* Fotoğraf: Tansu Pişkin - İstanbul / bianet
İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş’ın yargılandığı davanın dördüncü duruşması yarın İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
TIKLAYIN - Adalet Arayışın, Adaletsizliği Yenecek
Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Ustabaş, Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeği nedeniyle hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın cenazesine katıldığı gerekçesiyle 11 aydır tutuklu. Ustabaş’ın yanı sıra Adil Kayam ve Ali Olcayto Öğretmen’in de tutuklu yargılandığı dosyada sanıklardan Özgür Arslan ile Helin Bölek de farklı suçlamalardan tutuklu yargılanıyor.
“Ben daha savcıyı görmedim”
Duruşmalara getirilmeyen, savunması Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile alınan Ustabaş, geçen duruşmada şunları söylemişti:
“100 bin kişi ‘devrim şehitleri ölümsüzdür’ sloganı atmış ama sadece iki kişi sanık yapılıp yargılanıyor. Dahası ‘Devrim şehitleri ölümsüzdür’ sloganı nasıl atılmış, hangi durumda atılmıştır? Bunlar hiç sorgulanmıyor.
“SEGBİS’in azizliği… Ben daha savcıyı görmedim. Lafı uzatmanın alemi yok. Şimdi savcıya ‘zoom yapmanın’ adil yargılamayı sağladığını mı düşünüyorsunuz? Bu kadar süredir tutukluyum, şimdi kameraya konuşarak savunma yapmaya çalışıyorum.”
“Neden ve hangi gerekçelerle Kırıkkale’deyim?”
Berkay Ustabaş, Ekim 2018 tarihli mektubunda şu soruları sordu:
“Herhangi bir Hukuka Giriş kitabını açın ve bakın: Hepsinde tutuklamaya gerekçe olabilecek iki eylemden söz edilecektir. Biri ‘kaçma şüphesi’, diğeri ise ‘delillerin karatılma ihtimali’.
“Şimdi soruyorum, evime yönelik baskından hemen sonra üstelik gözaltında dahi değilken soruşturma savcısına kendi ayağımla giderek ifade vermişken, dahası 20 yıldır aynı yerde ikamet ettiğim ve aynı kentte üniversite okuduğum göz önüne alındığında nasıl bir kaçma şüphesinden söz edilebilir?
“Yine soruyorum: Beş yıl önce katıldığım ve dönemin neredeyse tüm gazetelerinin ilk sayfasından duyurduğu bir cenazenin yazılı ve görsel tüm delilleri ortadayken hangi delilin toplanması gerekçe gösterilerek üç duruşmadır tahliye edilmiyorum?
“Ve yine İstanbul’da doğup büyümüş, ailesi de bu kentte yaşayan biri olarak neden ve hangi gerekçelerle Kırıkkale’deyim, 10 aydır ailemden ve arkadaşlarımdan uzakta bir hapishane hücresinde tutuluyorum?”
“Memleketin topyekûn bir açıkhava hapishanesine çevrildiği ülkemizde ‘naiflikle’ suçlanmak pahasına şunları da eklemiş olayım: İstisnai bir tedbir olması gereken tutuklamanın cezai tedbir olarak uygulanması hangi hukuk normlarına dayanıyor?”
Ne olmuştu?Devrimci Gençlik Dernekleri Genel Sekreteri Berkay Ustabaş’ın ailesiyle birlikte yaşadığı evi 20 Aralık 2017’de özel harekat polisleri tarafından basıldı. O sırada evde olmayan Ustabaş, 5 Ocak 2018’de ifade vermek için gittiği İstanbul Adliyesi’nde tutuklandı. 23 Ocak’ta beraberindeki 11 kişi ile Silivri 9 No’lu Kapalı Hapishanesi’nden Kırıkkale F Tipi Hapishanesi’ne sevk edildi. Avukatları sürgün sırasında işkenceye ve çıplak arama dayatmasına maruz bırakıldığını, kitaplarına ve kıyafetlerine el konulduğunu açıkladı. Kırıkkale’deki tutukluluk sürecinde de “görevi başındaki memura direnmek” gerekçesiyle hakkında soruşturma açıldı. Ustabaş’a bir ay süreyle görüş ve iletişim yasağı verildi. İddianamede TEM kayıtları varİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede Ustabaş’ın “Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme bunların hareketlerine katılma”, “Toplantı veya yürüyüşlere silah ile katılma”, “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamalarıyla cezalandırılması isteniyor. İddianamede, Berkin Elvan’ın tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetmesinin ardından 12 Mart 2014’te düzenlenen cenaze töreninin öncesi ve sonrasında, Berkay Ustabaş'ın da eylem yapan grubun içerisinde olduğu belirtildi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü arşiv kayıtlarına da yer verildi. Suç: “Gezi direnişine katılmak”Ustabaş’ın 11 Haziran 2013’te Gezi direnişinde düzenlenen gösterilere katılarak, “güvenlik güçlerine ve çevreye saldırıda bulunan 72 şahısla beraber gözaltına alındığı ve serbest bırakıldığı” aktarıldı. Ustabaş’ın “terör örgütünün yaşam tarzını tam bir bağlılıkla benimsediğinin, örgütün direktifleri ve fikirleri doğrultusunda eylemlerde bulunarak örgütün hiyerarşisine tabi olduğunun” öne sürüldü. Ayrıca "Ustabaş’ın terör örgütüne ait renk, flama ve pankartları açmak suretiyle kanuna aykırı gösterileri düzenlediği, kolluk görevlilerine direndiği" ileri sürüldü. |
(AS)