Gençlik örgütlerinin öncülüğünde sendikalar, akademisyenler, avukatların da aralarında olduğu 23 kurum* Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma Ağı’nı (TÖDA) kurduklarını ilan etti.
TÖDA, 30 Ekim’de kuruluşunu ilan ettiği basın toplantısında öğrenci tutuklamalarının yoğunlaştığı 2011-2012 yıllarındaki oranlara yaklaştığına dikkat çekti.
Tutuklama için “AKtrollerin hedef göstermesi yetiyor” denilen açıklamada sosyal medya paylaşımları, sloganlar, pankartlar nedeniyle Cumhurbaşkanına hakaret, örgütlenme ve protesto hakkı kapsamındaki eylemlerin örgüt üyeliğiyle suçlanmaya vardığını belirtiler.
Öğrenciler Meryem Taşdemir, Can Memiş ve Avukat Hüseyin Boğatekin ile TÖDA’nın kuruluş sürecini, öğrencilerin tutuklanmasını, sorunlarını ve çalışmalarını konuştuk.
Özellikle 7 Haziran sonrasında öğrencilerin tutuklanmasının arttığına dikkat çektiler. Tutuklu öğrenci listesini hala hazırlamaktalar ancak sayının 100’e yaklaştığını belirtiyorlar.
Öğrenciler: 7 Haziran’dan sonra tutuklamalar arttı
Meryem Taşdemir, toplu öğrenci tutuklamalarının olduğu 2011-2012 döneminde kurulan Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma Ağı’nın tahliyelerin olmasıyla aktif çalışma yürütmediğini ancak özellikle 7 Haziran sonrası tutuklamaların artmasıyla TÖDA’yı kurma kararı aldıklarını anlattı.
Tutuklamaların özellikle HDP içinde seçim çalışması yürüten öğrencilere yöneldiğini anlatan Taşdemir, toplumsal olaylarda yer alan üniversite öğrencileri ile lise öğrencilerinin de tutuklamalarla karşılaştığına dikkat çekti.
Can Memiş, 2011 döneminde ana davalar etrafında yaşanan öğrenci tutuklamalarının bu kez tek tek yaşandığını ve ilginin dağıldığını ancak tutuklamaların giderek arttığını söyledi.
TÖDA, tutuklu öğrencilerin bilgisine ulaşmak için çalışıyor. Böylece hem tutuklu öğrencilerle dayanışma sağlamak hem de kamuoyunda bu konuda dikkat çekmek için çalışmalar yapacaklar.
Avukat Boğatekin: Öğrenciye tutukluluk en ağır tedbir
Avukat Hüseyin Boğatekin, tutuklama gerekçelerini “Cumhurbaşkanlığına hakaret, Kürt gençler açısından ise örgüt üyeliği ya da propaganda” suçlamaları olarak açıkladı.
“Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğrencisi Erol Canpolat facebook paylaşımları nedeniyle örgüt progandası suçlamasıyla tutuklandı. 2911’e muhalefet, öğrencilerin evlerinde bulunan kitaplar gibi artık klasikleşen gerekçelerle tutuklanıyorlar.”
“Tutuklanmadan sonra uzak kentlere sürgün edilmeler başladı. Müvekkilimiz Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Hakan Demir, İstanbul’da tutuklandı, habersizce İzmir F Tipi cezaevine sürgün edilmiş.
“Ortada ne suç işleyen öğrenci var ne de yasaya uygun hareket eden polis var. Hukuka aykırı hareket eden polis ve eğitim hakkı elinden alınmış öğrenciler var.
“Tutuklamalarla öğrencilere deniyor ki; en basit suçtan dahi eğitim hakkın engellenir. Henüz iddianameler yok. Dosya durumlarına baktığımızda bize göre hepsi beraat eder. Tutuklamanın yasadaki alternatifi adli kontroldür. Öğrenciler doğal adli kont altında. Öğrenciye tutukluluk hep çok ağır bir tedbir olmuştur.”
Hasta tutuklu öğrenciler
Tutuklu öğrencilerin eğitim hayatlarının aksaması ortak sorun.
Boğatekin ve öğrencilerin dikkat çektiği diğer nokta ise hasta tutuklu öğrenciler.
HDP MYK üyesi ve İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümü öğrencisi Bayram Yılmaz kalp hastası, Marmara Üniversitesi öğrencisi Resul Özbey verem hastası. Hasta tutuklu öğrencilerin tedaviye erişimindeki engellere dikkat çektiler. (BK)
TÖDA bileşenleri: Anarşist Gençlik, Bağzı Üniversiteliler, DEM-GENÇ, DEV-GÜÇ, Devrimci Yolda Devrimci Gençlik , Direnişçi Üniversiteliler, Eğitim-Sen İstanbul 6 No’lu Şube, Ezilenlerin Hukuk Bürosu , EHP Gençliği, Fikir Kulüpleri Federasyonu, GENÇ-SEN, Hevî LGBTİ İnisiyatifi , HDP Gençlik Koordinasyonları, HDK Gençlik Meclisleri, Kaldıraç’tan Öğrenciler, Öğrenci Dayanışması, Öğrenci Kolektifleri, Özgürlükçü Gençlik Derneği , Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu, SYKP Üniversite Meclisi, TTB Öğrenci Komisyonu, Yeşil ve Sol Gençler.