Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
12 yaşındaki E.S., 2015'te kuran kursuna gittiği caminin imamı M. D. tarafından istismar edildi. Üç yıl boyunca tehditler nedeniyle korktuğu için durumu kimseye anlatamadı. Rehber öğretmeni 2017'nin sonlarına doğru durumu fark edip gerekli süreci başlattı.
Savcılığın incelemesi sonucu 2018'de açılan dava sürecinde beş buçuk ay kadar tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan M. D. ile ilgili, 21 Mart Perşembe günü görülen son duruşmada yine tutuklama talepleri reddedildi.
"Beraat etmesi suçsuz olması anlamına gelmez"
E.S.'nin davasının takipçisi olan Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) avukatı Adem Yaprak, 29 Mart Cuma günü Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek karar duruşması öncesi bianet'e dava sürecini anlattı.
Avukat Yaprak son duruşmada hem kendilerinin tutuklanması yönünde talepte bulunmalarına hem de savcılığın cezalandırılması yönünde mütalaa vermesine rağmen mahkemenin tutuklama talebini reddettiğini aktardı:
"Aslında mahkeme hukuki olarak reddebilir ancak mahkeme başkanının E.S.'ye davranışı, kullandığı cümleler bizi tedirgin etti. Tutuklama talebini reddettikten sonra E.S. ve annesi haklı olarak koltuğa yığıldılar bir anda. Öyle olunca da mahkeme başkanı 'Zaten hep aynı şeyleri söylüyorsunuz. Beraat etmesi suçsuz olması anlamına gelmez, bir sürü de avukatınız var. Üst mahkemede hakkınızı ararsınız.' gibi bir cümle kurdu.
"Aslında son kararını vermeden böyle bir cümle kurması da hukuken doğru değil. Bununla ilgili de gerekli hukuki süreci başlattık.
"Hakimin bu cümlelerinden dolayı biz 29'unda beraat çıkacağını düşünüyoruz, çünkü hakimin yaklaşımı da bu yöndeydi. Beden dilinden anladığımız buydu."
"Bize adalet yok!"
Duruşma çıkışında E.S'nin de baygınlık geçirdiğini, kardeşi ve annesinin de fenalaştığını belirten Yaprak, annenin cümlelerini tekrar aktardı: 'Biz şalvarlıyız, biz köylüyüz diye mi bunlar bizim başımıza geliyor! Bize adalet yok!' diye haykırışını duyduk. O haykırışları unutmam mümkün değil."
Tutuksuz yargılama süreçlerinin bu tür davalarda çocukları yaraladığını belirten avukat Yaprak şunları söyledi:
İhbarı rehber öğretmen yaptı
"E.S. başta korkusundan ve kimsenin kendisine inanmayacağını düşündüğünden dolayı olayı anlatamamış. Rehber öğretmen çocuktaki anormalliği fark edip üzerine gidiyor da ortaya çıkıyor durum. Tutuksuz yargılama bu tür davalarda özellikle de çocuklarda şu tür bir algı oluşturuyor, 'Bana bu kötülüğü yaptı ama dışarıda serbestçe gezebiliyor.'
"Bu davanın dosyasında çok net deliller var, adli tıp raporu var. Ama buna rağmen tutuksuz yargılama yönünde bir karar verilmiş. Bu da ister istemez çocukta ikinci bir travma yaratıyor.
"Yargılama sürecinde çocuklarımızı çok yıpratıyoruz"
"Ayrıca çocuğun her duruşmaya gelip tutukluluğun reddine kararını duyması zaten adalete olan inancını da yok ediyor. Ayrıca o da bir travma yaratıyor. Yani anlayacağınız bu yargılama kısmında çocuklarımızı çok yıpratıyoruz.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan da bir avukatın davada bulunduğunu belirten Yaprak, E.S'nin ilk duruşmada ifadesi alınırken bir pedagogun olduğunu ancak sonraki duruşmalarda herhangi bir uzmanın olmadığını aktardı:
"Aslında bundan da muzdaribiz. Çocukların sağlığı ve psikolojileri için mutlaka çocukların yanında bir uzman pedagog olmalı. Bunun için de çabalıyoruz.
"Bir çocuk mağdur olduysa, hakkını arıyorsa, o süreçte ikinci kez mağdur olmasın. Süreç zaten çok yıpratıcı. Biz yetişkinler için bile çok yıpratıcı bir süreçken çocuğu direkt olarak o ortamın içine sokmak, hem de böyle en yalın haliyle, çok da doğru değil."
"İstismarcı, bizim için sadece istismarcıdır"
M. D.'nin avukatı Ramazan Çırak'ın AKP'nin eski Adana-Çukurova İlçe Başkanı olduğunun sosyal medyada duyurulması üzerine ise şu cümleleri kuruyor Adem Yaprak:
"Biz açıkçası bu tarz istismar davalarının siyasallaştırılması taraftarı değiliz. İstismarcının kimliği de bizim için önemli değil. İstismarcı bizim için sadece istismarcıdır. İmam olur, öğretmen olur, profesör olur... Çünkü bunların kimlikleri değişebiliyor. Belli meslek grupları, belli kitlelere yönelik şeyler değil. Dosyalara bakarsanız çok farklı kesimlerden insanlar var bu suçu işleyen. Biz çocuğun üstün yararı çerçevesinde hareket ediyoruz."
Olaya dikkat çekmek için sosyal medyada #tarsuscocugunasahipcik başlığıyla kampanya başlattıklarını belirten Yaprak, UCİM'in Mersin merkezli bir dernek olduğunu ancak Türkiye'nin her yerinde avukatlarının olduğunu belirtti:
"UCİM'in internet sayfasında ihbar hattı var. Telefon ya da mail üzerinden ihbar yapılabiliyor. Çocuklar, aileleri ya da genellikle rehber öğretmenler ihbarda bulunuyor. Biz de hemen ihbar üzerine o ildeki arkadaşlarımızı görevlendirip dosyayı inceliyoruz." (AÖ)
Fotoğraf, Twitter'dan alınmıştır.