"Biz yıllardır halkların kardeşliği için şarkı söyledik. Ama adını bile bilmedikleri Terörle Mücadele Kanunu (TMK) nedeniyle yargılanan, demir parmaklar ardına atılan, dövülen, istismar edilen çocuklar oldukça bu dileğimizin gerçek olmayacağını biliyoruz. Bu çocuklar için adalet talep ediyoruz."
Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları'nın bugün Beyoğlu Alcazar sinemasında düzenlediği etkinliğe katılan Kardeş Türküler tutuklu çocuklar için Türkçe, Kürtçe, Ermenice, Arapça ve İspanyolca şarkılar söyledi.
Avukat Filiz Kerestecioğlu ve psikolog Banu Vardar'ın da katıldığı etkinliğin açılış konuşmasını yapan oyuncu Serdar Orçin "Yargılanan, hapsedilen çocukların çoğunluğunun Kürt olması nedeniyle bazı çevrelerin bu vahim durumu 'Kürt' ya da 'Doğu' meselesine çekerek daraltmaya çalıştıklarını" söyledi.
"Yargılanan protesto etmek, bir şeye karşı çıkmak"
Orçin'in ardından hukuki duruma ilişkin bilgiler veren avukat Kerestecioğlu, "TMK'nin değişmesinin sorunun çözümü için yeterli olmayacağını, 'çocukların ne olursa olsun çocuk oldukları' konusunda bir farkındalık yaratmak için çok önemli olduğunu söyledi:
"Şu anda yargılanan aslında adaletsizlikleri protesto etmek, genç olmak, karşı çıkmak. Bu gençlik düşmanlığının önüne geçmek, hak arama bilincini geliştirmek için daha etkili, geniş kampanyalar yürütülmesi gerek."
Psikolog Vardar konuşmasına tutuklu çocukların yaşadıkları eğitim sorununa değinerek başladı.
"Bu çocuklar serbest bırakıldıktan sonra okullarına dönemiyor.Okullar 'Başımıza bela almayalım. Zaten okulun kapanmasına az bir zaman kaldı' diyerek çocukları geri almayı reddediyor. Bu çocuklar adım adım bir yere doğru itiliyorlar. Yalnızca onlarda değil, küçük kardeşlerinde, kuzenlerinde de damla damla büyüyen öfkeyi görebiliyorsunuz."
Tutuklu çocukların mahkemelerde gördükleri muameleyi de eleştiren Vardar, geçtiğimiz günlerde TBMM'de 20 milletvekiliyle yaptıkları görüşme hakkında bilgi verdi:
"Hepsi 'Evet bu çok önemli bir sorun, halletmeliyiz' dediler. Ama her geçen gün bu çocukların sayısı katlanarak büyüyor, acılar artıyor. Durumun aciliyetinin farkında değiller. Sözlerini tutmalarını istiyoruz, bunun için baskı yapacağız."
Sefaradlardan Aşık Mahsuni'ye
Diyarbakır Barosu'nun tutuklu çocukların gördükleri muameleyi gösteren fotoğraflardan oluşan sinevizyon gösteriminin ardından Kardeş Türküler grubu sahneye çıktı.
Evladını kaybeden bir annenin feryadını anlatan "Hem okudum hem de yazdım" türküsüyle dinletisine başlayan grup ardından Ortadoğu'da hayatta kalmaya çalışan çocuklara ithafen Arapça şarkı "Yuyu" ve İspanyol Yahudilerine ait "Los Bilbilos"u seslendirdi.
Ermenice şarkı "Bingöl"ü doğdukları yerlerden zorunlu olarak göçen çocuklara adayan Kardeş Türküler daha sonra konserlerine gelen çocukların en sevdikleri şarkı olduğunu söyledikleri Kürtçe "Mirkut" ile programlarını sürdürdü.
Kardeş Türküler'in son türküsü Aşık Mahsuni Şerif'in hapisanede yazdığı "Dargın Mahkum"du.
Grup türküyü hapishanelerde yaşamak zorunda bırakılan tüm çocuklar için söyledi.(BÇ)