alanında seslendirmen ve dublaj yönetmeni olarak çalışmaktadır. Şu ana kadar onlarca film, dizi, animasyon, çizgi film ve belgesellere ses verdi ve bu çalışmalarına aktif olarak devam etmektedir. Alan Ciwan, bianet'in 2014 erkek şiddeti çetelesi videosunun da Kürtçesini seslendirmişti. Şu ana kadar rol aldığı tiyatro oyunları; 2005 Ah Şu Gençler-Okul Tiyatrosu 2006 Salak Oğlum - Tiyatro Asmin 2007 Memurin Faslı -Tiyatro Asmin 2007 Kördöğüşü -BST 2008 Deliriyoruz -BST 2008 Sevgili Barış -BST 2008 Sınır -BST 2008 Küçük Kara Balık -BST 2008 Kamyon -BST 2009 Kedi ile Palyaço -Şahmaran Çocuk Tiyatrosu 2009 Reşé Şevé (Karabasan) -DestAr-Theatre 2010 Qeşmerên Apoletî (Apoletli Soytarılar) -DestAr-Theatre 2010 Cerb (Deney) -DestAr-Theatre 2011 Bûka Lekî (Plastik Gelin) -DestAr-Theatre 2013 Gor (Mezar)- DestAr-Theatre 2015 Orası Benim (Kısa Performans)- KargART'ta tek sefer oyanandı. 2015 Di Tuwaletê De- (Tuvalette)- Şermola Performans 2016 Serencama Qijikan (Kargalar)- Şermola Performans- İstanbul Tiyatro Festivalinde yer aldı. |