Savunma Nöbeti'nden avukatlar, anayasa, hukuk ve demokrasiye sahip çıktıkları için gözaltına alınan, tutuklanan ve yargılanan avukatlara destek amacıyla “Savunma Nöbeti” başlattı.
“Savunma Nöbeti”nin ilk buluşması, bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi C Blok’ta yapıldı. Savunma Nöbeti başlatan avukatlar ilk önce Adliye içinde buluştu. Alkışlarla C Kapısına yürüyen avukatlara Dilek İmamoğlu da destek verdi.
“Anayasa fiilen rafa kalktı”
Adliye önündeki basın açıklamasında ilk olarak Avukat Tuba Torun konuştu.
Meşruiyet zemininin ortadan kalktığı, İktidarın artık halkı manipüle ederek toplumsal rıza almak gibi bir derdinin bile kalmadığı,
Dolayısıyla toplum sözleşmesinin tek taraflı şekilde iktidar tarafından çoktan feshedildiği,
Rahatlıkla “sert otoriter” olarak nitelendirebileceğimiz bir yönetime maruz bırakıldığımız günler yaşıyoruz.
Bu kötü tablo içerisinde çok yazık ki meslektaşlarımız da açık saldırı ve tehdit altında.
Av. Selçuk Kozağaçlı 8 yıldır Silivri’de tutuluyor.
Av. Can Atalay 3 yıldır tutsak, milletvekili oldu, AYM kararı yok sayıldı, haksızca tutulmaya devam ediliyor.
Keza Selahattin Demirtaş, meslektaşımız, yıllardır siyasi tutsak.
Son aylarda ise ülke çapındaki belediye operasyonları çerçevesinde milletvekilleri, parti yöneticileri, belediye başkanları ve bürokratlar tutuklandı. Bu kişilerin arasında Av. Oya Tekin, Av. Atilla Özen, Av. Celal Tekin, Av. Erdal Celal Aksoy ve adını sayamadığımız çok sayıda meslektaşımız var.
Av. Mehmet Pehlivan, yalnızca avukatlık mesleğini icra ettiği için 100 günü aşkın süredir Çorlu kuyu tipi cezaevinde insan haklarına aykırı şekilde tutsak.
Bizler, tüm bu haksızlıklara karşı itirazımızı dile getirmek ve mesleki onurumuz için ses yükseltmek adına “Savunma Nöbeti” tutmaya karar verdik.
Her hafta Perşembe günleri kural olarak İstanbul Adliyesi’nde savunmayı savunmak üzere bir araya geleceğiz.
Biz biliyoruz ki, en büyük güç amasız fakatsız bir araya geldiğimiz, yan yana durduğumuz zaman ortaya çıkan bu güç. Bizim gücümüz haklılığımızdan geliyor. Ve biliyoruz ki bu gücün karşısında hiçkimse-hiçbir şey duramaz. Haklılar kazanacak, adalet ve özgürlük kazanacak!
"Savunma susmadı, susmayacak"
“Savunmaya özgürlük için buradayız” dedi. Sonrasında Avukat Sinem Keleş mahpus avukat Mehmet Pehlivan’ın mesajını okudu.
Pehlivan mesajında şöyle dedi: “Demir parmaklıklar ardından geçen günler bana bir gerçeği her zamankisinden daha fazla hatırlatıyor. Avukatlık sadece bir meslek değil aynı zamanda özgürlüğün ve adaletin nefesidir. Bu nefesi kızmaya çalışanlara karşı bizim en büyük gücümüz dayanışmamızdır. Benim özgürlüğümden mahrum bırakılmam müvekkillerimin de sesini kısmaktır. Biliyorum ki bu şekilde ilk tutuklanan avukat ben değil umarım son olurum. Ben ışığın zor ulaştığı Kuyu Tipi Cezaevi’nde tutulsam da sizin dayanışma mesajlarınız bana güç veriyor. Savunma susmadı, susmayacak, susmaz.”
🔴 Avukatların 'Savunma Nöbeti' başladı
— bianet (@bianet_org) October 2, 2025
🗣 Tutuklu avukat Mehmet Pehlivan'ın mektubu Çağlayan Adliyesi önünde okundu: "Işığın en az ulaştığı, kuyu tipi hücrede tutuluyor olsam da dışarıdan gelen dayanışma sesiniz bu karanlığı delip bana ulaşıyor."
Video: @kepenekevrimm pic.twitter.com/ZXSYpwoOXl
"Savunmaa saldırı var"
Sonrasında İstanbul Barosu başkanı İbrahim Kabaoğlu konuştu ve şöyle seslendi:
“Anayasaya saygı, en başta yasama, yürütme ve yargı organlarına saygıdır. Bunun içerisinde özellikle yargının, demokratik olmayan siyasetin inşası yolunda kesinlikle araçsallaştırılmaması gerektiğini savunuyoruz. Bu konuda savunma mesleğini icra edenler olarak, anayasal düzeni koruyacağımızı, asla anayasaya aykırı uygulamaları kabullenmeyeceğimizi ve baromuzun sloganı olan fikir–eylem düzleminde tüm yurttaşlarımızın hak ve özgürlüklerini savunmak için görevimizi yerine getireceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarım.
"Çok sayıda kişi tutuklanıyor. Bunlar delilden hareketle değil, kişiden hareketle tutuklanmıştır. Bunlar seçilmiş kişiler, belediye başkanları, gazeteciler, kamu görevlileridir. O nedenle delilden hareketle tutuklanmadıkları için sonradan delil üretimine gidilmiştir.
Aylarca iddianameler hazırlanmadan tutuklu yargılamalar devam etmektedir. İhbarlarla, muhbirlerle, etkin pişmanlıklarla ceza hukukuna aykırı şekilde özgürlüklerinden alıkoyulmaktadırlar. Aslında savaş ortamında bile geçerli olan suçsuz sayılma hakkının ihlali de günlük uygulama haline gelmiş bulunmakta. Böyle bir süreçte savunmanın kilit işlevi öne çıkmıştır. Aynı zamanda savunmaya saldırılar da öne çıkmıştır.
Savunma mesleğinin evrensel kuralı kimi savunursa savunsun savunma ayrı bir öznedir. Kesinlikle müvekkilleriyle özdeş kılınmaz. Burada genel olarak anayasal düzene aykırı uygulamalar ikiye katlanmıştır. Savunma özneleri avukatlık kanununa göre artı güvenceye sahip olmakla birlikte buna bile saygı gösterilmeden keyfi olarak alıkonulmaktadırlar.”
(EMK)










