Barınma hakkı mücadelesiyle gündeme gelen ve sonrasında tutuklanan üniversite öğrencisi Burak Başer bianet’e gönderdiği mektupta yaşadıklarını ve yaklaşan duruşmasını anlattı.

KYK YURDUNDAN ATILAN ÜNİVERSİTELİ
“Öğrenci değil, müşteri olarak görülüyoruz”
İstanbul Üniversitesi – Cerrahpaşa Basım ve Yayım Teknolojileri bölümü öğrencisi Burak Başer, üç yılı aşkın Kandıra Cezaevi’nde tutuluyor.
Başer, yaşadıklarını “Demokratik haklarımızı kullandığımız için terörize edildik” sözleriyle özetliyor.
“19 yaşımda tutuklandım, 22 yaşımdayım"

Başer, 19 yaşındayken tutuklandığını, bugün 22 yaşında olduğunu ve üç yıldır eğitiminden uzak bırakıldığını belirtiyor:
“Yurttan atıldım, süresiz direnişime gittim, tutuklandım. Tutuklanmama rağmen hakkımı kazandım. Serbest bırakıldım, üç ay geçmeden tekrar tutuklandım. Direnmeye ve kazanmaya devam ederek ayakta kalmaya çalışıyorum.”
Ablası Sıra Başer’in de Grup Yorum davalarında yargılandığını hatırlatan Burak Başer, “Öğrenci, sanatçı, işçi, memur ve gazeteciler – tüm kesimler baskılara uğruyor. Hepimize yara açılan bu. Demokratik haklarımızı kullandığımız için yaşıyoruz bunları. Bu nedenle bir arada durmak zorundayız” diyor.
“Yemekler bozuktu, şikâyet ettik, yurttan atıldım”
Başer, 2021’de İstanbul’a geldiğinde Esenyurt KYK Erkek Öğrenci Yurdu’na yerleşti. Yurt yemeklerindeki sorunlara karşı diğer öğrencilerle birlikte tepki gösterdiklerini şöyle anlatıyor:
“Günlerce yemek yemeyerek şikâyet ettik. Yurt görevlileri bizi Gençlik Spor Bakanlığı’na şikâyet edip attırmakla tehdit etti. Fotoğrafımızı çektiler. Sonunda yemeklerde biraz iyileştirme yapıldı ama biz haksızlıklara karşı çıkmaya devam ettik. Bunun üzerine orantısız disiplin cezaları verildi. Bir yıl uyarı cezası aldım, sonra tamamen yurttan atıldım.”
“Yurt önünde çadır kurdum, 6 hafta direndim”
Yurttan atılmasının ardından Başer, yurt önünde çadır kurarak 6 hafta süren bir direniş başlattı. 5. haftada imza kampanyası başlattığını ve bir haftada 300’den fazla imza topladığını söyledi.
“Basına açıklamalar yaptım, videolar çektim. Direniş yaptım. Yurda geri geldiğimde üçüncü günümde, bu videolar gerekçe gösterilerek ikinci kez tutuklandım” dedi.
Gençlik Spor Bakanlığı’nın yurda müfettiş gönderdiğini ancak hiçbir değişiklik olmadığını belirten Başer, “Demokratik haklarımızı kullandığımız için terörize edilerek tutuklandım” diye ekledi.
“Gizli tanıkla komplo dosya”
Başer, serbest bırakıldıktan kısa süre sonra yeniden gözaltına alındığını ve bu kez gizli tanık ifadesiyle tutuklandığını söyledi:
“Kim olduğu belirsiz bir tanık soyut ve çelişkili beyanlarda bulundu. Bu tutukluluğum 1,5 yıla yaklaştı. Bugüne kadar her duruşma haksız ve hukuksuz şekilde ertelendi. En son 10 Temmuz’daki duruşmada savcı mütalaa açıkladı ve ceza istedi.”
Suçlamalar: Basın açıklaması ve piknik
Başer hakkında açılan davada öne sürülen suçlamalar ise dikkat çekici:
- Basın açıklaması yapmak: “O günlerde hapisteki Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım adil yargılanma talebiyle ölüm orucundaydı. Taleplerinin insani talepler olduğunu söyleyerek İstiklal Caddesi’nde basın açıklaması yaptım. Gözaltına alındım, sonra serbest bırakıldım.”
- Arkadaşlarla piknik yapmak: “Savcı ‘örgütsel piknik’ diyor. Belgrad Ormanı’nda arkadaşlarımla piknik yaptık, mangal yaptık, türkü söyledik. Ne pankart vardı ne propaganda. Buna rağmen hakkımızda örgütsel piknik iddiası ortaya atıldı. Yani piknik yapma hakkımız bile terörize edildi.”
“Adaletsizlikler duyuruldukça son bulur”
Başer, mektubun sonunda şu çağrıyı yapıyor:
“Demokratik haklarımızın kriminalize edilmesine karşı bu adaletsizlikleri duyurun. Çünkü adaletsizlikler duyuruldukça son bulur.”
Başer’in karar duruşması 9 Ekim günü saat 11.55’te Çağlayan Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. “Meşhur yerde, bulması kolay” diyen Burak Başer, kamuoyunu bu duruşmaya çağırıyor:
“Gelin, bir de benden dinleyin.”
(EMK)











