Uluslararası gazeteci örgütlerinden temsilciler, Türkiye'deki tutuklu gazetecilerin durumuna dair hazırladıkları rapor için tutuklu gazeteci yakınlarını dinledi.
Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun (GÖP) Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nde (TGC) düzenlediği toplantıda, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercan İpekçi'nin moderatörlüğünde, Avrupa Gazeteciler Birliği Başkan Yardımcısı Saia Tsaouasidou, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Avrupa Sorumlusu Johann Bihr, Avrupa ve Kuzey Amerika Basın Özgürlüğü Danışmanı Steven Ellis, Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Arne Konig konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Melda Onur da eski bir gazeteci olarak tutuklu gazetecilerin durumunu partisi adına izleyeceğini söyledi, kamuoyu desteğinin önemini vurguladı.
Temsilciler, Türkiye'deki basın ve ifade özgürlüğü mücadelesinin sadece şimdi değil her zaman yanında olacaklarını, Türkiye'deki tutuklu gazetecilerin durumu dünyaya duyurmak içinde ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
Tutuklu gazeteci yakınları da eşleri, babaları ve kardeşlerinin neyle suçlandığını bilmeden, hiçbir kanıt olmadan aylarca, yıllarca cezaevinde tutulduğunu anlattılar, cezaevi koşullarını, görüş ve görüşe gitme zorluklarını paylaştılar, gazeteci örgütlerinin dayanışmasının devamını dilediler.
Suzan Okar (Bilim ve Gelecek Dergisi editörlerinden tutuklu Baha Okar'ın eşi): Eşim ''Devrimci Karargah'' operasyonundan bir buçuk yıldır tutuklu. Asılsız iddialarla F tipi cezaevinde, sekiz metrekarede yaşıyor; bir çiçek bile götüremiyorsunuz. Elimdeki bir sürü delili mahkemeye de sunduk. Başbakan ve cumhurbaşkanı gazetecileri, yargı sonuçlanmadan örgüt üyesi gibi gösteriyor.
Şükrü Kurşun (Azadiye Welat Yazı İşleri Müdürü Vedat Kurşun'un babası): Oğlum gerçekleri dile getirdi, kimseyi öldürmedi, eline silah almadı. 166 yıl ile hapisle yargılandı; suçu gazeteci olmak ve Kürtçe gazete çıkarmak. Dört yıldır Diyarbakır D tipi cezaevinde.
Vecide Şener (Milliyet Gazetesi yazarı OdaTV'den tutuklu Nedim Şener'in eşi): Dünkü duruşmadan sonra ne olacağı konusunda hiç emin değilim. Sanki hüküm giymiş gibiler. Saz çalmak istemişler ama 'sizi saz kursuna koyarsak tepki gelir sizi koruyamayız' demişler. Onu koruyamayan bir cezaevinden bahsediyoruz. Hükümlü gibi ayda bir gün açık görüş hakkımız var. Dokuz aydır tutuklu. Adalet ve hukuku ararken adaletsizliğe ve hukuksuzluğa uğradı."
Suat Balbay (Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ergenekon'dan tutuklu CHP milletvekili Mustafa Balbay'ın kardeşi): Ağabeyimin mektubunu okuyorum: "Bir gazetecinin arşivinden suç üretmeye giriştiğinizde her gazeteciyi bununla suçlayabilirsiniz. Birkaç yıl önce kitaplarıyla ödül alan gazeteciler şimdi yargılanıyor. Pek çok gazeteci arşivlerini yok etmektedir bu da gazeteciliğin ölümüdür. Gazetecilik bir ülkede kısıtlanırsa diğer ülkeler de etkilenir. Bu yüzden dayanışma çok önemlidir. Özgür bir dünya özlemiyle."
Eylül Dergisi editörlerinden tutuklu Erdal Süser'in eşi: Eşim, örgüt üyeliğinden 22 aydır hükümlü. Eylül Dergisi cezaevi koşullarını anlatıyor, bu yüzden tutuklu her kesimden insanla görüşülüyor. Teknik takipte Süser'e cezaevinden gönderilen tüm kart ve mektuplar alındı.
Kadriye Adanır (Hawar gazetesinden Bedri Adanır'ın ablası): Kardeşim iki yıldır cezaevinde. Görüşe girerken pantolon düğmelerimiz öttüğü an geri çevrilebiliyoruz. Onların sesi olmak isterken bizler de tedirginiz; bizlerin de sesini kısmak isteyecekler.
Tuncay Özkan'ın kardeşi: Türkiye'de kardeş sayısı çok hepsini görüştüremeyiz diye beni bir süre görüştürmediler. Kendisine yazılan dayanışma mektuplardan birini yazan bir kadına "Silivri Kampı" ve "Seni buraya koyan Başbakan Hitler" dediği için cezai işlem başlatıldı. Bir buçuk yaşındaki yeğenini bile kavgayla içeri aldılar.
Faruk Yıldız (OdaTV yazarı ve aynı davadan tutuklu Müyesser Yıldız'ın ağabeyi): OdaTV'ye beş altı ay kadar dışarıdan yazı gönderdi; tutuklanma nedeni bu. Ergenekon davasından birbirini tanımayan insanlar toplantılar vesilesiyle tanışıyoruz; halbuki bu insanlar bir örgütteymiş gibi yargılanıyor."
Reza Kaya (Dicle Haber Ajansı (DİHA) temsilcisi Kadri Kaya'nın kızı): Koma Betan grubun bir şarkısı bile iddianameye girdi. Ana dilinde savunmasına izin vermediler. 10 kişinin yargılandığı davada hiçbiri birbirini tanımıyor. Sekiz aydır beni boş yere babamsız bıraktılar. Babam Batman M tipi cezaevinde.
İbrahim Çiçek (Eski Özgür Radyo yöneticisi Füsun Erdoğan'ın eşi, eski Atılım gazetesi Genel Yayın yönetmeni): Dört buçuk yıl tutuklu kaldım, duruşmam düştü. Tekrar tutuklandım, beş yıl yattım hala MLKP'den tutuksuz yargılanıyorum. Sosyalistler ve Kürtler hiçbir zaman gazeteci kabul edilmedi; bize militan ve terörist ilan ettiler. Sosyalist ve Kürtler içeri alınırken herkes sustu, şimdi bizimle yan yana olduğunuzu söylüyorsunuz bu geç ama güzel bir gelişme.
Özge Terkoğlu (OdaTV'de gazeteci Barış Terkoğlu'nun eşi): Sürekli bu davaları izleyebilirsek bir sonuca varabiliriz. Gazetecilerin davalarında farklılıklarımızı bütünleştirerek birlikte, güçlü bir şekilde mücadele etmeliyiz.
OdaTV yazarı Coşkun Uslu'nun kardeşi: Ağabeyim 26 yaşında, ODTÜ'de Kürt sorunu ve Ortadoğu üzerine uzmanlaşan bir araştırma görevlisi. İnternette gündeme dair Kürt sorunu ile konuşması iddianamede yer alıyor. Ağabeyim, uluslararası heyetten içerideki hiç kimsenin unutulmaması gerektiğini iletmemi istedi.
Necati Abay (Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcüsü, Atılım gazetesi, 18 yılla yargılanıyor): Bomba eylemlerinin haberlerini yapma diye tehdit edip, bu eylemlerinin koordinatörlüğünden gözaltına alındım. Her an tutuklu gazeteci olabilirim. (NV)