“Biz özgür basın çalışanlarına yönelik tutuklamalar ile tüm basına yönelik yeni bir şiddet dalgasını olağan hale getirmeyi amaçlamaktadırlar.
"Bu bağlamda ele alındığında Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığını ifade etmek isteriz. Biz Kürt Gazeteciler olarak basının daha özgür olabilmesi için özgür basın geleneği ve ilkeleri çerçevesinde mesleki faaliyetlerimizi yürüterek mücadelemize devam edeceğiz…”
“Mücadeleye devam sözü”nü yineleyenler 16 Haziran’da Diyarbakır’da tutuklunan 16 Kürt gazeteci.
16 Kürt gazeteciMezopotamya Haber Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, JinNews Haber Müdürü Safiye Alagaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFGD) Eş Başkanı Serdar Altan, Xwebun Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş ile gazeteciler Ömer Çelik, Neşe Toprak, Mehmet Şahin, Zeynel Abidin Bulut, Elif Üngör, Remziye Temel, Suat Doğuhan, Lezgin Akdeniz, İbrahim Koyuncu, Abdurrahman Öncü, Ramazan Geciken ve Mazlum Güler. |
İstibdat Dönemi, II. Abdülhamid’in Osmanlı’yı 30 yıl boyunca mutlak monarşi ile yönettiği dönemdir. Bu dönemde çıkan haberlerde grev, suikast, ihtilal, anarşi, sosyalizm hatta burun kelimesinin kullanılması dahi yasaktı.
TIKLAYIN - Diyarbakır'da tutuklanan gazeteciler kimdir?
Bu yüzden de gazeteleri elinde tutmak ve kendisine karşı bir isyan başlatılmasını önlemek isteyen Abdülhamit gazetelere sansür memurları atama kararı verdi.
"Haber suç delili olur mu?"
Uzun bir süre gazeteler memurların sansür süzgecinden geçtikten sonra yayınlanıyordu. Bu baskı ve sansüre dur diyen İstanbul’daki gazeteler, sansürcüleri içeri sokmama ve gazetelerini sansüre yollamadan basma kararı verdi. Bu olay, 24 Temmuz'un “Basın Bayramı” olarak kutlanmasına vesile oldu.
Fakat üzerinden 114 yıl geçmesine rağmen basının üzerindeki sansür ablukası değişmedi. 1971 darbesinden sonra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, gazetecilere yönelik sıkıyönetim, sansür ve baskılar nedeniyle 24 Temmuz’u basın bayramı olmaktan çıkarmış “Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü” olarak kabul ve ilan etti.
2022 Türkiye’sine baktığımızda ise gazeteciler üzerindeki baskı ve sansür gün geçtikçe şiddetini arttırıyor. Gazeteciler, sadece kamuoyunu bilgilendirdikleri için şiddete maruz kalıyor, hedef gösteriliyor, tehdit ediliyor, kısıtlanmaya çalışılıyor. Dördüncü güç olan basın, yargı karşısına çıkıyor. Suç delili olarak da kameralar, fotoğraf makinaları ve haberleri gösteriliyor.
AKP ve MHP’nin ‘dezenformasyonla mücadele’ iddiasıyla gündeme getirdiği ve yeni yasama dönemine ertelenen “Sansür yasası” ile de gazetecilere yeni cezaların önünü açıyor.
"Baskı her geçen gün artıyor"
Diyarbakır’da hukuksuz ve keyfi bir şekilde tutuklanan meslektaşlarımız 24 Temmuz Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü’nde, bianet’e mesaj yolladı:
“Sansürün kaldırıldığı ve basın bayramı ilan edilen 24 Temmuz gününün bir asır önceki uygulama ve baskılar ile yeniden karşılaşması ve kutlama yerine mücadele gününe evrilmesi, basın özgürlüğünde geldiğimiz noktayı en iyi özetleyen gelişmelerden biridir. Türkiye her dönem basın özgürlüğünde baskı ve tartışmaların olduğu bir ülke olmuştur.
"Fakat hiç bir dönem bugün olduğu kadar gerekçesiz, dayanaksız , hukuksuz ve keyfi hareket eden bir baskı rejimi ile karşı karşıya kalmamıştır.
"Yargı, yasama ve yürütmenin tek adam rejiminde toplandığı günümüz Türkiye’sinde, aynı rejim tarafından toplumun tek tipleştirilmesi için tek tip basın oluşturulacağı inancı ile alanlarda çalışan, gerçekleri topluma taşıyan basın çalışanlarına yönelik baskının dozajının her geçen gün arttırmaktadır.
"Biz özgür basın çalışanlarına yönelik tutuklamalar ile tüm basına yönelik yeni bir şiddet dalgasını olağan hale getirmeyi amaçlamaktadırlar. Bu bağlamda ele alındığında Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığını ifade etmek isteriz. Biz Kürt Gazeteciler olarak basının daha özgür olabilmesi için özgür basın geleneği ve ilkeleri çerçevesinde mesleki faaliyetlerimizi yürüterek mücadelemize devam edeceğiz.
"Bu kapsamda bizlerle dayanışan ve duyarlılık gösteren başta meslektaşlarımız olmak üzere tüm basın kurum ve kuruluşlarına selamlarımızı iletiyoruz.”
Ne olmuştu?
8 Haziran 2022'de Diyarbakır'da evleri ve çalıştıkları kurumlar basılarak 20'si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı.
İki defa gözaltı süreleri uzatılan 22 kişi, bundan 8 gün sonra 15 Haziran'da sabah saatlerinde adliyeye çıkarıldı.
Savcılık işlemleri 16 Haziran'a sarkan gazetecilerden 16'sı sabaha doğru saat 03.00 civarında "örgüte üye olmak" iddiasıyla tutuklanarak Diyarbakır D Tipi ve Kadın Kapalı cezaevlerine gönderildi.
Gazetecilere savcılık sorgularında yaptıkları programlar, sundukları haberler, haber kaynakları ile telefon görüşmeleri soruldu. Suç delili olarak gazetecilerin evlerinde ve çalıştıkları kurumlarda bulunan bilgisayar, kamera, fotoğraf makinası, ses ve ışık sistemleri, montaj-kurgu bilgisayarlarındaki hard diskler, kitap, gazete arşivleri, Türkiye'de yayınlanan dergiler gösterildi.
Tutuklanan gazetecilerin isimleri şu şöyle: Mezopotamya Haber Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, JinNews Haber Müdürü Safiye Alagaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFGD) Eş Başkanı Serdar Altan, Xwebun Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş ile gazeteciler Ömer Çelik, Neşe Toprak, Mehmet Şahin, Zeynel Abidin Bulut, Elif Üngör, Remziye Temel, Suat Doğuhan, Lezgin Akdeniz, İbrahim Koyuncu, Abdurrahman Öncü, Ramazan Geciken ve Mazlum Güler.
(ÖK/EMK)