Ergenekon zanlısı olarak tutuklanan ve sağlık durumu kötüleşmesine rağmen tahliye edilmeyen Kuddisi Okkır’ın ölüm döşeğinde tahliye edilmesi ve kısa bir süre sonra hayatını kaybetmesi gözleri yeniden cezaevlerine çevirdi.
bianet Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) genel sekreteri doktor Metin Bakkalcı ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Yöneticisi ve Cezaevleri Komisyonu üyesi Sevim Kalman’a cezaevlerindeki sağlık uygulamalarını sordu.
Tutukluların hakları gözetilmeli
Cezaevlerindeki sağlık meselesinin her dönem ciddi bir problem olduğunu söyleyen Bakkalcı şöyle konuştu:
"Cezaevlerindeki insanların dışarıda olan insanlarla hakları aynıdır, aynı olmalıdır.Bir kişinin tutuklu olması onun bir insan olarak sağlık haklarından mahrum kalması anlamına gelmez. Sağlık müdahaleleri sırasında gizliliğe önem verilmeli, kişilik haklarına ve kişinin özerkliğine hürmet edilmeli ve bu ve hekimin bağımsız olarak mesleğini yerine getirmesi sağlanmalıdır.”
Bu sorun sadece Zavar ve Okkır sorunu değil
“Adalet bakanlığının hekim istihdamındaki aksamalarını, cezaevi görevli personeli ve finansman konusunda problemler yaşadığını bildiklerini” söyleyen Bakkalcı bu problemlerin ötesinde ortaya çıkan gerçeklikleri şöyle sıraladı:
“Bu teknik problemler ve zihniyet problemleri nedeniyle cezaevlerindeki insanlar düzgün sağlık hizmeti alamıyorlar. İnsanlar ihtiyaç duyduğunda hekime ulaşamıyor. Hekime ulaştığında gerekli tıbbi yardımı almakta ve sevklerde ciddi bir problemle karşılaşıyorlar.
Bu sevkler bir şekilde gerçekleştiğinde ilgili sağlık kurumlarının cezaevlerinden gelenlere karşı ayrılan üniteler yetersiz. Bağımsızlığı ortadan kaldıran bir ortam var. İnsan olarak baktığımızda görünmeyen bir süreç sonucunda hekimler mesleklerinin gerekliliklerini yerine getiremiyorlar.”
Bakkalcı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son yıllardaki verilere bakıldığında bir çok kişi hayatını kaybetti. Bugün mevcut yasal mevzuatımızda, eğer cezaevi koşullarında tedavisinde problem olan kişiler için infazları durduran maddeler yer alıyor. Kişilerin salınması gerekiyor. Ama bu salınma meselelerinde bir keyfiyet görüyoruz.
Okkır’ın vefatı bunun bir başka örneği. Bütün kamuoyu bilmelidir ki sadece Okkır’ın sorunu değil bu. Bizim tespitlerimize göre şu an 42 tutuklu var tahliye bekleyen. Zikredilen isimlerden biri olan Erol Zavar nispeten biliniyor. Dolayısıyla cezaevlerindeki sağlık meselesi ciddi bir sorun olarak duruyor önümüzde.”
Tutukluların yaşam hakları yok sayılıyor
İHD İstanbul Yöneticisi Kalman bianet’e şunları söyledi:
“Bize gelen bilgiler, başvurular ve ailelerin aktarımları doğrultusunda ciddi anlamda sağlık sorunları yaşanıyor. Örnek vermek gerekirse tutukluları tedavi için doktora götürürken kelepçeleri açılmadığı için buna tepki gösteriyorlar ve tedavi olmadan geri dönüyorlar.”
“Genelde cezaevlerine gelen sağlık elemanlarının çoğu pratisyen, uzman doktor değil. hastalar sağlık şikayetiyle gittiklerinde çok ciddi müdahaleler yapılamıyor” diyen Kalman’a göre Zavar ve Okkır örneklerinde de görüldüğü gibi tutukluların yaşam hakları yok sayılıyor.(BÇ/EZÖ)